MENÜ ☰
ATA-AÖF’te Sınavsız İkinci Üniversite Ön Kayıtları Devam Ediyor
Büyük Erzurum Sofrası
Erzurum Haber Gazetesi » Eğitim, Genel, Manşet, Sivil Toplum, Spor, Toplum » Türkiye’de kayak sporu Erzurum’da başlamıştır
Türkiye’de kayak sporu Erzurum’da başlamıştır


Türkiye Kayak Federasyonu tarihi hatayı düzeltmelidir

Spor Lisesi Öğretmen ve öğrencileri spor tarihine güzel notlar düşüyorlar.

Türkiye’de kayak sporu Erzurum’da başlamıştır

Erzurum Reşit Karabacak Spor Lisesi (Türk Spor Tarihi)Beden Eğitimi Öğretmeni Fatih Özbayraktar araştırma konusu olarak ele aldığı bir mesele hakkında Türkiye Kayak Federasyonu’na çağrıda bulunarak kurumun web sitesinde Tarihçe bölümünde yer alan bilgilerin düzeltilmesini dile getirdiler.

Türkiye Kayak Tarihinde Erzurum rolünü gün yüzüne çıkartarak hatalı bilgilerin düzeltilmesi için girişimde bulundular.

Erzurum’da kayak sporuna ilk kez Kiremitlik Tabya’da başlandığı ile ilgili 1919-1925 ve 1930 yıllarına ait tarihi bilgi, belge ve fotoğraflar ortadayken; Türkiye’de kayak sporunun başlangıcını, Galatasaray Lisesi öğretmenlerinin 1933 yılında Uludağ’da kayak yapmaları olarak kabul etmek, hem şehrimiz Erzurum’a hem de kayak tarihine haksızlık olacaktır.

Erzurum Reşit Karabacak Spor Lisesi Müdürü Sinan Topallı ve Türk Spor Tarihi ve Beden Eğitimi Öğretmeni Fatih Özbayraktar Hoca konuyla alakalı yaptıkları açıklama da; “Hepimizin bildiği gibi günümüzde ülkelerde, şehirlerde, kasabalarda hatta köylerde dahi insanlar yaşadıkları yerlerin coğrafyalarını, tarihlerini, soyut ve somut kültürlerini, tarihî kişi ve olaylarını kısacası yaşadıkları yerlere ait tüm güzellikleri ve ilkleri bir tanıtım aracı olarak kullanmaktadırlar.

Kadim şehrimiz Erzurum, köklü bir tarihle beraber zengin bir kültüre de sahip olmasıyla ülkemizin temel taşlarından biri konumundadır.

Tanıtımın iyisine kötüsüne şehirce desteklenip desteklenmemesine çok da bakmadan önemli olan tanıtımdır düsturuyla kimi şehirler mutfağıyla, kimi şehirler denizi ve plajlarıyla, kimi şehirler ise dağları ve yaylalarıyla bu tanıtımları ön plana çıkarak turizm pastasından pay alma çabası gütmektedirler.

Türkiye Kayak Federasyonu web sitesinde yer alan tarihçe bilgisi;

Şehrimiz Erzurum’u ön plana çıkaran ise zengin mutfağımız, kadim tarihimiz, kış sporlarına yönelik tesis ve pistlerimiz ile yüksek irtifa kamp merkezlerimiz olmuş; bunlar en önemli reklam yüzümüz olarak turizm kolunda yer almıştır.

Erzurum’la ilgili yaptığımız uzun süreli araştırmalar sonucunda şehrimizin spor tarihi ve kültürü bakımından, Osmanlı Devleti’ne başkentlik yapmış olan Bursa, Edirne ve İstanbul ile yarışabilecek seviyede zengin bir kültüre sahip olduğunu anlıyoruz.

Şehrimiz gerek Selçuklu ve Osmanlı Dönemi gerekse Cumhuriyet Dönemi’nde stratejik konumunun da etkisiyle birçok tarihî, kültürel ve sportif faaliyetlere ev sahipliği yapmıştır.

