MENÜ ☰
Büyük Erzurum Sofrası
Erzurum Haber Gazetesi » Yazarlar » Bir adam çok adam
Öztürk Akkök
Bir adam çok adam


Bugün bir milletvekilini anlatacağım size.
Geçtiğimiz seçimlerde Meclis’e giren ve o anlamlı çatı altında 6 ayını dolduran Erzurum’un 6 vekilinden birisini…
***
O bir bürokrat aslında.
Erzurum’da görev yaptığı kurum kapatılana kadar memleketinde çalışmış, sonra “Ankara’ya gel” denmiş, o da 10 yıl kadar önce “göç kervanına” katılarak düşmüş yola.
***
Ama isabet olmuş Ankara’ya “gel” denmesi.
Hedefine siyaseti koymuş birisi açısından Ankara’da olmak, deneyim kazanma adına önemli bir fırsat.
Bu fırsat iyi değerlendirilmiş.
***
Sık sık Meclis’e gidilmiş mesela, gözucuyla da olsa takip edilmiş olan, biten.
Adından sıkça söz edilen milletvekilleri, bakanlar, üst düzey bürokratlar “nasıl iş yapıyor ve hizmet üretiyorlar” denilerek yakın takibe alınmış…
Başkent bürokrasisi iyiden iyiye incelenmiş…
Hizmetin nasıl üretildiği ve memlekete nasıl kanalize edildiği dikkatli gözlerle müşahade edilmiş.
***
Ve günü gelmiş, siyaset arenasında hareketliliğin başladığı günlerde de “ben aday adayıyım” diyerek çıkmış ortaya.
Tercih AK Parti.
***
İsim tam bi sürpriz!
Çok sayıda aday adayı var.
Herkesin yerini “garanti” gördüğü bir dönem.
Bu yüzden kimsenin dönüp kendisine baktığı bile yok.
***
Başta gazeteciler olmak üzere partililerin ve sivil kitle örgüt yöneticilerinin üzerinde yoğunlaştığı isimler ya gazete sayfalarında arz-ı endan ediyor, ya ekranlarda vaad üstüne vaad sıralıyor.
Onlara bakarsanız, kimi çoktan milletvekili seçilmiş bile.
Hatta kendisini bakan olarak görenler de yok değil.
Oysa o rahat.
***
Ortak bir dostumuza o günlerde iddialı bir söz söylüyor:
“Aday olacağım, hem de en garanti yerden.”
Ve listelerin Yüksek Seçim Kurulu’na verildiği gün açıklanıyor ismi:
AK Parti Erzurum Listesi 2. Sıra Adayı: Adnan Yılmaz.
***
Çoğu insanın “olamaz” dediği, inanamadığı bir isim iktidar partisinin listesinin ikinci sırasında…
Aday adaylarının neredeyse alayı ve halkın önemli bölümü şaşkın…
Hatta parti içindeki yığınla insan bile.
Ama o değil.
***
Bir anda insan halesi oluşuyor etrafında.
Niye?
Artık o bir vekil!
Birkaç gün önce kendisine şans tanımayan ve hatta selam verme konusunda bile cimri davrananlar, yanında kümelenmeye başlıyor.
Takdir edenlerin, tebrik kuyruğuna girenlerin, alkışlayanların ve hatta amuda kalkanların sayısı gittikçe çoğalıyor.
***
O ise işin farkında ve ne yapacağını iyi biliyor.
Önce aile meclisini topluyor.
En yakınında kimler varsa, hepsine “emekli olacak ve devlet ile irtibatınızı keseceksiniz” diyor, veriyor talimatı.
Kardeşler, gelinler ve en yakında olanlardan kim varsa…
Neredeyse hemen hepsi veriyorlar dilekçelerini ve ayrılıyorlar emekliye.
***
Müthiş bir adım.
***
Yanında “beni amir et, müdür et, şuraya ata, buraya getir” deme ihtimali olanlar, bertaraf ediliyor.
***
Listeler belli olduktan sonra ilk açıklamaları şaşırtıyor herkesi:
“Gidilmedik köy ve ilçe, sıkılmadık el bırakmayacağım.”
Oysa kendisi dahil herkes de biliyor ki, yatsa ve hiç dolaşmasa kazanacak.
Ama o çalışıyor.
Çalışmak ne, resmen koşuyor.
