Erzurumspor’un önünde son derece kritik 13 gün var. Yaklaşık 1 milyon TL’yi aşkın borcun ödenmemesi durumunda, 13 gün sonra Erzurumspor maalesef tarihe karışmış olacak. Durum bu kadar kritik ama yetkili makamda oturanlardan tek bir kişi dışında olayın vahametini anlayan ve sorumluluk alan kimse yok. O da tek başına ve çaresiz…
Kulübün son 5 yılında en büyük destekçisi olan Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler dışında yine kimsecikleri göremiyoruz.
Erzurumspor’un yaşaması için gereken paranın bir an önce bulunması gerekiyor. Başkanlığa aday olan Abdülmenef Karagöz de bir anda borcun yükselmesi yüzünden köşeye sıkışmış durumda.
Karagöz, alacaklı futbolcu ve teknik adamlarla tek tek tele-pazarlık yaparak, borcun miktarını düşürmenin gayretini veriyor. Hedefi, 600-700 bin TL’ye indirip, bir nebze de olsa rahatlatmak.
İşi gerçekten çok zor…
Bu noktada, bizler de kendisine yardımcı oluyor, nazımızın geçtiği, hatırımızı koyabileceğimiz isimlerle pazarlığa iştirak ediyoruz.
Şimdilik hedef tutturulacak gibi gözüküyor ama sonucun ne olacağını söylebilmek henüz imkansız.
Kısacası, kalbi durmuş bir hastayı, kalp masajı yaparak, hayata döndürmeye çalışıyoruz. Elimiz de şok cihazı bile olmadan.
Gelinen noktada, ne Büyükşehir Belediye Başkanı Küçükler’in ne de başkan adayı Karagöz’ün yapabileceği birşey yok.
Erzurumspor’u yaşatabilmek için Küçükler’in tek başına verdiği gayretin sonuç vermesini beklemek, hayalcilik ve insafsızlıktan başka birşey değil.
İzlenilmesi gereken iki yol var.
Birincisi, kulüpten alacağı bulunan eski başkan ve yöneticileri biraraya getirip, ibra vermelerini sağlamak, ikincisi de şartları eşit hale getirmek.
Önce birinci yoldan başlayalım…
Eski başkan ve yöneticilerin 3 milyon TL’yi aşan alacaklarını -ki bu alacaklar hayalidir- biraz siyasi, biraz da bürokrasi yönüyle ibra ettirmek.
Bu konuda siyaset adamlarına büyük görev düşüyor.
Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ başta olmak üzere milletvekilleri ve şehrin üst düzey yöneticilerinin de katılacağı bir toplantıyla, bu borç rahatlıkla silinebilir.
Bu toplantıda, Maliye’den yetkililerin de olmasında fayda var. Çünkü, eski parayla trilyonları verdiklerini iddia edenlere, “Bunun vergisi nerede?” sorusunun yöneltilmesi yeterli olur.
Bu yolu, 2-3 yıl önce Bursaspor’un yeniden Süper Lig’e yükseldiği sezon öncesinde aynı zamanda Bursa Milletvekili de olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik izledi ve 25 milyon TL’lik borcu sildirdiği gibi, aynı isimlerden de 7 milyon TL’lik maddi destek sağladı. Bakan Çelik, bu yolla Bursaspor’un önünü açtı. Bugün Yeşil Beyazlı kulübün geldiği nokta bu yolun başarısının belgesidir.
İkinci yol ise Erzurumspor’un yaşayabilmesi için şartların eşit hale getirilmesi…
Şartlardan kastımız şudur; diğer kent takımlarının arkasına aldığı siyasi gücün, Erzurumspor’a da verilmesi.
Bu konuda, hemen ‘kanun’ diye karşımıza çıkılacaktır… Ancak bu kanun sadece Erzurumspor’un önündeki bir engel değildir.
Türkiye’nin 80 ilinde, siyasetçiler ve bürokratlar, kendi takımlarını öyle ya da böyle destekliyorlar…
Bakın, Trabzon Valisi, Trabzonspor’a destek olmak için 6 milyon TL’lik kombine bilet satın aldı geçtiğimiz günlerdi. Bu parayı Valilik bütçesinden vermediğini ve veremeyeceğini bizler de çok iyi biliyoruz. Sayın Vali Sami Bulut, meslektaşına bir telefon açma zahmetinde bulunursa, Trabzon Valisi’nden bu desteği nasıl sağladığını da rahatlıkla öğrenebilir.
Diğer kentlerde, şehrin idarecileri, açılan her ihaleden, kulüplerine irili ufaklı destekler sağlıyor. Erzurum’da ise bu maalesef yapılamıyor. 2011 kapsamında Erzurum’da iş alan firmalardan tek kuruş alınamadı ‘suç’ denilerek. Bu suç ise, diğer kentlerde bu çok aleni yapılıyor ve yapılmaya da devam edilecek.
Tabii, nerede bunu yapabilecek bürokrat derseniz, haklısınız, maalesef Erzurum’da yok!
Bir yanıt yazın