Bizler de şehrimizin ilkler barındıran köklü spor kültürünün etkisi ve bu mirasa sahip çıkma anlayışıyla Erzurum Reşit Karabacak Spor Lisesi öğretmen ve öğrencileri olarak şehrimizin spor tarihini ve bu tarihe damga vurmuş spor adamlarını tarihî canlandırmalarla tanıtarak şehrimizin zengin tarihine katkıda bulunmak istedik.

Bu süreçte 1915 yılında Erzurum’da başlayan kayak sporunun kahramanları Arif Hikmet Koyunoğlu ve Cevat Dursunoğlu’nu, ülkemiz ve Erzurum tarihinde önemli bir yere sahip olan ve 1919 yılında Erzurum’da kayak yapmayı öğrenip yetim çocuklara da öğreten Kâzım Karabekir Paşa’mızı, 1925 yılında yani bundan tam yüz yıl önce Sanayi Mektebi bahçesinde ayaklarında kayakları ile bugünlerin temellerini atan Atatürk Orta Mektebi öğretmen ve öğrencilerini, yine 1930’lu yıllara ait bir fotoğrafta bizi de unutmayın diyen Kız Muallim Mektebi öğretmen ve öğrencilerini, son olarak 1950 yılında Kiremitlik Tabya’ya kurulan ahşap atlama rampasından atlayan en küçük sporcu ünvanlı Argun Müceldili’yi canlandırdık.

Peki bazılarının “lüzumsuz işler“ olarak gördüğü veya bu tarihi canlandırmaları görmezden geldiği, sahiplenmediği projeleri -20 derece havada ellerimiz buz keserek neden yaptık, derdimiz neydi bizim?

Lüzumu üzerine cevap vermek gerekirse kayak sporu ülkemizde çeşitli kayak merkezlerinde yapılan, yerli ve yabancı turistlerin kış aylarında otelleri doldurup o şehrin turizmine ve ekonomisine önemli katkıları olan branşların başında gelmektedir.

Başta futbol olmak üzere tüm spor branşlarının ilk nerede, kimler tarafından icra edildiği ve oynandığı, kurulan ilk kulüplerle ilgili bilgiler, bu spor branşlarının tarihlerini araştıran tarihçiler ve sporseverler tarafından büyük önem arz etmektedir.

Kayakla ilgili kaynaklara ve bu kaynaklardan beslenerek son sözü söylemesi gereken Türkiye Kayak Federasyonu’nun tarihçe bölümüne baktığımızda aşağıdaki bilgiler ile karşılaşmaktayız:

“Ülkemizde ilk kez 1914 yılında, Haliç’te bir marangoz atölyesinde yapılan çok sayıda kayak hayvan sırtında Erzurum’a taşınmış ve Kafkas cephesinde kayakçı er yetiştirmek üzere Erzurum’da açılan kurslarda 30 kayakçı yetiştirilmiştir. 1 Ocak 1933 yılında Galatasaray Lisesinden bir grup öğretmen ilk kez Uludağ’da kayak yaparak bu sporun Türkiye’de öncülüğünü yapmıştır.“

Görüldüğü gibi Kayak Federasyonu Erzurum’dan bahsederken kayağın ilk defa yapıldığı yer olan Kiremitlik Tabya’dan, Palandöken Dağımızdan, ilk kayakçılarımız Arif Hikmet Koyunoğlu ve Cevat Dursunoğlu’ndan hiç bahsetmiyor.

Sebebi ne olabilir sizce?

Onlara göre, 1915 yılında Erzurum’da başlamış olan kayakçılık faaliyetleri askerî amaçlıydı. Yani Kafkas Cephesi’ne asker yetiştirmek üzere Avusturyalı subaylar tarafından verilen bir eğitim idi ve bu durum onları kayak sporunun öncüsü yapamazdı.

