Usta kalem Öztürk Akkök muhataplarına zor sorular sordu!,..
Akkök, “Geçtiğimiz hafta sonuna kadar süren kuraklık, yerini nihayet yağışlara, özellikle de kar’a bıraktı da, yüzler gülmeye başladı.
Acaba kayak için yeter mi bu kar?
İşi bilenleri “yetmez” diyor.
Daha çok yağması, pistleri doldurması, taşı, toprağı adeta bir “yorgan” misali örtmesi gerekiyor.
Ki, yarışlar yapılabilsin. Yoksa durum vahim!
***
Bakmayın siz birilerinin, “her şey tamam, sorun yok” demesine.
Sorun aslında çok, çuvalla hem de.
Bu sorunlardan “en çarpıcı” olanına geçen yazımda vurgu yapmış, özellikle Palandöken’e kurulan suni kar sistemine su sağlayacak göletin “kuru haline” ve de işin maliyeti konusundaki “ilginç ayrıntı”ya işaret etmeye çalışmıştım.
***
Bu ilginçlik elbet çok sayıda insanı meraklandırdı.
Meraklananların kimi, “işin iç yüzünü neden şimdi yazmadı da sonraya bıraktınız” diye sordular doğal olarak.
Evet, doğrusunu söylemek gerekirse “işin en can alıcı ayrıntısı”nı sonraya bırakmıştım.
Sebebi vardı elbet.
Çünkü, “önemli” gördüğüm bu konuyu, “suyu olmayan gölet” yazısının içine eklersem, hem olayı sanki “ikinci plâna” itmiş, hem de zaten uzun olan yazımı daha da uzatmış hale getirirdim.
Bu nedenle frene bastım ve “ilginç” bulduğum konuyu bugüne erteledim.
***
Şimdi o “ilginç ayrıntı”yı yüksek sesle dillendirmenin zamanıdır diye düşünüyorum.
Hatırlarsanız, geçen haftaki yazımda Palandöken’e suni kar sistemini kuran İtalyan Şirketi’nin Proje Genel Yönetmeni Davidde Russo ile yaptığımız konuşmaya atıfta bulunmuş ve kendisine “Projenin maliyeti ne kadar?” diye sorduğumuzu…
Dolayısıyla da aldığımız “Bize olan maliyeti mi, yoksa federasyona (Türkiye Kayak Federasyonu) olan maliyeti mi soruyorsunuz?” cevabıyla şaşkına döndüğümüzü ifade etmiştim.
***
Davidde Russo’nun bu cevabından farklı anlamlar çıkarmak mümkün…
Mesela, “Projenin demek ki, iki farklı maliyeti var” denilebilir.
Biz bu ayrıntıyı o gün biraz da “tesadüfen” öğrenmiştik.
***
Şimdi artık suni kar sistemini İtalyanlar’ın “Toplam 6 milyon Euro” ya yaptığını biliyoruz.
Peki ya ötekisi, yani bilmediklerimiz!
***
Acaba “öteki maliyet”i Türkiye Kayak Federasyonu ve onun Erzurumlu Başkanı sayın Özer Ayık açıklayabilir mi?
Bence açıklamaz!
Umarım yanılırım.
Ama bu konuda son derece “karamsar” olduğumu peşin peşin söyleyebilirim.
Çünkü Palandöken’i ve Konaklı’yı biraz ve hatta birazın ötesinde “keyfi” şekilde kurgulayan sayın Ayık, bu sorumuzu göreceksiniz “duymayacak” ya da “duymazdan gelecektir!”
***
Özer Bey’in her ne kadar kafasını kuma gömüp, gerçekleri duymazdan geleceğini tahmin etsek de, sonuçta akla takılan soruları sormak bizim görevimiz.
