MENÜ ☰
Büyük Erzurum Sofrası
Erzurum Haber Gazetesi » Yazarlar » Güzel düşünmek…
Mehmet Şener
Güzel düşünmek…


Güzel işleri temenni etmek, hayal kurmak ve iyi niyetlerde bulunmak… Hiçbir mahzuru yoktur, hatta müşkülpesent olmaktan ve etrafa negatif enerji yaymaktan bin kat da iyidir. Fakat bir de çıplak gerçekler var. Yani hayatın içindekiler… İşte o gerçekler bizden çok daha fazlasını istiyor; yani “illa da eylem olmalıdır” diyor.
Doğru… Ama ideal olan ise, iyi niyetlerimizi düşünceden pratiğe geçirmektir. Büyüklerin “kuvveden fiile geçme” dedikleri anlayış…Bir düşünce ne kadar iyi ve güzel olursa olsun, harekete geçmediği ve bir şekilde vücut bulmadığı sürece, hep “iyi niyet” olarak kalır. Bu da, uzun vadede bıkkınlık verir.
Hayat aksiyon ister…
Bu gerçek dinlerde de aynıdır, ideolojilerde de… Hangi din vardır ki, sadece teoriyle sınırlı bir öğretisi olsun; mutlaka eylem gerekir. Aynı şekilde siz kaç ideoloji biliyorsunuz ki, savunduğu düşüncelerin iktidara hakim görüş olmasını istemiyor olsun?
Bu sebeple, toplumları yönetenler birer eylem insanı olmadıkları sürece, başarısız kabul edilirler. Velev ki ne kadar iyi niyetli olurlarsa olsunlar…
Bu gerçek bir Başbakan için de geçerlidir, bir belediye başkanı için de…
Temenni etmek, karın doyuruyor olsaydı, herhalde dünyada aç ve sefil kimse kalmazdı. Güzel ve daha yaşanılabilir bir şehrin pratiğe geçmesi için de, sadece projeden söz etmek ve hayal kurmak yetmiyor.
İlla da eylem gerekir…
Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, her fırsatta Erzurum’a dair güzel hayallerinden, taşıdığı iyi niyetten ve ucu açık projelerden söz ediyor. Örneğin, “Erzurum’u bir dünya kenti yapacağız. Erzurum çok modern ve güzel bir şehir olacak. Kentsel dönüşüm projeleri sayesinde Erzurum herkesin gıpta ile bakacağı bir şehir olacak” gibi…
Sanırım birkaç ay önce yazmıştık, “Büyük projeler önce hayalle başlar” diye… Hatırladığım kadarıyla o yazıda yine Ahmet Küçükler’in bir açıklamasına atıfta bulunarak “Niye olmasın?” diye de destek verilmişti.
Bugün de farklı düşünmüyorum. Şöyle ki, Başkan Küçükler’in “2018 Kış Olimpiyatları’na talibiz” şeklindeki bir açıklaması, hiç de yanlış veya komik bir şey değildir.
Ama bırakın olimpiyatı filan en küçük bir iş bile, sadece iyi niyetli olmakla vücut bulmuyor.
Hem iyi niyetiniz, güzel düşünceleriniz ve insanlara refah getirecek hayalleriniz olacak, hem de bir yerlerden başlayarak bu amacınıza doğru yürüyeceksiniz.
Ahmet Bey, işin sadece proje kısmıyla meşgul gibi geliyor bana…
“Erzurum dünya kenti olacak”
Allah aşkınıza kim istemez böyle bir hayalin gerçekleşmesini. Ama akıl ve gerçekler size neyin nasıl olacağını gösteriyor. Erzurum şu haliyle, en kötüsü de bu yönetim anlayışıyla nasıl bir dünya kenti olabilir ki?
Maksat birbirimizi kandırarak geçinip gitmekse yahut da hayallerimizi yüksek sesle ifade etmekse mesele yok. Ya güler geçeriz, ya da o hayallere biz de katkı veririz.
Erzurum tüm acınacak haliyle ortada işte…
Altyapı yok, mimari yok, şehircilik anlayışı yok…