***
Ve derken o ara mide koyveriyor kendini, “bu kadar koşmaya, koşuşturmaya gücüm yetmiyor, ben pes ediyorum” diyor, için için kanamaya başlıyor.
Hemen Sağlık Bakanı giriyor devreye ve acilen Ankara’ya götürülüyor Yılmaz.
Tedavi sonrası ver elini yeniden Erzurum.
Söz vermiş, çalışacak.
Öyle de yapıyor.
***
12 Haziran seçimleri, Adnan Yılmaz açısından “malumun ilamı”ndan başka bir anlam ifade etmiyor.
Ve iş resmiyet kazandıktan sonra, tempo yükseliyor.
Bir ayak Ankara’daysa, diğeri mutlaka Erzurum’da.
***
Evi Erzurum’da olan, geldiğinde hısımda, akrabada veya otelde barınmayan ender vekillerden birisi Yılmaz.
Evinde kalıyor, dost ziyaretlerini ihmal etmiyor, kimin cenazesi olmuş ise mutlaka evine uğruyor, taziyelerini iletiyor.
Taziye evlerinde, “ben bütün milletvekili arkadaşlarım adına buradayım” deyip, bir açığı kapatma adına büyük gayret gösteriyor.
***
Kim var eskilerden köşesine çekilmiş…
Raci Alkır mesela…
Rahmetli olmadan evvel bir, iki kez gitmiş onu ziyaret etmiş. Nuri Güraksın’a uğramış, 7 yıldan beri yatağa mahkum o güzel insana moral aşılamış sürekli.
***
Elinde telefonu, kim iş ve hizmet konusunda kapısını çalmışsa, not almamış, hemen ilgilisini o an telefonla aramış, sonuca yönelik en somut adımı muhatabının yanında atmış.
***
Meclis’teki 550 milletvekili içinde, en çok ziyaretçisi olan ilk 10 milletvekilinden birisi o.
***
Köylerden “imdat” diye telefon açıp yardım istediklerinde, bir günlüğüne de olsa uçağa atlamış, gelmiş Erzurum’a, sorunu yakından görmüş, vatandaşın elini tutmuş, akşam da yine dönmüş Ankara’ya.
***
Bir başka gelişte, “memlekete gidiyoruz, eli boş gitmek olmaz” demiş, 150 adet cins büyükbaş hayvanı, köylülerin ortak olduğu bir kooperatife getirip, teslim etmiş.
***
En çok etkilendiği olayların başında Tabyalar’daki çamlıkların kundaklanması olayı geliyor.
Bunun üzüntüsünü üzerinden bir türlü atamayan Yılmaz, Başbakan R. Tayyip Erdoğan’ın annesinin İstanbul’da cenaze töreninin olduğu bir saatte alıyor haberi:
“Palandöken yanıyor!”
İnanamıyor.
***
Çevre müthiş kalabalık. Aracı parkettikleri yere ulaşması mümkün değil.
El kaldırdığı tüm ticari taksiler dolu, kimse durmuyor.
Bakıyor, olacak değil. Bi ticari taksinin önüne atıyor kendisini.
Sürücü duruyor mecburen. İçinde bir de bayan müşteri var.
Biniyor taksiye, özür diliyor, kendisini tanıtıyor, “Palandöken yanıyor” hatırlatmasının ardından “Sür gardaş” diyor, “Sür, gidiyoruz otele!”
***
Otele geliyor, bir yangın söndürme uçağı veya helikopterinin Erzurum’a gönderilmesi için çalmadık kapı bırakmıyor, ama nafile.
Uçak Erzurum’a ya Balıkesir’den gelecek, ya Adana’dan.
Bu da imkansız tabi.
Otel odasında dört dönüyor, yapacak bişey yok!
***
Sonraları “yangın söndürüldü” haberi geliyor ve rahatlıyor ama…
Aklının bir köşesinde de kalıyor yangın söndürme helikopteri.
***
Erzurum’da askeri hizmetlerde kullanılan helikopterler dışında, Sağlık Bakanlığı’nın ambülans helikopteri var.
Bir zamanlar insanların hastalarını hastanelere yetiştirme adına çileler çekip, sedyelerle karlı dağları aşma zorluğuna katlandığı bizim buralarda artık her şey bir telefon kadar yakında.
***
“Alo, imdat” feryadı nereden gelirse gelsin, önemli değil.
