MENÜ ☰
ATA-AÖF’te Sınavsız İkinci Üniversite Ön Kayıtları Devam Ediyor
Büyük Erzurum Sofrası
Erzurum Haber Gazetesi » Yazarlar » Kanser mi çaresiz bırakıyor, insanlar mı?
Sevda Güneş
Kanser mi çaresiz bırakıyor, insanlar mı?


Çağın en büyük illeti kanser. Öyle bir hal aldı ki neredeyse her üç kişiden biri bu hastalığın pençesinde. Türkiye’de artan kanser vakaları tedavi yöntemlerini de gündeme getirdi. Tüm Türkiye kanserle savaşırken kemoterapi ve ışın tedavisi sonrası kullanılan ithal ilaçların bir yıldır piyasada bulunmadığını, yine kanser hastaları için sesini yükselten üniversite öğrencisi Dilek’ten öğrendi.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın eline para sıkıştırıp “git ilacını al” dediği genç kızın “ben dilenci değilim, beni yanlış anladınız” diyerek döktüğü gözyaşı, insanlığın kalbine bir kurşun gibi işledi. Genç kızın dilinden dökülenlerden ziyade gözlerinden okunuyordu o acı tablo. Evet, insanlık ölmüştü.

Yapılan yanlıştan dönüldü ve ilaçların temini için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı devreye girdi. Şimdilik sorun aşıldı gibi görüyor.

Bu illete yakalanmayan, o dayanılması güç tedavilere katlanmayan hiç kimse bu hastalığın ne olduğunu asla bilemez. Bu konuda toplumsal bilincin olmadığını bir kez daha gördük en ağır biçimden. Kimsenin garantisi yok, bu dünyada asla sağlıklı olduğunuza güvenmeyin, yarın birçoğunuza nüfus edebilir bu hastalık.

Parası olan özel hastanelerde tedavi olurken, devlet hastanelerinde sıra beklerken kaptığı bir mikroptan hayatını kaybedenleri gördüm. Damar yolu ile alınan her kemoterapide vücudun nasıl bittiğine şahit oldum. Her hastane yolunda ‘acaba eve geri dönebilecek miyim’ hissini yaşadım. Ölmeden ölmek ne demek bunu defalarca şahsen tecrübe ettim.

İnsanlar Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’a öfke kusarken aslında bu ülkede herkesin bu hastalığa karşı en az bakan kadar duyarsız ve bilgisiz olduğunu keşfettim. Gerçek şu ki, ateş düştüğü yeri yakıyor. Kanserle mücadele eden insanlar, bu ülkede ilacını dahi alamıyor. İşte bu gerçeği hiçbir şey değiştirmiyor.

Kanserin nedenleri konusunda uzmanlar her gün yeni bir şey açıklıyor: ‘Onu yemeyin’, ‘bunu içmeyin’, ‘şurada gezmeyin’ diye. Oysa hiç kimse genetiği değiştirilmiş organizmaların tehlikesinden, hormonlu gıdaların felaketinden bahsetmiyor. Tek suçlu stres ve sigara gösteriliyor. Belki de bu hastalığa sebep olan en masum şey stres ve sigara. Kanserden hayatın kaybetmiş ancak stresin ne olduğunu bilmeyen, hayatında sigarayı ağzına almamış insanların sayısı öyle çok ki.

Gerçek şu ki, toplumsal bilincin olmadığı bir yerde hiçbir sorun aşılamıyor. Ülkede sanki herkes meme kanserinden ölüyormuş gibi bir tek meme kanserinde farkındalık yaratılıyor. Oysa bu illetin bin bir türlüsü var. Midemi istersiniz, akciğer mi, yoksa geniz mi?

Üniversite Öğrencisi Dilek ile tartışmaya açılan kanserle mücadele konusunda toplum olarak harekete geçilmeli. Parası olmadığı için tedavi göremeyen onlarca insanın sesi olunmalı. Hatta mecliste bir komisyon kurulmalı. Kanserle topyekûn bir kavgaya girilmeli. Şehirdeki onkoloji hastanelerinin sayısı artırılmalı. Ancak daha öncesinde kanserin nedenleri araştırılıp ortadan kaldırılmalı. İnsanlar benim güzel ülkemde bir bakana dert anlatmak için kanserden fazla mücadele etmemeli.

