Arı ürünlerinin öneminin her geçen gün arttığı Türkiye’de arı genetikleri bakımından dışa bağımlı olunmadığı bildirildi.
Çin’in ardından Türkiye’nin arıcılık potansiyeli bakımından ikinci sırada yer aldığını kaydeden uzmanlar, bu potansiyele karşın bal veriminin yeterli düzeyde olmadığını söyledi. Geleneksel üretim yöntemleri bırakılarak bilimsel yöntemlerle üretim yapılması gerektiğini ifade eden uzmanlar, “Kırsal kesimde geçim aracı olarak kullanılan arıcılıkta iklimsel çeşitlilik de önemli bir avantaj. Bu sayede, arıcı birkaç kez ürün alabiliyor.
Ama kovan başına üretimi artırmak için gelenekçi üretim yöntemlerini bir kenara bırakarak, bilimsel yöntemlerle üretime yönelmeliyiz. Arı genetikleri bakımından dışa bağımlı olmayan Türkiye, ülkemizi ve diğer ülkeleri rahatlıkla geçindirebilecek potansiyele sahip” diye konuştu.
Arıcılığın önemli bir geçim kaynağı olduğunu anımsatan uzmanlar, “Arıcılık sektörüne bu güne kadar 1 milyon 382 bin lira teşvik ücreti verildi. Önceki yıl bin 519, geçen yıl da 2 bin 48 arı kolonisi bulunan kentte bal üretim verimi yeterli değil. Konaklayacak koloni kapasitesi 327 bin ancak bu kapasitenin ancak üçte birini kullanılıyor” dedi.
Erzurum (İHA)
Bir yanıt yazın