Helikopter havalanıyor ve bir süre sonra hasta tam teşekküllü bir hastanenin önünde.
Ne büyük hizmet.
***
Böylesi büyük bir imkana, artık ikincisi eklenecek.
***
Hani Palandöken yangınından kalan bir uhde var ya içeride, gönlün taa en derin yerinde!
Bu uhdeyi giderme adına adımını atmış Adnan Yılmaz ve  yanına bazı bölge milletvekillerini de alarak dayanmış Orman Genel Müdürü’nün kapısına…
***
“Merhaba, hoşgeldiniz” faslının ardından Genel Müdür Mustafa Kurtulmuşlu’yu, Yılmaz herkesin şaşkın bakışları arasında başlamış anlatmaya.
Kurtulmuşlu’yu, Kurtulmuşlu’ya Yılmaz anlatıyor.
Olacak şey değil.
Adam şaşkın, inanamıyor duyduklarına.
Hayatında öyle ayrıntı var ki genel müdürün, belki kendisi bile unutmuş.
O unutmuş, ama Yılmaz biliyor.
Sıralanmış birer birer tüm özellikler.
***
Az sonra bir ses:
“Bizden bir emriniz olur mu?”
Olmaz mı, bunun için gidilmiş oraya kadar, bunun için çalınmış Kurtulmuşlu’nun kapısı.
Cevap oldukça şık, tam dadaşvari:
“Kişisel hiçbir talebimiz yok sayın genel müdür, sadece bir yangın söndürme helikopteri istiyoruz sizden.”
İstek anında karşılık buluyor.
İşte ikinci helikopterin Erzurum’a alınış hikayesi böyle.
***
Yılın sonu…
Yılmaz bi bakmış Maliye Bakanı’nda para var.
Alttan girmiş, üstten çıkmış Erzurum’daki tüm ilçe belediyelerine karınca kararınca aktarmış para…
Kimine 200, kimine 300 milyar lira.
Allah bereket versin, kısa gün kârı!
***
Daha başka hizmetler de var…
İlçe olmasına rağmen bir banka şubesi bulunmayan Köprüköy’e Ziraat Bankası Yılmaz’ın girişimleri doğrultusunda şube açacak.
Köprüköy tarihinde bir ilk bu.
***
Yılmaz, organize hayvancılık bölgesi kurma adına Ticaret Borsası Başkanı Hakkı Hınıslıoğlu ile çalışıyor…
Aziziye ve Mecidiye Tabyaları’nın daha aktif hale gelmesi için kafa yoruyor.
Atatürk Üniversitesi’nin başlattığı İbrahim Hakkı Gözlemevi Projesi’ni destekliyor ve bütün bu çalışmaları adım adım takip ediyor.
***
Bi şey daha yapıyor Yılmaz, o da inanılmaz.
Kalkıyor muhalefet partilerinden, CHP’den, MHP’den seçilmiş Erzurumlu milletvekillerine gidiyor, “Memleket adına yapmayı düşündüğünüz hangi iş ya da proje varsa, sizin yanınızdayım. Bir yardımım olursa sevinirim. Yeter ki, iş yapılsın, memleket kazansın. Yapan da siz olun, sizin isminiz geçsin” diyor.
***
Sırada bildiğim kadarıyla Erzurum’un yorgun, dayanıksız ve bakımsız okul binaları ile öğretmen lojmanlarının elden geçirilmesi projesi var.
Bu proje tutarsa, Erzurum’a ciddi anlamda para gelecek ve tabi ki okul binaları da çok daha sağlıklı hale dönüşecek.
Durağan ekonomi adına müthiş bir fırsat.
***
Bütün bu anlattıklarım, zamanının sadece 3 ay kadarını Ankara’da geçirmiş bir vekilin yaptıkları.
Umarım Yılmaz yorulmaz ve umarım kimse kendisine köstek olmaz.
Erzurum hizmete susamış bir şehir.
Bu şehir için kim ne yapıyor, bir çivi çakıyorsa ve de çakacaksa Allah razı olsun.
***
Bize düşen elbet sadece “amin” demek değil…
Aynı zamanda iltifat da etmek.
Eğer marifet, iltifata tabi ise böyle olmalı.
Ben bugün o iltifatı, hiç esirgemeden ve yüksünmeden ediyor…
Çalışan, üreten, millet, memleket adına samimi bir gayretle hareket eden kim varsa, hepsini avuçlarım kabarıncaya kadar da alkışlıyorum.
……