📆 17 Nisan 2013 Çarşamba 17:55   ·   💬 1 yorum   ·   ⎙ Yazdır

“Kanser mi çaresiz bırakıyor, insanlar mı?” için bir yanıt

  1. ahmet akkurt dedi ki:

    Âlemlerin Rabbi’nin “Sen olmasaydın, kâinatı yaratmazdım” dediği, insanlığın onuru, Âdemoğlunun yüz akı, peygamberlerin sonuncusu ve efendisi Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.)’nın doğumunun 1442. yılı yine coşkuyla, imanla ve hasretle kutlanıyor. Her yıl Müslümanların iman, kardeşlik, cihat ve vefa aşkıyla bir araya geldiği “Kutlu Doğum Haftası”nda İslâm ümmeti yine O’nun nuruyla aydınlanıyor. Kan ve gözyaşıyla yoğrulan mazlum İslam coğrafyası da her geçen gün ümmetin tam anlamıyla O’nun (S.A.V.) izinde birleşmesini bekliyor dedi.

    ‘Seviniyoruz. Çünkü, O’na Ümmet olma şerefini kazanmışız. Umutluyuz. İnsanlık, içinde çırpındığı bunalımlardan ancak O’nun kılavuzluğu ile kurtulabilir.’ dedi.

    Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından bu yıl tema olarak “Hz. Peygamber (s.a.v.) ve insan Onuru ,” konusunun seçilmiş olmasını takdirle karşılıyoruz.

    MÜSLÜMAN KAYBETTİĞİ ONUR’U PEYGAMBERİNİN YOLUNDA ARAMALIDIR.

    İnsanlık Kaybettiği değerleri , Müslümanlar kaybettikleri Onurlarını Sadece Rahmet peygamberinin getirdiği İlahi mesajlara bağlı olarak yaşayınca kazanabileceğinin altını çiziyorum .

    Bu Gün İslam Coğrafyası Kan ve Gözyaşı içerisinde kalmış İnsanlık ve Müslümanlık onuru ayaklar altına alınmıştır. Bu zilletten İzzete ulaşmak için Alemlere Rahmet olarak gönderilmiş Peygamberin Nebevi metodunu Bütün Müslümanlar sahiplenmeli ve uygulanması için çalışmaları gerekir dedi.

    Yaşadığımız Asırda Cahiliye döneminde yaşananların birçok özelliğinin devam ettiğini kaydeden , “Peygamberimiz dünyaya gelmeden önce kız çocuklarını toprağa diri diri gömme, içki ve kötü gelenekler vardı. O toplumun içinden Hz. Alileri, Hz. Ömerleri, Hz. Ebubekirleri çıkarttı. Aynı sıkıntılar şimdi yok mu. Aynıları var. İçki her yerde var. Faiz ne yazık ki meşrulaştı. Maalesef bazı Hocalarımız asli ihtiyaçlar diye başlayan cümleler ile fetva vermeye başladı. O zaman fal okları şimdi spor lotolar ve spor totolar var,mantar gibi yaygınlaşan idda bayileri var O dönemin sıkıntılarının hepsi şimdi de var. Nasıl ki efendimiz bunları kaldırdı, bizde bunlarla mücadele etmeliyiz , İfsada giden toplumu Islah için Çalışan efendimiz gibi bizimde yaşadığımız her yerde birer Islah neferi olmalıyız dedi.

    İNSAN SEVDİĞİYLE HAŞR OLUR

    İnsanın sevdiği ile haşr olacaktır, “
    Cenab-ı Hak hepimizi Peygamber Efendimiz ile haşretsin, cennette ona komşu yapsın inşallah.

    O “Kendisi için istediğini mü’min kardeşi için de istemeyi” temel esas olarak belirledi.
    Peygamber efendimiz, elbette bütün tarihin en büyük insanıdır. En önemli dönüm noktasıdır. Ve biliyoruz ki, din fıtri bir hakikat ve ihtiyaçtır. Saadet için insanların dine koşmaları şarttır. Onun için bütün insanlığın saadetinin öncüsü, Peygamber Efendimiz Aleyhisselamı çok iyi tanımak ve tabii olmak şarttır. Bu duygu ve düşünceler içerisinde Kutlu Doğum Haftasının bütün Müslümanların gönlünde kardeşlik duygusunun ve kardeşlik coşkusunun yeniden filizlenip yeşermesini, Ayaklar altında kalan insanlık Onurunun tekrar Filizlenmesini, bütün davranışlarımızda kardeşlik ahlakı ve kardeşlik hukukunun yaşanmasını Yüce Rabbimizden niyaz ediyor; başta ülkemiz ve gönül coğrafyamız olmak üzere bütün İslâm dünyasının Kutlu Doğum Haftasını kutluyorum dedi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ERZURUM'DA HAVA

ERZURUM
Esentepe Avrupa Konutları
YENİ SAYI

YAZARLAR

RÖPORTAJLAR

ANKET

Üzgünüm, şu anda etkin anket yok.

BAĞLANTILAR