Aslında Erzurum’un hiçte yabancısı olmadığı bir durum olmasına karşın, yine de eksi 34 derece herkesi korkuttu; dört bir taraf buz kesti. Havada nefes, yerde su dondu…Sadece insanlar değil; kurt, kuş bile çaresizdi dün gece…
Neyse ki, belediyeler insani bir görevi yerine getirerek, aynı doğayı paylaştığımız yaban hayvanlarına yiyecek dağıttı da, hiç olmasa soğuktan kaskatı kesilen hayvanların kursağına bir lokma gidebildi.Kim bu işi akıl etti ve emek harcadıysa şükranlarımızı sunuyoruz.…İnsanların burunlarını dahi göstermekten sakındıkları şu soğuk havalarda birileri var ki, gece-gündüz bizler için çalışıyor, canını dişine takarak karın ve fırtınanın kapattığı yolları açıyor.
Tamam; belki görevleri olmasına görevleri de; ama bu iş, sadece görev uğruna yapılacak bir iş değil. Fedakarlık, çalışkanlık, cesaret ve inanç gerekir. Bir de, insan sevgisi olacak ki yüreğinizde, ölümü pahasına kara kışa direnebilesiniz. Şakası yok… Daha dün bir Karayolları görevlisi, Kop’ta kıl payı kaldı ki, karla mücadele sırasında dozerin altında kalsın.
Büyük, hantal ve ketum bir kurum olmasına rağmen, Karayolları başından beri, bu şehir için özveriyle çalışan kurumlardan biridir. Bölge Müdürü kim olursa olsun Karayolları, ajandasında kayıtlı olan plana göre, başını öne eğip işine bakar.… Bu yüzdendir ki sadece geçen yıl yaklaşık bin kilometrelik bölünmüş yol yapıldı. Doğudan güneye, kuzeyden batıya Erzurum dört bir tarafa artık bölünmüş yollarla bağlandı. Karayolu ulaşımı şimdi hem çok daha rahat hem de çok güvenli.
Ah bir de şu karakış olmasaydı.
Şenol Altınok, bir süre önce Erzurum’a atandı. Başarılarıyla bugün bile adından saygıyla söz ettiren Mahmut Yıldız’ın boşalttığı koltuğu O doldurdu.
Genç, dinamik, samimi, dürüst ve atılgan bir bürokrat.…
Erzurumlu değil ama Erzurum’a hizmeti şiar edinmiş genç bir insan.
İşte bu genç bürokrat, beraberine kıymetli hemşerimiz yardımcısı Süha Dumlu’yu da alarak, Doğu’yu Karadeniz’e bağlayan yollara tüneller yapmak için, çabalayıp duruyor.
Bu amacına ulaşmak için, yılmadan usanmadan mücadele eden Şenol Altınok ve ekibi, dün kıymetli meslektaşlarımı da yanlarına alarak, Bayburt güzergahındaki Kop’a tırmandılar.
Amaç; Kop’a kurulması gereken 3 bin 176 metre uzunluğundaki tünelin, bu yol için ne denli önemli bir ihtiyaç olduğunu anlatmaktı. Şayet, değerli dostumuz Esat Bindesen’in muhterem pederi merhum Mehmet Bindesen’in cenaze defini olmasaydı, bendeniz de onlarla birlikte olacaktım.
O habere giden arkadaşımız Onur Sağsöz’ün haberinden öğrendim ki, Karayolları Bölge Müdürü Şenol Altınok yalnızca Kop için mücadele etmiyor; misal Ovit’e de bir tünel yapılması gerektiğini, bu tünelin de en az on kilometre uzunluğunda olacağını söylemiş. Ayrıca, Uzundere tüneli için de ihale aşamasına gelindiğini anlatmış.
Şu kasvetli ve her şeyin buz kestiği günlerde, Şenol Bey’in bu açıklaması, az da olsa havayı yumuşattı ve yüreğimize su serpti.
Ancak bu projelerin en kısa sürede hayata geçebilmesi için, illa ki Ankara’da siyasi destek ve takibe ihtiyaç var. Umuyorum ki, vekillerimiz de işin bu cephesini tutarlar ve ulaşım için elzem olan bu tüneller, özellikle de Kop tüneli en kısa sürede kuvveden fiile geçer.
Haberi bugün gazetede okuyacak ve daha ayrıntılı bilgi sahibi olacaksınız. Bendeniz sadece verilen bu anlamlı çabanın altını çizmeye ve sessiz sedasız bu şehre hizmet için koşturan değerli kişilere dikkatinizi çekmek istedim.
Tünel demek; güvenlik demektir, mesafenin kısalması demektir, yakıt başta olmak üzere zamandan tasarruf demektir.
Gelişmiş bütün memleketlerde dağlık yollar hep tünellerle aşılmıştır. Türkiye de artık bu yolda çok ciddi mesafeler almış bir ülkedir. Bölgemizde de bu hizmetlerin artarak devam etmesini bekliyoruz.
Bir yanıt yazın