MENÜ ☰
Büyük Erzurum Sofrası
Erzurum Haber Gazetesi » Flaş, Genel, Hınıs, Toplum » Hınıslı Baba, ”Oğlum intihar etmemiştir”
Hınıslı Baba, ”Oğlum intihar etmemiştir”


 

Oğlu, Askerde ölen Hınıslı baba Sadık Kocak, ”oğlunuz intihar etti” diyorlar. Ama 7 aydır otopsi raporunu bize vermediler. Hınıslı baba’nın imdadına Zaman Gazetesi yetişti.

Dünkü Zaman’ın 5.sayfasında yer alan o haber…

Asker oğlunun intiharına inanmayan Hınıslı baba, 7 aydır otopsi raporunu alamıyor.

Mustafa Yüksel’in haberi- İZMİR (ZAMAN) – Erzurum’un Hınıs ilçesinde oturan Sadık Kocak, askerlik görevi sırasında intihar ettiği söylenen oğlu Şaban Koçak’ın, otopsi ve olay yeri inceleme raporlarını 7 aydır alamıyor. Oğlunun ölümünden sonra birliğine gittiğini söyleyen Koçak, “İki askerle görüştüm. ‘Silah sesi geldi. Olay yerine gittiğimizde Şaban yerdeydi. Kaldırdık, kucağımızda can verdi.’ dediler.

Cenazeyi getiren astsubay başçavuşla bir yüzbaşı da Şaban’ın kendi kucaklarında öldüğünü söyledi. Tabur komutanı ise cankurtaranla hastaneye götürülürken 6–7 kilometre sonra kan kaybından hayatını kaybettiğini anlattı. Hiçbirinin ifadesi birbirini tutmadı. Olay yeri inceleme tutanağı ve otopsi raporunu istiyorum.” diye konuştu. 
Koçak ailesine, 1 Mayıs 2010 günü saat 08.25’te, piyade onbaşı olan oğulları Şaban Koçak’ın, askerlik yaptığı Iğdır 5. Hudut Alayı Aralık İlçesi 2. Hudut Tabur Komutanlığı 6. Hudut Bölük Komutanlığı Aşağı Çiftlik Hudut Karakolu’nda G3 piyade tüfeğiyle intihar ettiği haberi geldi. Cenaze defnedilmeden önce sadece anne Fatma Koçak’ın oğlunun yüzünü görmesine izin verilmesine tepki gösteren aile, Ağrı Askeri Savcılığı’nın, soruşturmayı 7 aydır bitirememesine tepki gösteriyor. 

    ‘BENİM ÇOCUĞUM İNTİHAR ETMEZ’
Yedi çocuğundan üçüncüsü olan Şaban Koçak’ı şehit veren Sadık Koçak, intihar etmediğini, başkaları tarafından vurulduğunu savunuyor. Bunu tabur komutanına da söylediğini kaydeden baba Koçak, “Tabur komutanı, ‘Rapor gelirse belli olur.’ dedi.

Ağrı Askeri Savcısı, silahın yakından ateşlendiğini, parmak izinin de Şaban’ın çıktığını söyledi. Şaban, bize telefon açıp, ‘Komutan benim başımı yakacak.’ dedi. Sonra da intihar ettiğini söylediler. Şaban nasıl intihar etti, kaç mermiyle öldü bilmiyoruz.

Söylenen, kurşunun göğsünden girdiği.” diye konuştu.
Oğlunun nasıl öldüğünün ortaya çıkarılmasını talep eden Koçak, intiharı kesinlikle kabul etmediklerini söylüyor. Oğlunun vefatında şüpheler olduğunu, bunun için de hazırlanan raporların inandırıcı olmayacağının altını çizen baba, dosyayı aldıktan sonra hukuki mücadele başlatacağını belirtiyor.

