45 numune arasından seçilen çiniler uzmanlar tarafından minarelere özel harçla monte ediliyor
Erzurum’un en önemli Selçuklu eserlerinden birisi olan Çifte Minareli Medrese uzun yıllar sonrası detaylı bir restorasyondan geçiriliyor. 2011 yılında başlayan onarımda sıra çinilere geldi. Zorlu hava şartlarının bozduğu ve yerinden söktüğü tarihi çiniler tek tek sökülerek yenileri konuluyor. Onarımı üstlenen firmanın mevcut çinilerden yola çıkarak hazırladığı 45 numune arasından seçilen çiniler özel bir harçla monte edilirken, mevcut çinilere ise enjektörle harç konularak yerleri sağlamlaştırılıyor.
Restorasyon çalışmalarının aralıksız sürdüğü Çifte Minareli Medrese’nin Şantiye Şefi Mimar Mustafa Sezer, özellikle minarelerde büyük bir titizlikle çalışıldığını söyledi. Kimi çinilerin arasına enjektör ve pamuklarla dolgu yapılırken, batı minaredeki kayma içinde ayrıca paslanmaz çelik köşebentler kullanılacak.
Çinilere bilimsel test
Şantiye Şefi Mimar Mustafa Sezer, tarihiÇifteMinareliMedrese’nin her iki minaresinde büyük deformasyonlar olduğunu söyledi.
Tarihi yapıya çimento kullanmadan Horasan harcı ile yapıldığına dikkat çeken Sezer, “Medresinin her iki minarenin çinilerin bulunduğu yerlerin bazıları açık, bazıları da koyu renktedir. Kimi düz çıkarken, kimisinde de saga sola kayma mevcut. Minarelerin bir çok yerinde beton takviyeler yapılmış.Yaniyapının her iki minaresi de az çok deformasyon var. ODTÜ’den hocalar getirdik. Bilimsel heyet üyesi ve aynı zamanda çini uzmanı Şenay Onuk hanımefendi gerekli incelemelerde bulundu. Orjinal çinilerin renklerinden renk çıkarıp çinilerle ilgili 45 numune hazırladık. Bunları bilimsel teste tabi tuttuk. Dayanıklık testi içinde minarelere monte ettik. Üzerinden bir yıl geçti. Sonuç olumlu bulundu. Çiniler geleneksel teknikleri teknolojiyle buluşturup ortaya çıkan malzemeyi kullanıyoruz. Mevcut çiniler ve bizim yaptığım çiniler, güneşin ışığına göre renk değişiyor. Medreseye yaptığımız çinilerin, boyaları bile tamamen el ürünü ile yapılmıştır” dedi.
Tarihi yapı şimdi daha sağlam
Ecdat yadigarı tarihi Çifte Minareli Medrese’nin minare boğumlarında ve türbenin olduğu bölümlerde çelik köşebent ve halat kullanılacak. Civatası ve somunu bile paslanmaz çelikten olacak olan çelik koruyucular, tarihi yapıyı gelecek nesillere dimdik ayakta taşıyacak.
Batı minaresinin şarafe kısmının biraz kaydığına dikkat çeken Mimar Mustafa Sezer, alttan yukarı yine medresenin aslına uygun elde edilen tuğlalarla yapılıp yerine oturtulacağını ifade etti. Şu an için sıkıntılı bir durumun olmadığına dikkat çeken Sezer, “Tarihi medresenin minareleri aşama aşama tek tek sökülüp yerlerine çini seçini, tuğla ise tuğlakonuluyor. Her bir santimi once temizleniyor, sonra yerine konuluyor.Yasal sürede 15 Ocak 2015’de teslim edilmesi gerekiyor. Biz de tarihi yapıyı 2014’ün sonuna bitirmeyi planlıyoruz. Döşemeler minareler ve tarihi yapının bir çok yerinde hidrolik kireç harcı, taş tozu gibi doğal harçlar kullanıyoruz. Işıklandırma, data, ve kamera sistemleriyle birlikte tarihi yapı görkemini daha iyi yansıtacaktır”
Neler yapıldı
Rölöve restitüsyon, restorasyon, taşıyıcı system güçlendirme, geoteknik araştırma, izleme, çini envanteri, makine ve elektrik tesisatı için hazırlanan projeler Kültür veTabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’ndan onaylandı. 20 metre boyunda 4 sondaj yapılarak zemin durumu, yeraltı suyu incelendi. Eserin temel taban kotunun belirlenmesi için jeoradarile taramayapıldı. Monitoring (izleme) ile Medrese’nin taşıyıcı sisteminde ve minarelerindeki deformasyonlardaki olası artışlar ile bunun nedeni olabilecek büyüklükler sürekli ölçüldü. Eğim, çatlak, sıcaklık, yeraltısuyu sensörler aracılığı ile ölçüldü, taşıyıcı system eleman boyutları belirlenen yapı bilgisayar ortamında modellenerek dinamik – static analizleri yapıldı. Malzeme analizlerinin yanısıra tüm çiniler numaralandırılarak çini envanteri çıkarıldı. Eseri bütün yönleriyle belgeleyen fotoğraf albümü oluşturulduktan sonra yapılacak müdahaleler ve müdahale yöntemleri tespit edildi.
ÇİFTE MİNARELİ MEDRESE
Çifte Minareli Medrese’nin Kitabesi olmadığından ne zaman yapıldığı ve gerçek adı bilinmemektedir. Sultan Alaaddin Keykubad’ın kızı Hundi Hatun veya İlhanlı Hanedanı’ndan Padişah Hatun tarafından yaptırılmış olabileceği düşüncesiyle buna Hatuniye Medresesi de denmektedir. 13. Yüz yıl sonlarında yapıldığı Kabul edilen medrese, Sultan IV. Murad’ınemriyle tophane haline getirilmiştir. Birsüre de Kışlaolarakkullanılmıştır.1971-1972 yıllarında Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce kazı ve restorasyonu yapılan medrese halen Erzurum Yakutiye Belediye Başkanlığı’nca kullanılmaktadır.
Recai UYGUR / Pusula Özel
Bir yanıt yazın