Sabah haberlere bakarken arkadaşım Turgay İpek’in imzasını taşıyan bir haber dikkatimi çekti. Haberin başlığında “İmam vaazda ‘haram’ dedi, midyecinin işi azaldı” yazıyordu. Bir an duraksadım, esasında şaşırdım. Erzurum’da midye mi varmış diye düşünürken haberin içeriğini okuyunca bilgi sahibi oldum.

Erzurum‘a Bursa’dan ilk kez midye getiren seyyar satıcı Fırat Kuytan, mahalledeki cami imamının Cuma vaazda ‘midye haramdır’ demesi nedeniyle satışlarının yarı yarıya düştüğünü ileri sürmüş. Kuytan, “Fetvadan sonra cami cemaatinden hiç kimse midye almadı” demiş.

Büyük umutlarla Erzurum’a getirdiği midyeleri elinde kalan satıcı, cemaate her ne kadar          ‘denizden babam çıksa yerim’ sözünü hatırlatarak, ‘etmeyin eylemeyin, gelin şu midyeleri alın’ dese de vaazı dinleyen hiç kimse midye satın almamış, yememiş.

Efendim bundan haber olur mu olmaz mı? Seyyar satıcı bir tek o cami cemaatine mi midye satıyormuş?  Bu sorular bir yana benim kafama iki soru takıldı. Birincisi gerçekten midye yemek günah mı? İkincisi de günah konusunda dini emirlere bu kadar iyi uyuyor muyuz?

Önce ilkine bakalım. Midye yemek günah mı? Din âlimleri bu konuya mezhep üzerinden cevap veriyor. Hanefi mezhebine göre denizden çıkan ürün eğer balık şeklinde değil ise, kabuklu ise yenmesi caiz değil, yani günah. Ahmet Mahmut Ünlü (Cüppeli Ahmet Hoca ) Hanefi mezhebine göre mekruh olduğunu, yenilemeyeceğini söylüyor.

Şafii mezhebine göre ise yenmesinde hiçbir mahsur yoktur. Hatta bu konuda ‘denizden babam çıksa yerim’ söylemi İmamı Şafi’ye naklediliyor. Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu Hanefi Mezhebinin aksine Şafi Mezhebinde midye yemenin sakıncasının olmadığını söylüyor.

Midye konusunda iki popüler din adamının görüşü böyle. Demek ki pusula belli, hangi mezhepte isen gereğini yapacaksın.

İkincisine gelince, elbette hangi dine mensupsak o dinin emirlerini şartsız, kuralsız yerine getirmekle mükellefiz. Dinimizde haramlar, helaller gayet açık ve net.

Örneğin yalan, iftira, kul hakkı, içki, kumar sadece bunlardan bazıları. Elbette midyeyi haram olduğu için yemeyelim ama İslam’ın haram dediğine de uyalım.  Midyeye gösterdiğimiz hassasiyeti dinimizin yasakladığı diğer konular için de göstermemiz gerekmez mi?

Bugün dinimizce günah ve haram olan onlarca şeyi yapanlar olarak midyeye gösterdiğimiz hassasiyet takdire şayandır.

Ayrıca midye fetvasını veren ve cemaat üzerinde son derece etkili olan imamı da tebrik etmek lazım. Aynı ikna edici vaazları diğer yasaklar üzerinde de göstermesini bekliyoruz.

Neyse ki Erzurum’da deniz yok. Zira düşünsenize balık dışında deniz ürünü satanlar iflas edecekti maazallah…