    ‘OLAY AYDINLAMADAN MEZARINA GİTMEYECEĞİM’

Şaban Koçak’ın, vatani görevine gitmeden önce 6 ay kadar İzmir’de yanında kaldığı dayısı Ayhan Koçak, ölüm sebebi kesinleşmeden mezarına gitmeyeceğini söylüyor. Olayın failleri bulunduktan sonra gidip Fatiha okuyacağını belirten dayı Koçak, yeğeninin sıkıntılı bir askerlik yaptığını ifade ediyor.

Taburda görüştüğü bir rütbelinin, ‘Şaban, kimsenin bulunmadığı bir zamanda intihar etti. Olay yerinde bir silah, mühimmat ve cenaze bulduk.’ dediğini aktaran Ayhan Koçak, şöyle konuşuyor: “Şaban, arkadaşına ait olan ve mühimmat denen mermileri izinsiz almış; öyle diyorlar. Maddi sıkıntılarından ötürü intihar etmiş olabileceği söyleniyor. Görüştüğüm bazı komutanları da intihar edebileceğine inanmıyor.”

 Yeğeninin, ölümünden önceki akşam anne ve babasıyla telefonda görüştüğünü, komutanının kendisine oyun oynadığını ve başını yakacağını söylediğini ifade eden Koçak, sonra başka bir askerin aileye telefon edip, “Küçük bir sıkıntı vardı, giderildi. Sizin gelmenize gerek yok.” dediğini anlatıyor.

Aile olarak karar aldıklarını, şimdilik ne dava açmayı ne de avukat tutmayı düşündüklerini söyleyen Koçak, evlatlarının ölüsünü göstermeyen askerî kurmayların, cenaze sırasında propaganda yapılmamasını ve basınla paylaşılmamasını, aksi takdirde bazı haklardan taviz vermek zorunda kalınacağını söylediklerini aktarıyor.

Olay yeri inceleme, otopsi raporu ve ankesörlü telefon görüşmelerinin ses kayıtlarını istediklerini belirten Koçak, “Şaban’ın hayatını kaybettiği bölgede, çok sayıda şüpheli ölüm var. Bunların araştırılıp ortaya çıkarılmasını istiyoruz.” diyor.

TÜRKİYE, ŞÜPHELİ ASKER ÖLÜMLERİNDE DÜNYA BİRİNCİSİ
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nin, “Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)’nde Meydana Gelen Şüpheli Asker Ölümleri” raporuna göre 1991 ile 2001 yılları arasında ordu içinde 815 şüpheli asker ölümü yaşandı. Aynı yıllarda 433 şüpheli intihar girişimi ve yaralanma oldu. Son 20 yılda TSK bünyesinde iki tabur ya da 15-18 bölük asker, intihar ve şüpheli ölüm sonucu yaşamını yitirdi.

2000-2009 arasında Jandarma içinde ise toplam 401 kişi şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Şüpheli ölümler, TSK listelerinde “askeri zayiat” olarak yer alırken ailelere “kaza kurşunu”, “intihar”, “elektrik veya yıldırım çarpması”, “yüksekten düşme”, “birlik içinde trafik kazası”, “eğitim sırasında mühimmat patlaması”, “yılan sokması”, ‘”kalp krizi” gibi gerekçeler gösterildi.

Dernek, 1998-2010 yılları arasında ise TSK içinde 145 şüpheli ölüm tespit etti. Şüpheli ölenlerin büyük bölümünün Kürt kökenli ailelerin çocuklarının olduğu vurgulanan rapora göre asker ölümleri ve intiharlarında Türkiye, dünyada birinci sırada yer alıyor.
(ZAMAN)

📆 11 Aralık 2010 Cumartesi 20:57   ·   💬 0 yorum   ·   ⎙ Yazdır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ERZURUM'DA HAVA

ERZURUM
Esentepe Avrupa Konutları
YENİ SAYI

YAZARLAR

RÖPORTAJLAR

ANKET

Üzgünüm, şu anda etkin anket yok.

BAĞLANTILAR