Yaklaşık 3 haftadır yazı yazmıyorum.
Ya da, yazmak istemiyorum.
Ya bu şehirde üç maymunu oynayacaksın; görmeyeceksin, duymayacaksın, konuşmayacaksın…
Ya da en kısa yolu seçip yazmayacaksın.
Evet, yazamıyorsun…
Sürekli bazı kesimlerden baskı var.
Yazamıyorsun! yazdın mı reklâm alamıyorsun.
Ya reklâm verenler, reklâmlarını kesiyor, ya da reklam verenler engelleniyor.
(Ne de olsa ekonomik olarak özgür değilsin)
Yazamıyorsun, artık terazinin dengeleri değişmiş.
Namussuzca, arsızca yazanları görmeyenler, sana en ağır cezaları verebiliyor.
Yazamıyorsun! her türlü kahpelikle karşılaşıyorsun.
Meydan, namussuza, arsıza bırakılmaya çalışılıyor.
İşte sevgili M. Talat Uzunyaylalı ve Mehmet Emin, uzun bir aradan sonra, www.gazeteguncel.com ‘da yazmaya başladı.
Sevgili ağabeyim M. Talat Uzun Yaylalı ve Mehmet Emin’in, her yazdığı yazı mesaj niteliğindeydi.
Her yazısında, bir yerler rahatsız oldu.
Öyle yerler rahatsız oldu ve öyle yerlerden tehditler aldı ki bunu en iyi ben biliyorum.
Bu ülkede, bu şehirde o kadar ucuz klavye kabadayısı var ki…
Onun için, hiç birini dikkate alıp, ne Sevgili M. Talat Uzunyaylalı’ya söyledim, ne de Mehmet Emin’e.
Evet, Saygı değer M. Talat Uzunyaylalı ve Mehmet Emin beyle, çok ayrı düşünüyorum.
Ayrı kulvarların insanlarıyız.
Ama aynı şehirde yaşıyoruz ve aynı mesleği yapıyoruz.
Endişelerimiz ve kaygılarımız aynı….
Onun için M. Talat Uzunyaylalı ve Mehmet Emin’e hep saygı duydum.
Duymaya da devam edeceğim.
Bu şehirde, herkesin dik duramayacağı kadar, her şartta dik durduğu için…
Evet, sevgili Talat abim ve Mehmet Emin Bey, ben sizi ayrıldı saymıyorum.
En yakın Cuma’da yazılarınızı bekliyorum…
Recep KAPUCU
“Erzurum’da yazamamak…” için bir yanıt
Bir yanıt yazın
ERZURUM'DA HAVA
YAZARLAR
Kalem susmazzz!!! ama…..
Eger yazarsaniz! Ya Silivri’ye atilirsiniz, ya, suçsuz yere yargilanirsiniz, ya tehditlere maruz kalir ya da suikastlere kurban gidersiniz. Yazamamak sadece Erzurum’un degil tum Turkiye’nin problemi. Dusunmenin bile yasaklandigi yerde yazmak yasak olmaz mi? Diliyorum ki, gazetecilerimiz tipki demokratik ülkelerdeki meslektaşları gibi tehditlere maruz kalmadan, baski yapilmadan, ozgurce gorevlerini yerine getirebilsinler. Ne demisti Ugur Mumcu;..? ” İnsanlar susabilir ve hatta susturulabilir, fakat fikirler susmaz, susturulamaz…” o’nu ve tum kaybettigimiz gazetecilerimizi, rahmet ve saygiyla aniyorum…
Ayva, sözlüklerde meyva olarak geçerken, adamın biri, daha doğrusu o ülkenin zalim kralı, ayva meyva değildir, demiş!
Yasaklamasının nedeni çok basitmiş!
Kral ayvayı yiyecek, diyormuş vatandaşlar!
Öyle olunca Kral’ın ilk yasağı ayva meyva değildir, olmuş!
Bu kez vatandaşlar, Kral ayva yemekten korktu, demeye başlamışlar.
Zalim Kral buna çok kızmış!
Ayva sözcüğünün yazılmasını ve konuşulmasını yasaklamış!
Kim ayva diyecek olsa doğru hapsi boyluyormuş.
Bu iş o kerteye gelmiş ki a.. diyen bile ayva dedin diye hapsi boyluyormuş.
Kazara biri telefonda, hani bir meyva vardı ya diyecek oldu mu yandı!
Vay sen nasıl ayva demeye teşebbüs edersin, deyip hemen tutuklanıyormuş!
İş o hale gelmiş ki, Kral geçmişte ayva diyen yazan herkesi suçlu ilan etmeye başlamış.
İşte diyormuş, şu adam geçmişte ayva diyordu, bunlar da aynı onlar gibi ayva diyorlar!
Yalnızca Kral ayva diyebiliyormuş!
Ne karısı ne kızı, ne yardımcıları ne askerler kimse ayva diyemiyormuş!
Hatta, Kral işi öyle ileri götürmüş ki, bütün dünyaya ayva demenin yasaklanması gerektiğini, bunun özgürlük, demokrasi için çok önemli olduğunu söylemiş.
Diğer Krallar çok şaşmışlar bu işe!
Onun düşünce özgürlüğü bu olsa gerek, diye düşünür ve söyler olmuşlar.
Kral dayanamamış sonunda, ayva ağaçlarını yok etmeye karar vermiş!
Ülkedeki bütün ayva ağaçları yerinden sökülmüş, hepsi yakılmış.
Koca ülkede bir tek ayva ağacı kalmamış!
Artık, ayva demek dinsizlikle eşanlama geliyor demeye başlamış Kral.
Ayva diyenin boynunu uçurmaya başlamış.
İşte o günden sonra insanlar ayvayı evlerinin köşesinde küçük bir saksıda gizli gizli yetiştirir olmuşlar!
Gün gelmiş Kral ölmüş!
Vatandaşların hepsi Kral’ın mezarına gelip saksıdaki ayva ağaçlarını dikmişler! ..
Serap Durmazpinar Kuruhasanoglu / France