Böyle bir şehrin bir dünya merkezi olabilmesi, hayalde bile neredeyse imkânsız. Kaldı ki, gerçekte olsun…
Şunu söylemiş olsaydı Ahmet Bey anlaşılır ve masum bulabilirdik:
“Erzurum’u bugünkü çarpık görüntüsünden kurtarmak için, merkezi hükümetin de desteğiyle elimizden geleni yapacağız ve şu projelerle de işe koyulduk bile”
Hayır…
Başkan Küçükler, işi öyle bir abarttı ki artık hayale hudut koymuyor.
Oysa kendisi dünyayı epey dolaşmış bir kimse; dünyada şehirlerin nasıl olduğunu da biliyor, dünya kenti olma iddiasındaki şehirleri de görmüştür.
Buna rağmen, neresinden tutarsanız tutun elinizde kalacak bir şehir için, devasa hayaller kurmak ancak çocuklara mahsus bir haldir. Biz büyükler, özellikle de sorumluluk makamındaki kişiler gerçekçi olmak zorundayız.
Halep oradaysa arşın burada…
Daha doğru dürüst caddesi, sokağı, otoparkı, yeşil alanı, düzenli imarı ve altyapısı bile olmayan bir şehir, olsa olsa bugünkü yapısından biraz daha ileriye götürülebilir. Galiba Ahmet Bey zannediyor ki, şehir kurmak, kartondan şatolar yapmaya benziyor. Adam gibi şehirler öyle üç beş asır da değil bin, iki bin hatta üç bin yılda ancak kurulmuş.
Şayet Erzurum, İlhanlılar, Selçuklular ve nihayet de Osmanlılar döneminde kurulan eserlerin ruhuna uygun bir yapılaşmayı gerçekleştirebilmiş olsaydı bugün çok farklı bir görüntüde olabilirdi. Çünkü Cumhuriyet ile birlikte başlayan modern şehircilik planı, eski ile yeniyi kaynaştırmayı hedefliyordu.
Ama ne yazık ki yıllar içinde bu şehir, ecnebilerin çizip elimize verdikleri şehir planına dahi uymadı. Bugünkü bu hilkat garibesi görüntü bizleri yönetenlerin ve dolayısıyla da bu şehir halkının eseridir.
Sayın Başkan Küçükler, daha şehir halkına sağlıklı bir içme suyu vermeyi başaramadan, TOKİ eliyle yapacağı beton yığını bloklarla dünya kenti olunabileceğini zannediyorsa, ne yazık ki yanlış yolda. O hayal ne kadar güzel olursa olsun, hayal olarak bile rasyonel değil…
“Yapacağız, edeceğiz, kuracağız, açacağız”
Lafla peynir gemisi yürümüyor.
Veya daha çarpıcı bir gerçek de şudur:
Arpa ektiğiniz bir tarladan buğday biçemezsiniz.
Kış ve kayak sayesinde, bendeniz de bu şehrin günün birinde çok iyi bir noktaya geleceğine inanıyorum. Ancak bu inancımın gerçekleşmesinin de sadece ve sadece çalışmayla mümkün olacağını da biliyorum.
Hoş bizim aklımıza ve tavsiyemize ihtiyacı yok ama yine de söyleyeyim:
Sayın Başkan, iyi düşüncelere sahip olmanız güzel, ama o güzellik sizin kafanızın içinde kaldıkça, yani kuvveden fiile geçmedikçe bize bir yararı yok, bu şehre de bir hayrı olmaz. Yine düşünmesine düşünün ama artık bu düşüncelerinizden bazıları da hayata geçsin.
Ben de Oscar almayı hayal ediyorum bazen ama sonra bakıyorum ki bunun için önce yazar olmam gerekiyor.

📆 07 Ağustos 2010 Cumartesi 00:43   ·   💬 0 yorum   ·   ⎙ Yazdır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ERZURUM'DA HAVA

ERZURUM
Esentepe Avrupa Konutları
YENİ SAYI

YAZARLAR

RÖPORTAJLAR

ANKET

Üzgünüm, şu anda etkin anket yok.

BAĞLANTILAR