Olmadı da hadi tüm tarihî gerçeklere, Arif Hikmet Koyunoğlu ve Kâzım Karabekir’in anılarında anlattıklarına rağmen oldu diyelim…

Gerçekler değişecek mi? Değişip değişmeyeceği, tamamen şehrimizin ileri gelenlerine, onların bu projeleri sahiplenmelerine bağlı bir durum olsa gerek.

Peki biz gerçekleri gün yüzüne çıkarma adına neler yaptık?

Ülkemizde askerlerimizin ilk defa kayak eğitimi aldıkları yer olan Kiremitlik Tabya’ya çıkıp kayak tarihimizin kahramanları Arif Hikmet Koyunoğlu’nu ve Cevat Dursunoğlu’nun tarihî canlandırmasını şehrimiz adına ilk biz yaptık.

Kayak tarihimizle ilgili bir de Kâzım Karabekir Paşa’mızı canlandırdık. Paşa’mız anılarında, “Ben 1919 yılında Erzurum’da kayak yapmayı öğrendim ve yetim çocuklarımıza da kayakçı erler vasıtasıyla kayak eğitimi verdirdim.” diye sesleniyor, bu sözleriyle aslında Türkiye Kayak Federasyonunun bu vefasızlık ve yanlışına 110 yıl öncesinden itiraz ediyordu.

Bilmem duydunuz mu?

Kışın en soğuk günlerine denk gelen bir diğer tarihî canlandırmamız ise 17 orta mektep öğrencisi ve öğretmenlerine ait tarihî fotoğraf idi.

1924-1925 eğitim-öğretim yılına ait, Ziya’nın öğretmeni ve arkadaşlarının yer aldığı bu fotoğraf karesi tam yüz yıl öncesinde ortaokul öğrencilerinin, öğretmenleri nezaretinde Erzurum’da kayak yaptığının en güzel kanıtıydı.

Biz de o tarihî fotoğraftaki öğrencileri; kıyafetleri, şapkaları ve kayakları sopalarına varana kadar tam da fotoğrafın çekildiği yerde canlandırarak o öğrencilerimizin Erzurum’a selamlarını ilettik.

Belki Ziya ve arkadaşlarıyla, başlarındaki öğretmen büyüğümüzün “Ülkemizin ilk kayakçı öğrencileri biziz.” haykırışını spor kamuoyuyla birlikte Türkiye Kayak Federasyonumuza da duyururuz diyeydi bunca emek.

Bilmem sesimizi duyurabildik mi?

Bitti mi? Hayır, daha bitmedi. Sizler okurken yoruldunuz belki ama biz Erzurum’daki kayak tarihini canlandırırken yorulmadık.

Ayrıca 1930’lu yıllara ait 16 kişiden oluşan Kız Muallim Mektebi öğrenci ve öğretmenlerinin ayaklarında kayakları, ellerinde kayak sopaları ile şimdiki Nene Hatun Kız Lisesi bahçesinde yaklaşık bir asır önce çekildikleri fotoğrafı da unutmadık. Fotoğrafı tüm gerçekliğiyle aynı yerde aynı kıyafetler ile canlandırdık.

Kız Muallim Mektebi öğretmen ve öğrencileri 1930’lu yıllardan Erzurum’a selam gönderirken aslında şunları söylüyorlardı:

“Türkiye’de kayak ilk defa 1915 yılında kayakçı askerlerimiz tarafından Kiremitlik Tabya ve Palandöken’de icra edilmiştir, 1915’li yıllarda Erzurum’da başlamış olan modern kayak sporu, Kâzım Karabekir Paşa’mızın yetim çocuklara da öğretmesiyle şehrimizde bu sporun yediden yetmişe sevilerek yapılmış ve yaygınlaşmıştır, hadi 1915 yılında Erzurum’da kayak yapan askerlerimiz kayağın öncüsü olamadılar, hadi 1925 yılında Ziya ve arkadaşları kayağın öncüleri olamadılar, görünen o ki bizlerden bahsedilmiyor bile, bari o yetimlerin hakkını yemeyin ve yedirmeyin.” İşte böyle diyor Kız Muallim Mektebi öğretmenleri ve öğrencileri.

