Erzurumlu kuaförler geçtiğimiz ay Ukrayna’da kuaförler yarışmasına gitti. Ekibin başında Erzurumlu olan ancak İzmir’de yaşayan ünlü kuaför Harun Cici vardı.
Ekip gecede birbirinden güzel saçlar taradı. Belki o gecede daha iyi saç tarayıp şov yapan kuaförler de vardı. Bu yarışmalar her yıl bir başka ülke de yapılan artık neredeyse geleneksel haline gelmiş. Neyse bizimkiler asıl şovlarını gecenin sonunda yapıyor. Bizim kuaförler şovunu Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun kanayan yarası olan çocuk gelinlere ayırıyorlar. İyi bir tiyatro gösterisi yapan Erzurumlu kuaförler, birçok ülkelerden gelen yabancılar tarafından ayakta alkışlanıyorlar ve geceden birinci olarak ayrılıyorlar.
Ukrayna’daki görüntüleri bizzat kendim izledim ve çok etkilendim. Orada taradıkları saçlardan ziyade ortaya koydukları sorumluluk beni etkiledi. Kuaför ekibin bu başarısı Türkiye’de de haber olarak ödüllendirildi.
Ulusal televizyonlar gazeteler bu habere yer verdi. Köşe yazarları köşelerinde bu ekipten övgü ile söz etti. Daha üzerinden birkaç gün geçmeden Erzurum Berberler ve Kuaförler Derneği’nden bir basın açıklaması geldi. Zat-ı muhterem bir kuaför, “Bizim dernek olarak böyle bir yarışmadan haberimiz yok. Bu arkadaşlar birincilik almamışlardır” diye bir basın açıklaması yaptı.
Hayda. Böyle bir açıklama ancak bize özgü bir durumdur. Velev ki o kuaförler birincilik almamış olsun. O gecede yaptıkları sorumluluk projeleri ile ayakta alkışlandılar mı? Türk Bayrağını dalgalandırıp, Türkiye ismini orada okuttular mı? Ulusal basında Erzurum’un adından övgü ile bahsettirdiler mi? Ne fark eder, birinci yada sonuncu olmaları?
Bir dernek kendi üyesine bunu nasıl yapar, ya da bir şehir kendi insanın nasıl karalar anlamıyorum. Bu işler Erzurum’da çok fazla olmaya başladı. Kimse kimsenin başarısını hazmedemez oldu. Bırakın artık bu çekememezliği, artık birbirimize sarılıp, birbirimizin başarısı ile övünmemiz gereken bir dönemdeyiz.
Yapılan her iyi iş bu şehrin kazancıdır. Aynı havayı, aynı suyu içiyoruz. Eğer bir yerde başarı, kazanç varsa tebrik edelim, daha iyisini yapmak için teşvik edelim. Ama kimseyi, hiç kimseyi karalamayalım. Birisi para kazansa, zengin olsa ilk söylediğimiz şey, ‘Eskiden bir şeyi yoktu şimdi nasıl zengin oldu. Kim bilir nereden buldu? ‘ diye hemen çamur atarız. Yapmayalım. Allah yürü kulum demiş, sen, ben kim oluyoruz da yargılıyoruz..
Doğu denince akla merhametli, adil, komşusuna, arkadaşına fedakarlık yapan, iyilik timsali insan gelirdi akla. Şimdi birbirini yiyen, komşunu çekemeyen, herkese çamur atan ama bir tek kendi makbul olan insan geliyor akla. Bunu niye yapıyoruz anlamıyorum. Daha güzel bir dünya da yaşamak varken, kardeşçe, birbirimizin varlığından faydamız olacağını anlayarak yaşamak daha güzel değimli? Türkiye’de yaşayan herkes birbirine sahip çıkmalı, birbirine sırt vermelidir. Erzurum’da bu yapının önderi bir kenttir. Biz böyle iyi bir miras aldık atalarımızdan, gelecek nesillere bu anlayışı bırakacağız.
Doğu denince akla merhametli, adil, komşusuna, arkadaşına fedakarlık yapan, iyilik timsali insan gelirdi akla. Şimdi birbirini yiyen, komşunu çekemeyen, herkese çamur atan ama bir tek kendi makbul olan insan geliyor akla.
biri bir sacmalık yapar tüm doguya mal edilir. bu da ne derece dogruysa
Sayın Yazar ukrayna olayı zaten bu seneye mahsus bir olay değildir sizinde bildiğiniz gibi CMC uluslar arası dünya kuaförler federasyonu adı ile cat projesi içinde resmiyette fedarsyonların tasvip etmdiği bir kuruluş oldugu için Erzurum odasının da böyle bir yaklaşım içine girmesi normal bu camiada ben 4 yıldır ülke içinde organizasyonlar yapmaktayım yarıştırmaktayım ve odalarla bağlantı kurmadığımız takdirde böyle etkinliklere bazı büzüklerimiz içlerinde bulunmadıklarındanmıdır bilinmez tepkilerini bizim biligimiz dışında yapılan acıklaması ile tasvip etmediklerini söylerler oysa ne acı insanların medeni cesaretlerini sergilemek için ortaya koydukları sanatsal mücadeleye balta vurulması bu nedenledirki üzülmeyin bu ülkede bilen bilir Harun Hoca da dahil bu ülkede MEYVE VEREN AĞAC TAŞLANIR bunları taşlayanlarda koltuk sevdalılarıdır