Dün İbrahim Polat aradı; cümlelerinde teşekkür de vardı, sitem de… Ama daha çok kamuoyuna yanlış biçimde yansıyan sözlerine açıklık getirdi.
“Ben” Dedi. “O toprakların bir evladıyım ve bugüne kadar da Erzurumlu olmaktan hep onur ve gurur duydum. Bazı yayın organlarında bana atfen çıkan açıklamalar asla gerçeği yansıtmıyor.”Ben, ne ‘otel yaptığıma pişmanım’ dedim, ne de ‘mümkün olsa otele tekerlek takar götürürüm’ gibi akla ziyan, saçma sapan bir söz ettim. Söylediğim çok açık ve nettir: Ben diyorum ki, Turizm Bakanlığı master plana ve imar programına aykırı olarak, dere yatağının üzerine inşaat izni verdi, bu sebeple de yolu ve orman arazini kapattırdı. Sitemim de, eleştirim de Turizm Bakanlığı’nadır. Erzurumlu hemşerilerimiz bu izni vermiş değil ki, ben hemşerilerime sitem edeyim. Fakat ne acıdır ki, bir gazete benim sözlerimi çarpıttı; sizin gazeteden Derya Doğan Hanım da o çarpıtılmış sözlerim üzerine bir yorum yapmış. Bu sözlerin bana ait olmadığını bilmenizi istedim. Başından beri olduğu gibi, Erzurum basınını ciddiye aldım ve almaya devam edeceğim.”
Telefonda İbrahim Polat’a söylediklerim özetle şuydu:
“Amca; Erzurum halkı da sizi seviyor ve yaptığınız hizmetleri şükranla karşılıyor. Fakat ikide bir de sizin adınıza basında çıkan açıklamalarda, sürekli Erzurum rencide ediliyor ve töhmet altında bırakılıyor. İşin böyle olmadığına sevindik. Siz ‘hayır o açıklamalar bana ait değildir’ diyorsanız doğrudur ve biz de size inanıyoruz. Keşke bir açıklama yapma ihtiyacı duyduğunuzda, basında daha seçici davransanız. En azından bundan sonra böyle davranmanızı rica ediyoruz.”
Uzun bir sohbet oldu; İbrahim Bey, “İlk fırsatta Erzurum’a geleceğim ve sizlerle otel mıntıkasında beraber bir inceleme yapacağız. Göreceksiniz ki eleştirilerimde haklıyım. Ben falanca kişi niye otel yaptı demiyorum, dediğim şudur; orman alanına inşaat izninin verilmesi yanlış olmuştur ve bu izinle birlikte hem dere yatağının ağzı kapatıldı, hem de yol… İtirazım bunadır. Yoksa herkes nasibini yer… Kaldı ki bu durumu ben Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’e de, hem de orada aktardım ve yapılan yanlışları izah ettim. Kendisi de bu durumu müracaatla ilgili birimlere bildirmemi istedi ve ben de hem idari hem de adli makamlarda, yapılan yanlışın düzeltilmesi için girişimlerde bulundum. Nasıl olduysa oldu, orada altı dönümlük otel inşaat izni, birden bire altmış dönüme çıkarıldı. Bu Erzurum’a da yapılmış bir haksızlıktır. Allah korusun günün birinde büyük bir sel dağdan kopup gelirse, dere yatağı kapatıldığı için çok büyük zararlar yaşanır. Ben bu çarpık duruma dikkati çekmeye çalışıyorum” şeklinde konuştu.
Gerçi İbrahim Polat’ın bendenizi aramasına neden olan yazıyı kaleme alan kişi, arkadaşımız Derya Doğan’dı; ancak İbrahim Bey telefonda beni bulunca, hem bir “merhaba” demek istemiş, hem de dertleşmek…
İyi de oldu…
Çünkü kendisini tanımama ve zaman zaman sohbetlerinden istifade etmeme rağmen, adına atfen çıkan bu açıklamaya bendeniz de çok bozulmuş ve üzülmüştüm.
Şimdi İbrahim Polat tarafından bu nevi bir açıklama yapılmamış olmasını, birinci elden öğrendik ve herkesi üzen bir yanlışın düzeltilmesine vesile olduğumuz için memnunuz…
Birkaç yıldır görüşememiştik; Derya’nın yazısı iyi bir vesile oldu ve iş dünyasının bu duayen ismiyle bir saati bulan güzel bir telefon sohbeti yaptık.
Umuyor ve diliyorum ki, İbrahim Polat’ın dile getirdiği yanlışlık ve aksaklıklar ilgili kurumlar tarafından en kısa sürede değerlendirilir ve gereği yapılır.
Adalet, güçlüden veya çok bağırandan yana değil, haklıdan yana tecelli etsin ki, kimse küskün ve üzgün olmasın.
İbrahim Polat, “Ben kimsenin oteline mani olmak peşinde asla olmadım olamam da; ben yapılan yanlışlıkların düzeltilmesini istiyorum” cümlesini, sohbetimiz boyunca bir çok defa tekrarladı.
Bu sebeple bu iddia ve itiraz mutlaka devlet tarafından ciddiye alınıp gereği yapılmalıdır.
NOT:
Birkaç gün önce bu sütunda kaleme aldığımız, “Erzurum’u mahveden kıskançlık illeti” mailindeki yazımızda meslektaşlarımıza sitem ederken, o ödül gününü haber yapan kuruluşların adını zikretmiştik. Üzülerek öğrenmiş bulunduk ki, bendenizin de mensubu sayıldığım Kanal 25 haber yapmış ve çok da geniş kullanmış haberi…
Bu bilgi eksikliğinden ötürü Kanal 25 ailesinden ve sevgili program partnerim Sinan Özçaylak’tan samimi bir dille özür diliyorum.
Mehmet ŞENER
Bir yanıt yazın