MENÜ ☰
ATA-AÖF’te Sınavsız İkinci Üniversite Ön Kayıtları Devam Ediyor
Büyük Erzurum Sofrası
Erzurum Haber Gazetesi » Yazarlar » Protokolsüz Kurtuluş Töreni
Gamze İSPİRLİ
Protokolsüz Kurtuluş Töreni


Geçtiğimiz gün yaklaşık 4 bin yıllık tarihi geçmişe sahip olan Ilıca protokolsüz olarak 92. kurtuluş yıl dönümünü kutladı.

‘Ilıca’ olan ismi değiştirilerek Aziziye yapılan ve Büyükşehir Belediyesi sınırları içine alınan ilçede oturan vatandaşlar, işgalden kurtuluşun 92’nci yıl dönüm gününü protokulsuz olarak kutladılar.

Atlı ciritçilerin arkasında ‘Ilıca burada alsancağın altında’, ‘Vatan sana canım feda’ sloganları atarak bayraklı yürüyüş yapan vatandaşlar, alkış topladı.

 Protokol olmasa da milli bilinç tek yürek olmanın adı oldu Ilıca’da

Kurtuluşlar dönüm noktasıdır ve milli değerler açısından önemlidir. Tarihini unutan milletlerin gelecekte başarı elde etmesi mümkün değildir. Milli bilinç ve tarih şuuru önemli bir yere sahiptir. Ilıca ilçesinin Türk tarihinde büyük bir geçmişi vardır.  4000 yıllık geçmişi olan tarihi değerleri olan ilçemizdir. İlçenin tarihi geçmişine değinecek olursak; “Ilıca sırayla; Huriler, Hayaşa, Azizi Krallığı, Urartular (M.Ö. 900-600), İskitler, Medler ve Perslerin istilasına uğramıştır. M.Ö. 65 yıllarında Romalıların hâkimiyetine geçmiştir. M.S. 1040 ile 1063 yıllarında Büyük Selçuklu Devleti Komutanlarından İbrahim Yınal ile Kutalmış, Erzurum’u ele geçirmek için Ilıca’da ordugâh kurmuşlardır. Malazgirt Zaferinden sonra Ilıca tamamen Türklerin eline geçmiştir. 1385 Yılanda Ilıca, Kara koyunlu Hükümdarı Kara Mehmet, 1387’de Timur un eline geçmiştir. Osmanlıların eline geçtik ten sonra Osmanlı Sultanları Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman doğu seferinde Ilıca’yı konaklama yeri olarak kullanmışlardır. Bazı kaynaklara göre Kanuni Sultan Süleyman Kaplıcalarda yıkanarak buraya “Çermük-İl” demiştir. Osmanlı Devletinin Sınırları içerisinde Çermük Ilıca Erzurum’un 9 köylü bir nahiyesi idi. Romalılar  döneminden önce ” Karloi Karnak” adını alan Ilıca’nın ismi halkın kaplıcaya “Çermik” demesinden ileri gelmektedir.  Bir çok kez işgal ve istilaya uğrayan Ilıca; 1 Cihan Harbinde General Yudeniç kumandasındaki Rus Ordusunun 16 Şubat 1916 günü Erzurum’u işgaliyle geri çekilen Türk Ordusunu takip ederken 16-17 Şubat 1918 gecesi vukuu bulan şiddetli çarpışmalardan sonra Rusların eline geçti. Ilıca için 17-18 Şubat 1916’da başlayan bu acılı günler 2 yıl kadar devam etti. Erzurum’u işgal eden Rusların 1917 Bolşevik İhtilalinden sonra çekilip burayı Ermenilere bırakmaları neticesinde zulüm ve felaketlerin ardı arkası kesilmemiştir. Ilıcada da Ermeni vahşeti bütün gücü ile kol gezmişti. Öldürülen insanlar Camii avlusunda (Eski Camii) istiflenerek yakılmıştır. Ahmet Refik Bey 1918’de Erzurum’a giderken Ilıcadan da geçmiş ve ölenlerin sayısının 2000 civarında olduğunu nakletmiştir.   Bu arada Suşehri’nde bulunan 3. Ordu Komutanı Vehip Paşa 10 Ocak 1918 de 1. Kafkas Ordusu Kumandanı Kızım Karabekir’e Erzincan, Erzurum, Sarıkamış yönünde hareket emrini verir. Türk Ordusu Rus Ordusunun boşalttığı bölgelerde Ermeni Mezalimini haber aldıkça uykuya, açlığa ve kışa bakmadan ilerledi 6 Mart’ta Mama Hatun’a gelen  1. Kafkas Kolordusu, Ermeni Vahşet ve Mezaliminin Erzurum Bölgesini de silip süpüreceğini düşünerek Suşehri’ndeki Ordu Kumandanlığından hareket için  emir ister ve 7 Martta Erzurum’daki Ermenilerin reisine, 1877 sınırına kadar olan yerlerin Türkiye’ye ait olduğunu, karşı çıkacak silahların asi sayılacağına ve en geç 9 Mart 1918 akşamına kadar Erzurum’un teslim edilmesi gerektiğini bildirir. Kolordu Karargahını Ilıca’nın batısında bulunan ilçeyi bağlı Alaca Köyüne Taşıyan Kazım Karabekir, Burada Ermeniler tarafından yapılan katliamı şöyle anlatmaktadır: “Köyü dolaştım Facianın en müthişi burada idi süngülenmiş veya yakılmış cesetlerin başındaki ağlama ve bağrışmalar insanın tüylerini ürpertiyordu. Ilıca’ya cepheden, güneyden ve Ağa Köprüsünün kuzeyinden hücuma geçen Türk Ordusu, 2 Saatte yakın süren şiddetli çarpışmalardan sonra Saat 08.00’de Ilıcaya girerek buraya 2 yıl sonra yeniden Ay Yıldızlı  Bayrağımızı astılar ve böylece 11 Mart 1918’de Ilıca’nın esaret günleri sona erdi. İşte böylesine tarihi geçmişi olan bir ilçede kutlamalarda büyük önem arz ediyordu.

Yaşlı, çocuk, genç, kadın hepsi yer alırdı, kutlamalarda. Tarihi geçmiş ve Ermeni mezaliminin boyutları bir kez daha gündeme gelirdi. Kahramanlık şiirleri okunarak, ilçenin milli mücadeledeki yeri pekiştirilirdi. İsmini değiştiren Ilıca’nın şimdide kutlama programları elinden alındı.

Protokol katılmasa da Ilıcalı önemli mesajlar verdi yaşanan tabloda.

Yakutiye Belediyesi’nde bu anlamlı etkinliğe destek vererek mehteren takımını gönderdi.

Şimdi siyasilerin bu noktada duyarlı olup, ilçeye kaybettiği hakkı geri vermesi gerekiyor.

Kurtuluşu kutlamak bir lütuf değil, milli bir görevdir.

Herkes bu noktada üzerine düşeni yapabilmelidir.

Gamze İspirli

📆 12 Mart 2010 Cuma 13:00   ·   💬 0 yorum   ·   ⎙ Yazdır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ERZURUM'DA HAVA

ERZURUM
Esentepe Avrupa Konutları
YENİ SAYI

YAZARLAR

RÖPORTAJLAR

ANKET

Üzgünüm, şu anda etkin anket yok.

BAĞLANTILAR