Öyleyse biz de soralım izni olursa:
“Ülkenin kayak sporundan sorumlu Federasyon Başkanı sayın Özer Ayık! Acaba Palandöken’e kurulan suni kar sisteminin maliyeti ne kadar? Bu bedelin içinde Türkiye Kayak Federasyonu’nun bir payı, alacağı filan var mı? Palandöken’de sistemi kuran İtalyan şirketini kim buldu, nasıl buldu, işin ihalesi nasıl yapıldı? Siz, zat-ı aliniz bu sorulara cevap verebilir, kafalarda oluşan soru işaretlerini giderebilir misiniz?”
***
Erzurum açısından son derece büyük önem arzeden kar ve kış turizmi konusunda inanılmaz paralar harcandığı bir gerçek.
Bu harcamaların “usulsüz, keyfi ve adamına göre” yapıldığını söylemek tabi ki, doğru olmaz.
Ancak herkesin de şeffaf olması gerekiyor.
Hele de Özer Ayık ile Oyunlar Koordinatörü Bekir Korkmaz’ın.
***
Büyük paralara hükmeden ve yön veren bir federasyonun başındaki insan olarak Özer Ayık’ın ne yaptığını, nerelere ne kadar para harcadığını…
Yine trilyonlarca liraya hükmeden Bekir Korkmaz’ın hizmet alımlarında hangi ölçüleri göz önünde bulundurduğunu Erzurum kamuoyu ciddi anlamda merak ediyor, tabi biz de.
Açıklarlarsa, mutlu kalırız.
***
Oyunlar yaklaşıyor. Süre kısaldıkça da heyecan artıyor.
Hemen herkes oyunların nasıl başlayıp, nasıl sonuçlanacağını…
Özellikle organizasyon konusunda aksaklık olup – olmayacağını merak ediyor.
***
Ocak ayı içinde Erzurum’a binlerce yerli ve yabancı insanın gelmesi bekleniyor.
Bu nedenle şimdiden tüm otel ve konaklama yerleri rezerve edilmiş durumda.
Diyelim ki, kar istenildiği kadar yağdı ve bu anlamda bir sorun yaşanmadı.
Acaba gelenler Erzurum’a nasıl gelecek ve herkes istediği yerde yer bulup, sorun yaşamadan bir oyun dönemi geçirebilecek mi?
İşin en çok merak edilen tarafı da burası.
***
Oyunlar boyunca ve hatta hiçbir zaman kötü bir olayın yaşanmasını elbet kimse istemez.
Ancak bu, hiçbir tatsızlığın yaşanmayacağı anlamına da gelmez.
Mesela, 11 Aralık akşamında olduğu gibi.
***
Bu konuda ne demek istediğimi gidip, Ankara’dan Anadolu Jet Havayolları ile Erzurum’a gelmek için yola çıkan, ama Esenboğa’da inanılmaz sıkıntılara maruz kalan ve ancak 12 Aralık sabahına doğru, yani saat 00.15 sıraları yerine 03.00’de Erzurum’da olmayı başaran sersefil olmuş yolculara sormak lazım.
***
Biz böyle gariplikleri, hem de hiç hesap sormaksızın sineye çekiyor ve yaşıyoruz.
Acaba elin oğlu, kızı, Ankara’dan büyük sıkıntılar çekerek gelen Erzurum yolcusunun gösterdiği inanılmaz sabrı, başına benzeri bir durum gelirse gösterir mi, bunu bilemem.
***
Demem o ki, böylesi sorunlar belli ki, yaşanacak…
İnsanlar havaalanlarında sıkıntı çekecek, uçağın gelmesini ve kalkmasını boşuna bekleyecek, dolayısıyla sinirküpü olacak…
Veya gelenler havası kirli, dumanaltı olmuş bir şehir ile karşılaşacak…
Ya da dağda kayak yapmak isteyenler de, kar bulamayıp da havasını alacak filan.
***
O vakit sormak lazım gelmez mi:
Biz Dünya Üniversiteler Kış Oyunları’nı, dünyaya rezil olalım diye mi yapıyoruz?”
Öztürk Akkök
Bir yanıt yazın