Bir oğul ile bir baba dostluk üzerine sohbet ederler. Çocuk 60 yaşındaki babasına ?şöyle dostum var, böyle dostum var’ diye ahkam keser. Dostluk konusun da epey yol almış, tecrübe edinmiş baba, döner oğluna derki:
“Oğlum, biz çok dostlar gördük düşman oldular, nice düşman gördük ki dost oldular”. Dostlarını denemeden ?dostum var’ deme. Bu lafa çok alınan oğul, babasına dostlarını nasıl deneceğini sorar. Baba ahırdan çıkardığı koyunu keser, koyar bir çuvalın içine, verir oğlunun eline. ” Al oğlum bunu, git dost dediğin adamın kapısına, ?içinde ceset var bana yardım et de’. Oğlan böbürlenir, ?yahu bunda ne var baba’ der yola koyulur. Gece vakti varır can dostunun evine, çalar kapısını, kapıyı açan kişi arkadaşının ve omzundaki üzerinden kanlan akan çuvalı görünce kapıyı hemen kapatır ve arkadaşına sahip çıkmaz. Genç bütün gece tüm dostlarına gider ve aynı cevapları alır. Boynu bükük varır babasının yanına. “Benim bu dünya da tek bir dostum yokmuş baba der”. Baba bıyık altı gülümser ve oğlunu kendi can dostunun evine gönderir. Aynı çuvalla genç bu kez de babasının dostunun kapısını çalar. Kapıyı açan ihtiyar tek hamlede genci eve alır. Omzundaki çuvalı indirir, bahçe de bir çukur kazar ve ceset sandığı koyunu buraya gömer. Üzerine de toprak serpiştirir belli olmasın diye, sarımsak tohumlarını da ekerler üzerine. Genç gelir babasına,’Baba, işte dost buymuş’ diye konuşunca, babası ‘daha erken, o belli olmaz daha, ?sen yarın git dostuma, bir kavga çıkart, iki tokat at, işte o zaman anlaşılacak, dostun hakikisi. Genç adam, aynen yapar babasının dediğini, maksadı anlamaktır dostun hakikisini, babasının dostuna istemeden basar iki tokadı! Tokadı yiyen dost; ‘git de söyle babana, biz satmayız sarımsak tarlasını böyle iki tokada’! Genç delikanlı o an anlamış babasının anlattığı dostluğun ne olduğu.
Günümüzde herkesin iyi yada kötü böyle dostları vardır elbette. Ama kaçımız bu ihtiyar kadar cesaretli olup dostlarımızı sınav edebiliriz. O kadar yıl dost olun,sonra insanları bırakın bir sarımsağa, tek bir lafa kurban edin. Ardımıza bakmadan dostlarımızı yerden yere vuruyoruz. Anı yaşıyoruz, dünün, yarının önemini bilmiyoruz. Eğer birini seviyor ve ona güveniyorsanız bugün çıkın karşısına, sevdiğinizi söyleyin, gurur yapmayın yarın çok geç olabilir.
Dün beraber yürüdüğünüz insanları ne önünüze alın ne arkanıza atın, yanınıza alın, ele ele tutuşun, beraber yürüyün. Hep mutlu yaşayın, asla dostsuz kalmayın.
Kotu dost olmaz. Iyi veya kotu degil de, az veya çok dostlari vardir dersek daha dogru olur kanaatindeyim. Dostluk uzun yillara dayanan bir emegin urunudur. Heba edersek çok yazik olur! haklisin sevgili dost. Ne guzel demistir Necip Fazil Kisakurek; “Yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişirsen; Hem yolunu kaybedersin, hem dostunu! ” diye.. Kalemin varolsun eski ama hiç eskimeyen dost. Bu arada yeni kosen hayirli ugurlu olsun. Sevgiler…
Serap Durmazpinar Kuruhasanoglu / France