Tamam; kimsenin oyu kimsenin cebinde değil. Dolayısıyla şimdiden, 12 Eylül’de yapılacak referandumun sonucunu (Erzurum özelinde) ilan etmek doğru değil. Ancak sokağın nabzına kulak verdiğinizde, sonucu kestirmek hiç de zor değil:
Erzurum, “beyaz”cı…
Dünkü yazımızda değinmiştik, 82 Anayasası’na yüzde 96 civarında “evet” diyen Erzurum, bugün de o çok beğendiği anayasanın değişmesi için “evet” diyecek.Tabii ki, herkes tercihinde serbesttir… Zaten demokrasinin en güzel yanı da bu… Fakat Erzurum ilginç bir şehir; daha doğrusu referandum konusundaki tercihi dikkate değer bir yapı arz ediyor.
Şöyle ki: Askeri darbe ürünü olan 82 Anayasası’na yüzde 96 nispetinde “evet” diyen Erzurum, tam beş yıl sonra yani 1987 yılında yapılan, “siyasi yasaklar kalksın mı, kalkmasın mı?” başlıklı referandumda da yüzde 65 oranında “hayır” demişti.
Kenan Evren’in başkanı olduğu Milli Güvenlik Kurulu, kahır ekseriyetle kabul edilen 82 Anayasası’na “geçici dördüncü madde” başlığıyla bir sokuşturma yapmış ve buna göre, aralarında Demirel, Erbakan ve merhum Türkeş ile Ecevit’in 10 yıl süresince siyaseten yasaklanmasını sağlamıştı.
Dolayısıyla, vatandaş 82 Anayasası’nı onaylarken, aslında deve dişi gibi liderlere de “kırmızı kart” gösteriyordu. İşte o onay yüzünden eski partiler ve liderler beş yıl boyunca aktif siyasetten uzak kaldılar; ta ki 87’de yapılan referanduma kadar.
Ve hatırlanacağı gibi 87 referandumunda “evet”, küsur oyla fazla çıkmıştı:
11 milyon 636 bin 395 kişi siyasi yasaklar devam etsin, yönünde tercihini kullanırken; 11 milyon 711 bin 461 seçmen de, “hayır yasaklar kalksın” demişti.
Evet: % 44.9
Hayır: % 44.6
Aynı referandumda toplam seçmenin yaklaşık yüzde % 5’i de sandık başına gitmemiş.
Merhum Türkeş hariç, sonraki yıllarda bu küsur oy sayesinde; Demirel, Ecevit ve Erbakan başbakanlık bile yaptılar.
Nasıl bir demokrasimiz var ise, aynı Erbakan sonraki yıllarda yeniden “siyasi yasaklı” haline geldi ve partisi iki defa daha kapandı!
Kaderin garip cilvesi…
Toplam 150 kişinin tercihi ile tarihin seyri değişmiş oldu.
87 yılında, “siyasi yasaklar devam etsin” şeklinde tercihini koyan Erzurum halkı, yasaklar kıl payı da olsa kalktıktan sonra da, o liderlerin tamamına ciddi oy verdi!
DYP dört dönem üst üste milletvekili çıkarırken, RP ve MHP de bir eksikle, Erzurum’da ya birinci ya da ikinci parti oldular.
Bugün, referandumda, “daha fazla demokrasi, özgürlük ve hukukun üstünlüğü” gibi evrensel gerekçelerle, “evet” denilmesi gerektiğini savunan önemli birçok isim; 87 yılında, “siyasi yasaklar devam etsin, eski liderler asla siyaset yapamasın” kampanyasının en baş aktörleriydi. Misal; Cemil Çiçek, Abdulkadir Aksu ve daha başkaları……
Erzurum da işte bu önemli siyasetçilere benziyor.
Önce, “siyasi yasaklar sürüp gitsin” diyor; aradan on yıl geçtikten sonra da, siyaset sahnesinde görmek istemediği o liderlere, çuvallar dolusu oy veriyor.
Elbette insanlar gibi şehirler de değişir ve de değişmelidir.
Ama bu değişim siyahla-beyaz ya da sıcakla-soğuk gibi birbirine zıt olmamalı…
(Gerçi bu yalnızca Erzurum’a mahsus bir durum değil. Ülke genelinde de aynı tablo geçerli. 82’de, ülke genelinde anayasa oylamasında evetlerin yüzdesi, 83’tü)
Galiba değişim böyle bir şey…
On yıl önce kara dediğinize, on yıl sonra ak diyebiliyorsunuz.
Erzurum halkının yaptığı da bundan farklı değil. Önce darbe anayasasını onaylıyor, şimdi de mutlaka değişmelidir diyor. Önce liderlerin siyasi yasağı devam etsin diyor, ardından da o liderlerin hepsine kucak dolusu rey veriyor.
Erzurum’un ne zaman ne yapacağı belli değil…
Hani diyoruz ya, 12 Eylül’de Erzurum kahır ekseriyetle “evet” çi olur diye, aslında çok da iddialı olmamakla lazım. Bir bakmışsınız sağ gösterip, sol vurmuş Erzurum…
Olmaz ya, yine de burası Erzurum…
Mehmet ŞENER
Bir yanıt yazın