Ticari ürünler gibi şehirlerin de alamet-i farikası vardır. Misal; Trabzon deyince akla hamsi, elma deyince de Amasya gelir.
Nasıl ki, leblebi Çorum’u, pastırma Kayseri’yi, gül Isparta’yı hatırlatıyorsa, Efe de İzmir demektir.
Mümkün olabilseydi de, ülke genelinde yapılacak bir ankette sorulsaydı:
“Erzurum deyince, aklınıza gelen ilk şey nedir?”Kuvvetle muhtemeldir ki, cevaplar üç aşağı beş yukarı şöyle olurdu:
-Dadaş
-Oltutaşı
-Kar
-Lavaş ekmeği
-Cağ kebabı
-Kadayıf dolması
Erzincan’ın üzümü, Kars’ın kaşarı var.
2011 vesilesiyle öğrenmiş olduk ki Erzurum’un da, hiç bir şeye benzemeyen hilkat garibesi bir kuklası varmış!
Komiteye sorarsanız bu hiç bir şeye benzemeyen kukla, aslında çift başlı bir kartal!
Üstelik uzun araştırma ve inceleme neticesinde, bu kuklaya bir de isim bulmuşlar:
“Kanka!”
Erzurumlu’yu Allah korumuş; düşünün ki Dadaş da diyebilirlerdi…
Çünkü İzmir’de maskotun adı Efe’ydi, Trabzon’da da Hamsi…
Çin ise, pandayı maskot olarak seçmişti.
Erzurum’da tansiyon hayli yükseldi:
Yetkilisinden sade vatandaşına kadar binlerce kişi, hem çift başlı kartalın kartala benzememesi, hem de ucuz bir taklit olan kanka adından ötürü, adeta küplere bindi.
Herkes aynı şeyi soruyor:
“Bu nasıl bir isim, Erzurum bu ismin neresinde?”
Ne güzel işte…
Çift başlı kartala benzemeyen bir maskota göre en uygun bir isim: Kanka!
Ya İzmirliler gibi Efe deselerdi, ne yapacaktınız?!
Başa göre tarak…
Adamlara haksızlık etmeyelim; doğru olanı yapmışlar.
Hilkat garibesi bir maskota, maskara bir isim!
Hoş komiklik olsun diye, bu maskotu ve ismi koymuş değiller aslında; sorsanız onlara size bu ismi bulmak için, günlerce nasıl kafa patlattıklarını anlatacaklar ve üstün becerileri sayesinde evrensel bir isim bulduklarını söyleyeceklerdir.
Sözlüğe baktım, ne demek bu kanka ve kökeni nedir diye…
Kanka; türetilmiş bir kelime olup kan kardeş anlamına geliyor. Çıkış noktası, Deniz Harp Okulu ve ilk kullanan kişiler de bu okulda 90’lı yıllarda okuyan Türkmen öğrenciler olmuş.
Yani uyduruk bir kelime…
Ne Türkiye’yi ne de Erzurum’u anlatıyor.
Akıllarınca sporun kardeşlik olduğunu vurgulamak istemişler ve kendilerince üniversitelerarası kış oyunlarının, gençler arasında yapılacak olmasına dikkati çekmeye çalışmışlar.
Hani magazin kültürüyle konuşan gençler birbirine böyle hitap ediyor ya, bizimkiler de düşünmüşler ki, Erzurum’a gelecek olan genç sporcular maskotumuza bakıp etkilensinler ve birbirlerine böyle seslensinler:
“Hey kanka, nasıl geçti yarışın?”
Maskotun adı kanka olunca, yarışlar için Erzurum’a gelen sevgililer de kanki oluyor bu durumda…
Kanka; arkadaş, kanki sevgili…
O zaman bu çift başlı hilkat garibesi maskota bir de eş yapsınlar. İsteyen “bunlar arkadaş” desin, isteyen de “bunlar sevgili”…
Tutunuz ki, çok uğraşmanıza rağmen maskotu çift başlı kartala benzetemediniz; olabilir ve mazur da görülebilir. Ama ya şu kanka’ya ne buyrulur?
Maskotları için…
İzmir Efe, Trabzon hamsi adını verirken, acaba sizin gibi evrensel düşünemediler mi, ya da sizin kadar derin bir kültüre sahip mi değillerdi?
Kaldı ki çift başlı kartal bile doğru seçim değildi.
Çünkü geçmiş bir çok medeniyet ve bugün ki bir çok millet simge olarak çift başlı kartalı kullanmış ve kullanıyorlar. Yani çift başlı kartal da Selçuklu’lara mahsus bir alamet-i farika değil.
Bu işlere kimler karar veriyor bilmiyorum; ama gördüğüm şu ki, o arkadaşlar ya bu şehri hiç tanımıyorlar, ya da dalgalarını geçiyorlar herkesle…
Ne diyelim…
Fakat unutmayın:
Arkadaşa kanka, sevgiliyle kanki denir. Sakın karıştırmayın!
Mehmet Şener
Sözcüğün Çingenece konkadan veya Türkçe kan kardeşi sözcüğünden geldiği yönünde
görüşler varsa da bunlar sağlam kaynaklara dayanmamaktadır. Nişanyan sözcüğün Çingene dilinden
alınma olduğu görüşüne ilaveten sözcüğün ilk defa Metin Kaçan’ın Ağır Roman’ında geçtiğini
belirtse de, bu sözcüğe daha eski bir kitap olan Latife Tekin’in Buzdan Kılıçlar (1989) adlı kitabında
(s. 36) rastlanılmaktadır. Kanka sözcüğünün kökeni nedir? Kanka kelimesini ilk defa kim, ne zaman kullanmıştır?
Sözcüğün Çingenece konkadan veya Türkçe kan kardeşi sözcüğünden geldiği yönünde
görüşler varsa da bunlar sağlam kaynaklara dayanmamaktadır. Nişanyan sözcüğün Çingene dilinden
alınma olduğu görüşüne ilaveten sözcüğün ilk defa Metin Kaçan’ın Ağır Roman’ında geçtiğini
belirtse de, bu sözcüğe daha eski bir kitap olan Latife Tekin’in Buzdan Kılıçlar (1989) adlı kitabında
(s. 36) rastlanılmaktadır.
Sözcüğün Eski Türkçeden beri benzer ve yakın anlamlara gelen varyantları bulunmaktadır:
Eski Türkçe kang baba > kaka baba (Türkmence), qağa ağabey; amca (Azerice), qaqaş / qaqa
arkadaş (erkeklere atfen) (Azerice), kaka ağabey (Kırıkla *Dinar -Afyon, *Gerze -Sinop), kaka
erkek kardeş (Salda *Yeşilova -Burdur), gaga ağabey (Çiftlik, Sütlaç, Çığrı, Başmakçı *Dinar –
Afyon, *Eşme, Karahallı -Uşak, Gönen, Kozluca, *Keçiborlu -Isparta, Çamköy *Gölhisar, Çuvallı,
Kavak *Yeşilova, Başpınar *Tefenni -Burdur, Söğüt *Honaz, Eziler *Güney, Darıveren *Acıpayam,
Bulkaz, Çıtak, Emircik *Çivril -Denizli, -Çanakkale, Balçıkhisar -Eskişehir, -Bolu, Tergili *Bafra –
Samsun, *Kemaliye, *Kemah -Erzincan, Yukarıkale, Hacıilyas *Koyulhisar -Sivas, Çiğil -Konya,
*Elmalı, Kapaklı *Kaş -Antalya), gakko erkek kardeş (Harput -Elazığ)