Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Lütfü Yücelik geçtiğimiz günlerde özelleştirme kapsamındaki Ilıca Şeker Fabrikası’nın Erzurumlularda kalması için oda olarak öncülük edebileceklerini, bir konsorsiyum oluşturulup fabrikanın alınabileceğini söyledi.
Tam ne güzel Erzurum yine kolektif ruhla hareket edip fabrikasını kimseye kaptırmayacak diye sevinirken birde baktım ki malum Erzurum hastalığı ortaya çıktı. Her olaya garip bir septisizmle bakanlar başladılar bağırmaya, efendim “kurnazlık ediliyormuş da, yine birileri zengin olacakmış ta, Aşkale çimento da böyle alınmışta”
Yahu adama “el insaf!” demezler mi? Aşkale Çimento alınmış ta kötü mü olmuş? Oda Başkanı Yücelik bu anlamda rüştünü ispatlamış bir isim. Aşkale Çimento Fabrikası’nın alınması bir başarı değil midir?
“Aşkale Çimento fabrikasının Erzurum’a ne faydası var?” deniliyor. Hemen söyleyeyim; Fabrikanın vergi levhasında Erzurum yazıyor. Bine yakın ortağına her yıl ortalama eski parayla 6-7 trilyon kar payı dağıtıyor. Bu para Erzurum ekonomisinde dönüyor. Altı yüz kişilik istihdam sağlıyor. Sadece Erzurum’a değil Erzincan, Gümüşhane, Ağrı, Trabzon, Van yani bölge Erçimsan Holding’den faydalanıyor.
İzninizle ben size bir soru sorayım; Bu katma değerler ortadayken, acaba siz ne tür bir “fayda” beklentisi içindesiniz? Bir soru daha acaba sizin memlekete ne “ faydanız” var.
Ilıca Şeker Fabrikası özelleştirilir ve Erzurumlular bu fabrikayı alabilirse bence Ticaret ve Sanayi Odası son 15 yıl içinde yapılan bütün çalışmalardan daha önemli bir işin altına imza atmış olur. Oda başkanı Yücelik, kendisine büyük beklentilerle oy veren üyelerinin taleplerine de karşılık vermiş olur.
Bu olaya sadece Şeker Fabrikasının satın alınması olarak bakmakta eksik bir bakış açısı bence. Erzurumlular tarafından oluşturulacak konsorsiyumun Şeker Fabrikasını alması şehirde kolektif hareket edebilme bilincini yeniden uyandırabilir. Bu bir kıvılcım olabilir.
Dev sermayeleriyle Erzurum’a gelen marketlerle rekabet edebilmek için belki yarın Erzurumlu market sahipleri böyle bir girişim içerisine girebilirler.
Bu girişime destek vermek ben memleketimi seviyorum diyen herkesin vazifesi olmalı. Siyasilerden tutun medyaya, sivil toplum örgütlerinden bürokrasiye herkes bu girişime destek vermeli.
Artık kişisel olarak faydalanmak yerine, faydalı olmayı öğrenmemiz gerekiyor. Ağlamakla dövünmekle olmuyor. Taşın altına elinizi koyamıyorsanız, bari bu çaba içinde olanlara engel olmayın.
Bir yanıt yazın