İYİ Parti Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Canan Uçar, süt fiyatlarını protesto etmek amacıyla hem yola döken hem de bedava dağıtan süt üreticilerine destek amacıyla Büyükşehir Belediyesi zabıta ekiplerine yönelik yaptığı açıklamayla sert tepki gösterdi.
Erzurum’da yaşananlar, ülkemizde tarım ve hayvancılık sektörünün içine sürüklendiği çıkmazı gözler önüne sermektedir. Artan maliyetler sebebiyle zarar eden süt üreticileri, sütlerini satamadıkları için çareyi vatandaşlara bedava dağıtmakta bulmuş; ancak yetkililer bu insani dayanışmaya dahi tahammül edememiştir. Büyükşehir Belediyesi zabıta ekiplerinin üreticilere müdahalesi ve süt dağıtımını engellemesi kabul edilemez bir yaklaşımdır.
Süt üreticileri, Ulusal Süt Konseyi’nin 17,15 TL olarak belirlediği çiğ süt tavsiye fiyatına rağmen, Erzurum’da ortalama 14 TL’ye süt satmak zorunda bırakılmaktadır. Üreticinin maliyetinin 21 TL’ye ulaştığı bir ortamda, hayvanların kesime gitmesi, köylerin boşalması kaçınılmazdır. Ancak asıl vahim olan, bu ekonomik çıkmazın faturasının üreticiye kesilmesi ve demokratik tepkilerini gösteren çiftçilerimizin zabıta baskısıyla karşılaşmasıdır.
Üreticiler, seslerini duyurabilmek için sütlerini vatandaşa ücretsiz dağıtırken, yetkililerin buna dahi tahammül edememesi, yaşanan krizin ne denli yönetilemez hale geldiğini göstermektedir. Devletin görevi, üreticisini desteklemek, halkının gıdaya erişimini sağlamak olmalıdır. Ancak görüyoruz ki bugün süt üreticisini düşünen bir irade ortada yoktur!
Üstelik sadece üreticilere değil, görevini yapan basın mensuplarına da engel olunmuş, zabıta ekipleri kimlik sorarak basın özgürlüğüne müdahalede bulunmuştur. Zabıtanın kanunen kimlik sorma yetkisi olmamasına rağmen basın mensuplarının görev yapmasının engellenmesi, yaşananların kamuoyuna duyurulmasını engelleme çabasıdır.
Üreticinin sütünü dağıtmasını engelleyenler, gazetecinin haber yapmasını da engellemek istemektedir. Peki, bu baskının sebebi nedir? Halkın gerçekleri öğrenmesinden mi korkuyorsunuz? Çiftçinin alın terinin hakkını aramasından mı rahatsız oluyorsunuz?
Bugün Erzurum’da yaşanan bu olay, sadece bir bölgeye özgü bir kriz değildir. Türkiye’nin dört bir yanında üreticiler, maliyetler karşısında ezilirken, büyük şirketler ve aracılar yüksek kârlar elde etmektedir. Küçük üretici sistematik şekilde devre dışı bırakılmakta, yerli üretim yerine ithalata dayalı bir tarım politikası yürütülmektedir.
Bizler bu düzene karşı, emeğiyle geçinen çiftçimizin, köylümüzün, hayvancılıkla uğraşan yurttaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Tarım politikalarının yeniden düzenlenmesi, üreticinin hakkını alması, süt fiyatlarının adil şekilde belirlenmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz.
Buradan hükümete ve ilgili kurumlara açık çağrıda bulunuyoruz:
Tarımsal üretimi bitirecek bu politikalarınızı derhal gözden geçirin!
Süt fiyatlarının adil şekilde belirlenmesini sağlayın, üreticiyi mandıracıların insafına bırakmayın!
Halkın gıdaya erişimini engelleyen baskıcı uygulamalara son verin!
Bu ülkenin çiftçisi sahipsiz değildir! Erzurum’da sütü için mücadele eden üreticilerin yanındayız ve olmaya devam edeceğiz!
Bir yanıt yazın