Erzurum’da bir seçim bitiyor diğer seçim başlıyor. Geçtiğimiz hafta 1. Organize Sanayi Bölgesi seçimleri yapıldı. Bu hafta da Ticaret ve Sanayi Odası seçimlerin hazırlık çalışmaları başladı. Mevcut başkanın yanı sıra iki ayrı aday daha var. Onlarda yaptıkları basın toplantısında birleşme kararı aldıklarını açıkladılar.
Kuşkusuz Ticaret ve Sanayi Odası seçimleri son derece önemli, çünkü Erzurum‘un en büyük ve en etkili sivil toplum kuruluşu.Şehrin ekonomisine yön veren en büyük yapı. Benim dikkatimi çeken Erzurum’da yürütülen seçim çalışmalarına başka kurumların müdahil olması. Birçok sivil kitle örgütü seçimine başka bir sivil kitle kuruluşu müdahale ediyor. Öyle ki hem de temsil ettiği kuruluşun tüm imkânlarını seferber ederek.
Ticaret ve Sanayi Odası seçim kulis ve çalışmalarında bir kez daha bunu gördük. Aday olanlardan biriside Müstakil Sanayi ve İşadamları Derneği eski Başkanı Mustafa Güvenli. Aday olduğu için görevinden istifa etti. Güvenliden boşalan koltuğa Hüseyin Pekmez getirildi.
Buraya kadar her şey normal.Ancak MÜSİAD, Ticaret ve Sanayi Odası seçim çalışmalarına bizzat müdahil oluyor. Mustafa Güvenli’nin tüm basın açıklamaları bu dernek tarafından yapılıyor. Hatta dernek Mustafa Güvenli için seçim çalışmalarına bizzat gidip oy istiyor.
Bu hiçbir şekilde tasvip edilecek bir durum değildir. Siz arkadaşınıza destek verebilirsiniz, bu gayet normal ve algılanabilir bir durumdur. Fakat koca bir derneği bu işlere alet edemezsiniz. Bu hiç etik bir yaklaşım değildir. Siz başka bir kitle örgütü, Ticaret ve Sanayi Odası başka bir kitle örgütüdür. Bu durum insanları baskı altına almaktır. Haksız bir rekabettir. En başta bu işe Mustafa Güvenli’nin karşı çıkması gerekmektedir. Sonuç olarak o dernekte yöneticiliği son bulmuştur. Derneğin imkanları ile seçim çalışması yürütmek dernek üyelerinin iyi niyetini suistimal etmek ve derneğin tarafsızlık ilkesine gölge düşürmektir. MÜSİAD’ın görevi seçim çalışması yapmak, ETSO’ya başkan aramak değil, kendi derneklerine sahip çıkıp çıtayı bir adım daha ileri götürmektir. Kaldı ki, MÜSİAD’a üye olan ama karşı tarafı destekleyen onlarca insan var. Siz onlarında adına taraf olmamalısınız.
Son yıllarda bu işler bu kentte bir hayli fazla olmaya başladı. Kimse kendi STK’sı ile ilgilenmek yerine nerede bir seçim var oraya taraf olma sevdasında. Bu gidişat tekelleşmeyi getirecektir. Hiçbir kuruluş kimseye baki olmadığı gibi bir zümreye de mal edilmemeli. Asıl olan şudur ki, kişiler önce yönetimine geçtiği kuruluşu layıkı ile yönetmeli. Herkes her yere aday elbette olur. Ben yine de MÜSİAD’ın hareketini masum bir arkadaş desteği ile görmek istiyorum ve diğer kitle örgütlerinin de bu tavırlardan vazgeçmesi gerektiğine inanıyorum. Sivil kitle kuruluşları şehrin sorunlarına ön ayak olmak için kurulmuş yapılardır.
Gün gelir sizinde karşınızda olan örgütler çıkar. O zaman da bağıran yine siz olursunuz.