Son olarak biz de bir şeyler söyleyelim:

Erzurum’un 1915’te Kiremitlik Tabya’sında askerlerimizle başlayan kayak serüveni, savaş sebebiyle sekteye uğramış olsa da 1919 yılı itibarıyla yetim çocuklardan tutun da ortaokul ve lise öğrencilerimize varıncaya kadar kayak yapmaya elverişli tabyalarda ve Palandöken Dağı’nda varlığını devam ettirmiştir.

Dolayısıyla Erzurum’da kayak tarihi ile ilgili 1919-1925 ve 1930 yıllarına ait bilgi, belge ve fotoğraflar ortadayken Türkiye’de kayak sporunun başlangıcını, Galatasaray Lisesi öğretmenlerinin 1933 yılında Uludağ’da kayak yapmaları olarak kabul etmek, hem şehrimiz Erzurum’a hem de kayak tarihine haksızlık olacaktır.

Bu projelerimizden bir şekilde haberi olarak bizlere maddi ve manevi destekleri olan Erzurum sevdalısı hemşehrilerimize teşekkür eder, Erzurum’un spor ve kültür tarihine yönelik çalışmalarımızın devam edeceğini bildiririz.

ARİF HİKMET KOYUNOĞLU KİMDİR?

1888 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Arif Hikmet Koyunoğlu’nun babası Kadı İsmet Bey annesi ise Kafkas kökenli Virditer hanımdır. Erken yaşta babasını kaybeden Koyunoğlu, resim ve fotoğrafçılığa olan özel ilgisinin de etkisiyle Sanayi-i Nefise Mektebinin Mimarlık bölümüne girerek birincilikle bitirmiştir.

I. Dünya Savaşı yıllarında askerliğini yedek subay olarak Erzurum’da yapan Koyunoğlu Erzurum’da Enver Paşa’nın emri ile kurulan ülkenin ilk dağ ve kayakçı birliğin sorumluluğuna getirilmiştir Savaş yıllarında Kiremitlik Tabya ve Palandökende yetiştirdikleri kayakçı askerleri Kafkas Cephesinde büyük yararlılıklar göstermiştir.

Kendisi her ne kadar mimarlığı ve fotoğrafçılığı ile tanınıyor olsa da sporcu kişiliği ile ülkemizin ilk kayakçı ve dağcılarından birisi olarak spor tarihimize geçmiştir.

Hayatının en önemli evrelerini Erzurum’da geçiren Koyunoğlu; Erzurum’da bulunduğu yıllarda İttihat ve Terakki Kulübü Binası inşa etmiştir. Rusların şehri işgali sırasında cephede savaşmış , donma tehlikesi geçirmiş ve gazi olmuştur.

Erzurum’un kurtuluşunda sorumlusu olduğu kayakçı müfrezesi ile beraber görev almış ve askerliğini noktaladığı Erzurum’da bir müddet ticaretle uğraşmıştır. Eşi Mübeccel Hanım’la yine Erzurum’da tanışmış ve nikahlanmıştır.

Kazım Karabekir Paşanın güvendiği askerler içinde olan Koyunoğlu Erzurum Kongresi vesilesi ile Erzurum’a gelen Mustafa Kemal Paşa’yı Ilıca’da karşılamış ve kendisinin hizmetinde bulunmuştur.

1982 yılında vefat eden Koyunoğlu mesleki hayatında bir çok başarılı eserlere imza atmıştır. Bunlardan en önemlileri; en önemli yapıtları Ankara’daki Etnografya Müzesi, bugün müze olarak kullanılan Türk Ocağı Binası, ve Bursa’daki Tayyare Kültür Merkezi’dir.

Galeri
📆 01 Eylül 2025 Pazartesi 10:01   ·   💬 0 yorum   ·   ⎙ Yazdır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ERZURUM'DA HAVA

ERZURUM
Esentepe Avrupa Konutları
YENİ SAYI

YAZARLAR

RÖPORTAJLAR

ANKET

Üzgünüm, şu anda etkin anket yok.

BAĞLANTILAR