TEŞEKKÜRÜM BÜTÜN DOSTLARA

Haftanın bir gününde de bişeyler karalıyor ve düşündüklerimi siz dostlarla bu köşeden paylaşmaya çalışıyorum. Herkes ile aynı noktada buluşmam veya herkesin düşündüklerini düşünebilmem elbet mümkün değil.
Bir çabam var…
Erzurumluluk ruhunu diri tutmaya gayret gösteriyorum.
Son derece samimi, hiçbir çıkara, menfaata dayanmaksızın atmaya çalıştığım adımların farkında olan…
Yazdıkları ile söyledikleri ile cesaretimi artıran, heyecanımı kamçılayan siz dostlara isim yazarak, ayrı ayrı teşekkür etmeyi çok istedim.
Ama bunun imkan dahilinde olmadığı bir gerçek.
Bu nedenle “toptancılık” yapıyorum.
Umarım kabul görür:
Bu köşenin müdavimi bütün dostlara, yüreği Ejder kadar ulu, asaleti kar kadar beyaz, gönlü buram buram Erzurum kokan herkese teşekkür ediyorum.
İyi ki varsınız.
Selam, sevgi ve saygıyla

…………

Öztürk AKKÖK

📆 09 Ocak 2012 Pazartesi 10:32   ·   💬 1 yorum   ·   ⎙ Yazdır

“Bir adam çok adam” için bir yanıt

  1. Serap DURMAZPINAR dedi ki:

    Memleket’in menfaatleri için çalisan, gayret gosteren herkes bas taci edilmeli ve alkislanmalidir elbet. Zira takdir tesvigi dogurur, motive eder gucune guç katmis oluruz. Erzurum’un çikarlari için çalisan, ugras veren, halkin dilinden anlayan, problemleri gorup çozmeye çalisan her vekili halk alkislar, sever bagrina da basar. Oyle ki Erzurum halki bikmistir artik bos vaadlerden. Eminim lâfa degil eyleme bakiyorlardir artik.. Gazeteciler gununuzu kutlarim.. tesekkurler… Serap Durmazpinar Kuruhasanoglu / France

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ERZURUM'DA HAVA

ERZURUM
Esentepe Avrupa Konutları
YENİ SAYI

YAZARLAR

RÖPORTAJLAR

ANKET

Üzgünüm, şu anda etkin anket yok.

BAĞLANTILAR