Âlemlerin Rabbi’nin “Sen olmasaydın, kâinatı yaratmazdım” dediği, insanlığın onuru, Âdemoğlunun yüz akı, peygamberlerin sonuncusu ve efendisi Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.)’nın doğumunun 1442. yılı yine coşkuyla, imanla ve hasretle kutlanıyor. Her yıl Müslümanların iman, kardeşlik, cihat ve vefa aşkıyla bir araya geldiği “Kutlu Doğum Haftası”nda İslâm ümmeti yine O’nun nuruyla aydınlanıyor. Kan ve gözyaşıyla yoğrulan mazlum İslam coğrafyası da her geçen gün ümmetin tam anlamıyla O’nun (S.A.V.) izinde birleşmesini bekliyor dedi.
‘Seviniyoruz. Çünkü, O’na Ümmet olma şerefini kazanmışız. Umutluyuz. İnsanlık, içinde çırpındığı bunalımlardan ancak O’nun kılavuzluğu ile kurtulabilir.’ dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından bu yıl tema olarak “Hz. Peygamber (s.a.v.) ve insan Onuru ,” konusunun seçilmiş olmasını takdirle karşılıyoruz.
MÜSLÜMAN KAYBETTİĞİ ONUR’U PEYGAMBERİNİN YOLUNDA ARAMALIDIR.
İnsanlık Kaybettiği değerleri , Müslümanlar kaybettikleri Onurlarını Sadece Rahmet peygamberinin getirdiği İlahi mesajlara bağlı olarak yaşayınca kazanabileceğinin altını çiziyorum .
Bu Gün İslam Coğrafyası Kan ve Gözyaşı içerisinde kalmış İnsanlık ve Müslümanlık onuru ayaklar altına alınmıştır. Bu zilletten İzzete ulaşmak için Alemlere Rahmet olarak gönderilmiş Peygamberin Nebevi metodunu Bütün Müslümanlar sahiplenmeli ve uygulanması için çalışmaları gerekir dedi.
Yaşadığımız Asırda Cahiliye döneminde yaşananların birçok özelliğinin devam ettiğini kaydeden , “Peygamberimiz dünyaya gelmeden önce kız çocuklarını toprağa diri diri gömme, içki ve kötü gelenekler vardı. O toplumun içinden Hz. Alileri, Hz. Ömerleri, Hz. Ebubekirleri çıkarttı. Aynı sıkıntılar şimdi yok mu. Aynıları var. İçki her yerde var. Faiz ne yazık ki meşrulaştı. Maalesef bazı Hocalarımız asli ihtiyaçlar diye başlayan cümleler ile fetva vermeye başladı. O zaman fal okları şimdi spor lotolar ve spor totolar var,mantar gibi yaygınlaşan idda bayileri var O dönemin sıkıntılarının hepsi şimdi de var. Nasıl ki efendimiz bunları kaldırdı, bizde bunlarla mücadele etmeliyiz , İfsada giden toplumu Islah için Çalışan efendimiz gibi bizimde yaşadığımız her yerde birer Islah neferi olmalıyız dedi.
İNSAN SEVDİĞİYLE HAŞR OLUR
İnsanın sevdiği ile haşr olacaktır, “
Cenab-ı Hak hepimizi Peygamber Efendimiz ile haşretsin, cennette ona komşu yapsın inşallah.
O “Kendisi için istediğini mü’min kardeşi için de istemeyi” temel esas olarak belirledi.
Peygamber efendimiz, elbette bütün tarihin en büyük insanıdır. En önemli dönüm noktasıdır. Ve biliyoruz ki, din fıtri bir hakikat ve ihtiyaçtır. Saadet için insanların dine koşmaları şarttır. Onun için bütün insanlığın saadetinin öncüsü, Peygamber Efendimiz Aleyhisselamı çok iyi tanımak ve tabii olmak şarttır. Bu duygu ve düşünceler içerisinde Kutlu Doğum Haftasının bütün Müslümanların gönlünde kardeşlik duygusunun ve kardeşlik coşkusunun yeniden filizlenip yeşermesini, Ayaklar altında kalan insanlık Onurunun tekrar Filizlenmesini, bütün davranışlarımızda kardeşlik ahlakı ve kardeşlik hukukunun yaşanmasını Yüce Rabbimizden niyaz ediyor; başta ülkemiz ve gönül coğrafyamız olmak üzere bütün İslâm dünyasının Kutlu Doğum Haftasını kutluyorum dedi