İbrahim Erkal her daim gurur duyduğumuz bir sanatçımızdı, kendisi ile yakından tanışmam 2012 yılında Maltepe Erzurumlular Vakfında oldu.
Şöhretin zirvesine ulaşmış doymuş hatta “Ben bu şöhreti sevemedim” diyecek boyuta gelmişti. O sebeple Maltepe’ye yerleşmiş olmakla gerçek huzuru bulduğunu söylerdi. Sade hayatı çok özlemişti ve o özlem duyduğu ortam tamda burasıydı. Çok sevdiği iki şeyde Maltepe’de mevcuttu, biri müzik diğeri de Erzurum ortamıydı. Geniş bir bahçe içerisinde geleneksel mimarisiyle dikkat çeken Maltepe Musiki Vakfındaki sınıflardan ney, saz, piyano gibi enstrümanların tınıları yankılanırken, Erzurum ortamını da Erzurum vakfındaki sıcak dostluklarla olabildiğince yaşamaktaydı.
Maltepe Erzurumlular Vakfının yönetim kurulu üyesi idi ve o günlerde babası vefat etmişti. Babası için vakıfta Kuran-ı Kerim ve mevlid okunmuştu. Biraz kısacıkta olsa sohbet ettik. Daha sonra Maltepe’de ikamet etmesi ve Maltepe Musiki Vakfına takılması bizi biraz daha yakınlaştırdı. Zira kendisinin çok saygı duyarak değer verdiği, “Sultanım” diye hitap ettiği Tasavvuf musiki sanatçısı Fikret Erkaya hocanın Erzurum Uzundere’li olması yani annemin köylüsü olması da bizi daha da bir ortak noktalarda buluşturdu.
Maltepe Musiki Vakfında gerçek mutluluğu yakalamış aradığı huzuru burada bulmuştu, adeta oyuncağına kavuşmuş çocuk gibi mutluydu. Çocukları bahçede oyun oynarken eşi Filiz hanım vakfın bir gönüllüsü olarak o ortamla kaynaşmış bazen sohbet dinler, bazen mutfağa geçip hizmet ederken görünürdü.
Maneviyatı çok kuvvetliydi, inançlı iyi bir dervişti!
Birgün sordum; “Hayırdır İbrahim hocam, Maltepe’ye yerleşmendeki tercih sebebi nedir? Çok özel sebeplerinin olduğunu anlattı. Birinci sebebi; Adını anarken ondan saygıyla bahsettiği Kütahyalı Rahmetli Mehmet Dumlu Hoca efendinin kendisine “Maltepe’ye Fikret Erkaya’nın yanına gideceksin” tavsiyesi etkili olmuş. İkincisi; şöhret ortamından çok sıkılmış olması, üçüncüsü de; ailesi yani eşi ve çocuklarının, daha sade rahat bir ortamda yaşaması için Maltepe’yi tercih etmişti.
Her zaman adam gibi duruş sergiledi
Hatırlarmısınız 2000 yılına girdiğimiz yani milenyum furyasının yaşandığı o dönemlerde sanatçılar saçlarını gümüş renklere boyayarak tarzını sergilerlerdi. İbrahim Erkal’de, 2000 yılında –De get yalan dünya! İsimli albümünü çıkarmıştı. Ama onun tarzı farklıydı, milenyum çağında da olsa o yağız bir Anadolu delikanlısı edasıyla, elinde oltu taşı tespihi, omuzlarında paltosu, boynunda cevşeniyle Dadaş gibi bir duruş sergiledi.
Çok geniş bir hayran kitlesine sahip olmuş en star sanatçımızdı.
İnanın ben bu kadar hayran kitlesine sahip olduğunu bilmiyordum, Erzurum’lu ama sadece Erzurum değil Türk milletinin gönlünde çok güzel bir yere sahip olmuş. Hatta farklı ülkelerden çok sayıda hayranları var. Duygusal şarkılarıyla sözleriyle gönüllere öyle ilmek ilmek işlenmiş İbrahim Erkal sevgisi.
İnternetten uzak duruyordu.
Magazin medyasından, sosyal medyadan, internetten uzak kalmaya gayret ediyordu. Benim ısrarla kendisine defalarca “ Sen, hayran kitlesi çok geniş şöhretli bir sanatçısın, mutlaka sosyal medya aracılığıyla hayranlarınla diyalog kurmalısın, insanlar senden bir mesaj, bir haber almak istiyor” dememe rağmen “Yav ben hayatımı sakin yaşıyorum halimden memnunum, şuan bana dokunma, bırak böyle kalsın” derdi. Ama ısrarla “Senin sanal ortamdaki yerini alman lazım” diyerek adeta bunalttım ve bir gün “Kenan senin kontrolünde olacaksa adım atarım, resmi hesaplarımızı açalım” dedi ve internet ortamında yer almasını sağladık.
İki yıl birlikte çalıştık, basın danışmanlığı ve sosyal medya yönetmenliğini yaptım.
