Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, onlarca yeni otobüs aldı.
Hemen hemen her semte koydu.
Biz sandık ki, Erzurum’da ulaşım sorunu bitti.
Nerede o günler.
Meğerse sorun aynen devam ediyormuş.
Son günlerde, genelde otobüs veya dolmuşlara biniyorum.
Dolmuş ve otobüsü ister durakta bekle, isterse başka yerde.
Tıka basa doluysa dolmuş, seni durup alıyor.
Eğer boş ise, basıp gidiyor.
Bunun nedenini araştırdım
Bazı bölgelerde yolcular toplu olarak bekliyor.
Amaçları, bir an önce o yolcuları kapmak.
Belediye otobüslerinin de, onlarda farkı yok.
İstedikleri yerde indiriyorlar, istedikleri yerde bindiriyorlar.
Halk otobüslerini isterseniz hiç yazmayayım.
Onlar, her zaman olduğu gibi bildikleri okuyorlar.
Dün, gazetemizde çalışan bir arkadaşımız işe geç geldi.
“Nerede kaldın” diye çıkışınca, Halk otobüslerini şikâyet etti.
Meğer yurdun önündeki durağa yanaşan halk otobüsü, dolmadan hareket etmiyormuş.
Bizim eleman, geciktiğini belirtmiş.
Halk otobüsü şoförü aynen şu cevabı vermiş.
“İşin aceleyse, in taksiye bin”.
Yani Sayın Başkan Ahmet Küçükler, getirdiği otobüslerle her şeyin güllük gülistanlık olduğunu sanıyorsa yanılıyor.
Yine aynı tas, yine aynı hamam.
Yine ulaşım dert…
Erzurum Büyükşehir Başkanlığı onlarca otobüs alsın işletmesi iyi olmayınca hiçbir şeye yaramaz şoför eğitimli olacak nazik olacak saatine uyacak aynı şeyler halk otobüsleri şoförleri içinde geçerli yani denetim olmalı
Âlemlerin Rabbi’nin “Sen olmasaydın, kâinatı yaratmazdım” dediği, insanlığın onuru, Âdemoğlunun yüz akı, peygamberlerin sonuncusu ve efendisi Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.)’nın doğumunun 1442. yılı yine coşkuyla, imanla ve hasretle kutlanıyor. Her yıl Müslümanların iman, kardeşlik, cihat ve vefa aşkıyla bir araya geldiği “Kutlu Doğum Haftası”nda İslâm ümmeti yine O’nun nuruyla aydınlanıyor. Kan ve gözyaşıyla yoğrulan mazlum İslam coğrafyası da her geçen gün ümmetin tam anlamıyla O’nun (S.A.V.) izinde birleşmesini bekliyor dedi.
‘Seviniyoruz. Çünkü, O’na Ümmet olma şerefini kazanmışız. Umutluyuz. İnsanlık, içinde çırpındığı bunalımlardan ancak O’nun kılavuzluğu ile kurtulabilir.’ dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından bu yıl tema olarak “Hz. Peygamber (s.a.v.) ve insan Onuru ,” konusunun seçilmiş olmasını takdirle karşılıyoruz.
MÜSLÜMAN KAYBETTİĞİ ONUR’U PEYGAMBERİNİN YOLUNDA ARAMALIDIR.
İnsanlık Kaybettiği değerleri , Müslümanlar kaybettikleri Onurlarını Sadece Rahmet peygamberinin getirdiği İlahi mesajlara bağlı olarak yaşayınca kazanabileceğinin altını çiziyorum .
Bu Gün İslam Coğrafyası Kan ve Gözyaşı içerisinde kalmış İnsanlık ve Müslümanlık onuru ayaklar altına alınmıştır. Bu zilletten İzzete ulaşmak için Alemlere Rahmet olarak gönderilmiş Peygamberin Nebevi metodunu Bütün Müslümanlar sahiplenmeli ve uygulanması için çalışmaları gerekir dedi.
Yaşadığımız Asırda Cahiliye döneminde yaşananların birçok özelliğinin devam ettiğini kaydeden , “Peygamberimiz dünyaya gelmeden önce kız çocuklarını toprağa diri diri gömme, içki ve kötü gelenekler vardı. O toplumun içinden Hz. Alileri, Hz. Ömerleri, Hz. Ebubekirleri çıkarttı. Aynı sıkıntılar şimdi yok mu. Aynıları var. İçki her yerde var. Faiz ne yazık ki meşrulaştı. Maalesef bazı Hocalarımız asli ihtiyaçlar diye başlayan cümleler ile fetva vermeye başladı. O zaman fal okları şimdi spor lotolar ve spor totolar var,mantar gibi yaygınlaşan idda bayileri var O dönemin sıkıntılarının hepsi şimdi de var. Nasıl ki efendimiz bunları kaldırdı, bizde bunlarla mücadele etmeliyiz , İfsada giden toplumu Islah için Çalışan efendimiz gibi bizimde yaşadığımız her yerde birer Islah neferi olmalıyız dedi.
İNSAN SEVDİĞİYLE HAŞR OLUR
İnsanın sevdiği ile haşr olacaktır, “
Cenab-ı Hak hepimizi Peygamber Efendimiz ile haşretsin, cennette ona komşu yapsın inşallah.
O “Kendisi için istediğini mü’min kardeşi için de istemeyi” temel esas olarak belirledi.
Peygamber efendimiz, elbette bütün tarihin en büyük insanıdır. En önemli dönüm noktasıdır. Ve biliyoruz ki, din fıtri bir hakikat ve ihtiyaçtır. Saadet için insanların dine koşmaları şarttır. Onun için bütün insanlığın saadetinin öncüsü, Peygamber Efendimiz Aleyhisselamı çok iyi tanımak ve tabii olmak şarttır. Bu duygu ve düşünceler içerisinde Kutlu Doğum Haftasının bütün Müslümanların gönlünde kardeşlik duygusunun ve kardeşlik coşkusunun yeniden filizlenip yeşermesini, Ayaklar altında kalan insanlık Onurunun tekrar Filizlenmesini, bütün davranışlarımızda kardeşlik ahlakı ve kardeşlik hukukunun yaşanmasını Yüce Rabbimizden niyaz ediyor; başta ülkemiz ve gönül coğrafyamız olmak üzere bütün İslâm dünyasının Kutlu Doğum Haftasını kutluyorum dedi