Erzurum’dan göç edenler lütfen memleketi karalamayın!
Birçok memlekette yaşanan kronik bir sorundur aslında bu anlattığım. Bazı hemşehrilerimiz yaşadığı yerden göçüp gitmek zorunda kalabilir veya keyfi olarak yer değişikliği yapabilir. Bu gayet normal bir durumdur.
Anormal olan yanı ise yerleşmeyi düşündüğü veya yerleştiği yeni kenti beğeniyle anlatırken, göçtüğü memleketini alabildiğine karalamaktan geri durmazlar ya işte ben buna ifrit oluyorum.
Bu anlatılan memleket hikayelerini dinlerken memleketini seven bir insan olarak Erzurum bitmiş artık, kimse kalmamış herkes göç etmiş, hayat şartları zor gibi cümleleri duymak hiç hoşuma gitmiyor.
Ama maalesef dinliyoruz. Tabii ki araya girerek “- Ya o kadar da değil! “ Erzurum eskiye oranla daha iyi bir gelişme içinde” falan diyorum ama sen ne dersen de. Adam hayalindeki aklındaki memleket tablosunu kendi inandığı gibi karşısındakine anlatma gayreti içinde.
Bende diyorum ki bırak anlatsın, belli bir süre anlatır anlatır, biraz Erzurum’u özlemeye başlasın bu düşünceleri değişir.
Lakin öylede oluyor, yaşadığı şehirden bıkmış kendisini herkesten daha ilerde gören çevresinin geri olduğunu düşünen bir adama hayır öyle değil desende dinlemez kendi doğrusunu kabul etmeye çalışır.
Ama, “Erzurum’da kimse kalmadı, herkes batıya göç ediyor, Erzurum’dan bir şey olmaz, ne uzanırsın ne kısalırsın” gibi hep bu tarz olumsuz eleştiriler de kimseye bir şey kazandırmıyor.
Göç edenler kazançlı mı oluyor?
Allah’a şükür memlekette yaşayan insanlar, o havayı koklayan suyunu içen herkes Dadaş özelliklerini korumaktadır. Yani göç edenler Dadaş oluyor da Erzurum’u bekleyenler orada yaşamayı tercih edenler bu özelliğini mi kaybediyor.
Hayır, Erzurum’un en ileri gelenleri memlekete sahip olarak varlığını sürdürmekteler. Erzurum’un maneviyatıyla yoğrulmuş kanat önderleri de, ekonomisine yön veren iş adamları da, kenti yöneten bürokratları da, siyaseten safını belirlemiş kaleyi savunan hakanlar gibi, görevinin başında olan politikacıları da, özellikle memleketin sesi, duyan kulağı, gören gözü durumundaki medya temsilcileri, Erzurum’a sahip olmak adına adaletin kılıcı gibi güçlü ve diri bir şekilde Erzurum kalesi ve Palandöken dağı gibi dimdik ayaktalar.
Bir Kadir Sabuncuoğlu, bir Mehmet Şener, bir Esat Bindesen, Öztürk Akkök, Cem Bakırcı yorumlarıyla öyle bir ayar veriyorlarki, iyi ki varsınız diyor insan.
Palandöken gibi heybetli bir şekilde dosta güven düşmana korku veren Dadaşlarım, kendini Erzurum’lu hisseden herkes, Erzurum’da yaşayan herkes has Dadaş’tır.
Göç edenlerden istirhamımdır, yaşamak istediğiniz şehri seçmek ve istediğiniz memlekette yaşamak en doğal hakkınızdır. Fakat istirham ediyorum, keyfi veya zaruri olarak yer değiştirirken Erzurum hakkında olumsuz eleştiriler yapmayın, memlekete haksızlık yapmayın.
Hoş bu olumsuz eleştiriler birkaç ay veya yıl sonra özleme dönüşüveriyor, işin o kısmıda ayrı. Ama sonuçta Erzurum çok güzel bir şehir. Eskiye oranla da olumlu yönde çok gelişti. Memleketimize maddi manevi bir gram bile olsa katkı sağlamak prensibimiz olmalı. Memleketimize kültürümüze, insanımıza sahip çıkmamız gerekiyor.
Kenan Gülerci
“Sende terk edersen Erzurum sahipsiz mi kalır?” için bir yanıt
Bir yanıt yazın
ERZURUM'DA HAVA
YAZARLAR
bu konuya değindiğiniz için size teşekkür ediyorum bende dışarıda yaşayan bir erzurumlu bir dadaş olarak erzurumun her zaman iyi reklemını yapmaya çalışıyorum çünkü erzurumunyeri insanı her zaman ayrıdır memleketimize sahip çıkmalıyız