Çalışmalarımızı tamamen gönüllülük esasına bağlı bir şekilde yürüttük. Benim kendisiyle çalıştığım dönemde, sanal ortam yani internet ortamındaki hayatını derleyip toparladık. İbrahim Erkal adına resmi web sitesini, sosyal medya hesaplarını oluşturduk, hayran kitlesiyle direkt diyalog kurmasını sağlamış olduk.
http://ibrahimerkal.com.tr/
instagram.com/ibrahimerkalofficial
youtube.com/channel/UC6cMJGxcaT4glmhA3s1WP4w
Bu ayrıntıları belirtmemin özel sebepleri var, zira o günlerde İbrahim Erkal adına açılmış o kadar çok sahte hesaplar vardı ki; kimileri onun hayranı olduğu için, ya sevdiğinden dolayı adına hesap açmış paylaşımlar yapıyor, yada çıkar amaçlı İbrahim Erkal ismini kullanıp kendine menfaat sağlamaktaydılar. Biz kısa zaman içinde kendi adına resmi hesaplarını açıp direk mesajlar paylaşarak hayran kitlesinin doğru bilgi almasını sağlamış olduk. Bu arada sahte hesap sahipleriyle de hukuki boyutta mücadele ederek haksızlığı önlemeye çalıştık. Bu çalışmaları yaparken sayfaların tasarım açısından güzel olması için profesyonelce yapmaya çalıştık, ama karşılığında sadece İbrahim Erkal isminin marka değerini korumaktan başka bir menfaat beklemeden yaptığımızı özellikle belirtmek istiyorum. Erkal’in bir şarkı sözünde dediği gibi, “Menfaatlerin ötesindeyim” dedik her daim…
Son dönemlerde medyada kullanılan fotoğraflarının bir çoğunun, benim çektiğim fotoğraflar olmasından oldukça mutlu olduğumu söyleyebilirim.
İbrahim Erkal ile çalışma esnasında aynı zamanda enerji sektöründe faaliyet gösteren Erzurum’un başka bir değeri olan Ergaz AŞ. nin de Basın danışmanlığı yaptığım için her iki değerimizi bir projede buluşturmak nasip oldu. Ergaz& Bluepet reklam filminde İbrahim Erkal rol aldı.
Kendisiyle iki yıl kadar çalıştıktan sonra ayrılma kararı almamın sebebi ise benim iş yoğunluğumdan dolayıdır, başka bir sebebi yoktur. Zira o dönem hem basın danışmanlığı, hem sosyal medya hesaplarını yönetmek, hem de menajeriyle ayrılmıştı o görüşme trafiğini de benim yürütmeye çalışmam, tüm bunların yanı sıra birde kendi işim ve yönetiminde bulunduğum dernek – vakıfların getirdiği iş yoğunluğu beni bayağı bir zorlamaya başlamıştı. Aldığım bir kararla hayatımdaki aşırı iş yoğunluğunu bir düzene oturtmak amacıyla üzerimdeki sorumlulukları hafifletme adımları attım. Yani dernek – vakıf yönetim kurulu üyeliği gibi bir takım sosyal faaliyetlerden biraz uzak dururken İbrahim Erkal ile de çalışmamıza da; “Bu iki yıllık süre içinde internet ortamında İbrahim Erkal adına yeni oluşturduğumuz resmi sosyal medya sayfaları aracılığıyla, sanatçının hayranlarıyla sosyal medyada diyalog kurmasını sağlamış olmanın mutluluğunu yaşadık. Sanal ortamda İbrahim Erkal arşivi bakımından güzel bir veri tabanı oluşturduk. Sesiyle sanatıyla çok geniş bir hayran kitlesine sahip olan Erzurum’un yetiştirmiş olduğu bu değere, sanat hayatında başarılar dilerim” diyerek nokta koymuş olduk.
Sana hakkımız helal olsun, makamın cennet olsun gardaşım…
Erzurum’lu tiyatro sanatçısı Murat Balkuş, İbrahim Erkal’i öyle güzel anlatmış ki;
O bizim başarı hikayemiz,
O biraz Sümmani,
Biraz Reyhani,
Biraz İbrahim Hakkı,
Biraz Emrah,
Biraz Alvarlı,
O Narmanlı,
Ama Türkiye’nin canısı,
O merhametli,
O yürekli,
O dizilerindeki gibi namerde rest çeken,
O parayı bilmeyen,
O sözü horatayi (dedikoduyu) sevmeyen,
O mavi beyaz,
O kardelen,
O bizim çayımızdaki kıtlamamız,
O gözümüzdeki yaş,
O gurur duyduğumuz Dadaş,
O bizim kahramanımız,
O bizim başarı hikayemiz,
Onu çok seviyoruz Allah’ım
““Ben bu şöhreti sevemedim” diyen İbrahim Erkal’i, bir de benden dinleyin!..” için 3 yanıt
Bir yanıt yazın
ERZURUM'DA HAVA
Allah rahmet eylesin değerli hemşehrimize,yakınlarına Cenab-ı Hak sabır versin.
Allah rahmet eylesin
Cenabı Hak makamını cennet etsin.