Cem BAKIRCI yazdı…
Bunun adı kalleşlik. Kim yaparsa yapsın.
O kalleş, o gözü dönmüş canilerin kahpece saldırısı
Hakkâri Yüksekova’da evlerinden çıkıp işe giden uzman çavuşlar Murat Kozanoğlu ve Yahya Karakaya’nın sırtlarından vurulup şehit edilmesinden….
Hakkari Çukurca’da teröristlerin mayınlı, roketli düzenlediği hain saldırıda 8’i askeri personel bir köy korucusu, Siir Eruh’ta iki şehit…
Ne kadar haklı olduğumuz dün bir kez daha teyit edildi.
Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklaması;
“17 Ağustos 2011 günü akşam saatlerinden itibaren bölücü terör örgütüne ait Kandil Dağı, Hakurk, Avaşin-Basyan, Zap ve Metina bölgesindeki 60 hedefe, Türk Hava Kuvvetleri uçakları tarafından başarılı bir taarruz harekâtı icra edilmiştir…
Ayrıca, hava harekâtı öncesinde; Zap, Avaşin-Basyan ve Hakurk bölgelerinde tespit edilen 168 hedef, topçu silahları ile yoğun olarak ateş altına alınmıştır.”
Demek ki, terör örgütü sınırın öte yakasında kendisine 228 güvenli saha oluşturabilmiş…
Peki, Kandil havadan vuruldu, sınıra yakın kamplar top ateşine tutuldu, bu terör örgütünün eylem kabiliyetini sonlandırır mı?
Şüphesiz ‘hayır.’
Güneydoğu’da uzun yıllar görev yapmış, istihbaratçı üst düzey bir askeri albayımla sohbet ediyoruz…
Bu sadece terör örgütünün rahat hareket etmesini ve kendini sınırın ötesinde güvende hissetmesini engeller.
‘ Elini kolunu sallayıp sınırlardan geçip, eylem yapıp sonra da güvenli sığınaklarına dönmesini önler.
Hava operasyonu ve top ateşi sadece alınması gereken tedbirlerden birisi…
Terör örgütünün geri dönüp bu sığınakları yeniden güvenli hale getirmesine izin verilmemeli.
Keşif ve takip sürekli olmalı. Güncel istihbarata dayalı olarak nokta hedefler imha edilmeli
Sınırın ötesinde “tespit edebildiğimiz” bu 228 noktada yeniden militanlar yetiştirilip, terör yapmaları için gönderilmelerine fırsat verilmemeli.
Bunun için de teröristlerin sınırdan geçişleri durdurulmalı.
Sınırlara insan ve teknoloji destekli kesintisiz “güvenlik duvarı” örülmeli.
Avrupa Birliği’nde olduğu gibi İçişleri’ne bağlı Sınır Güvenliği Müdürlüğü bir an önce kurulmalı.
Güvenlik zaafı olan karakollar kaldırılmalı.
Diğerleri de saldırılardan korunaklı hale getirilmeli.
İçerideki ve dışarıdaki teröristlerin irtibatı tamamen koparılmalı.
Mayınlı can kayıplarına neden olan “alan hâkimiyeti” uygulaması ve “arama tarama” faaliyetleri yerini teknolojik taramaya bırakmalı.
İHA’lar,(İnsansız hava araçları) termal kameralar, uydu veya balonlarla tespit edilen terör gruplarına yönelik özel birlikler tarafından “nokta operasyonlar” yapılmalı.
Bu tedbirler yürek yakan can kayıplarını azaltacağı gibi terör örgütünü büsbütün etkisizleştirecektir.
Son söz…
Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Levent Köse’nin şu mesajıyla noktalıyorum…
‘Acımız çok büyük, hüznümüz dağlar kadar ama boynumuzu bükmüyoruz.
Kor ateş de olsa, hüznümüzü yüreğimize gömecek, gözyaşımızı içimize akıtacağız, bugün hainleri de sevindirmeyeceğiz
Kendi karanlıklarında eriyip gideceklerdir. Kendi kanlarında boğulacaklardır.’
xxx xxx…xxxx…
DENETİMSİZ DUBALAR!
Esnafın dükkân önlerindeki kaldırım ve yol üzerindeki dubalar, kasalar, sandalyeler, bebek arabasına varıncaya kadar… kapatması
Ve o tartışmaya tanık olduğum an
34 plakalı otomobilinden sinirle inen bir bayan sürücü
Erzincan kapı semtinde dükkânını önünü dubalarla kapatmış
Ramazan ayı.’Oruç sıkmış belli ki esnafımızı’
Bayan sürücü aracını park etmek için manevra yapıyor….
Araçtan inen bayana, saygı nezaketi gösterilmeden
‘Yasak, görmüyor musunuz dubaları’ diye çıkışıyor
Sinirlerine hakim olamayan bayan sürücü araçtan inerek
Cep telefonundan 155’i arayarak yüksek sesle konuşuyor
‘Beyefendi aracımızı park etmek istiyorum ama bizi dövecek gibi oluyorlar’
Bayanın yanına giderek ne cevap verildiğini merakla sordum
Haber merkezindeki görevli haklı olarak
‘Zabıtayı ararımsınız hanımefendi’ cevabını vermiş
Bu kez, ‘Kardeşim bu şehrin zabıtası, belediye başkanı yok mu ?’ diye tepki gösterdi
Polisin, ‘Dubalar belediye zabıtasının görevi’ görüş belirtmesi üzerine Belediye yetkilileri görüştüm
Hiçbir esnafın, Trafik komisyonu veya benzeri bir kurumun kararı olmadan dükkân önlerini dubalarla kapatamayacağı ifade edildi
“Madem ki esnafların bu dubaları koymasına zabıta ekipleri ses çıkartmıyor, o halde belediyeler dükkân önlerine duba koyan esnaflardan bunu yaptıkları için vergi alsın. Bakın o zaman bu dubaları koyabiliyorlar mı?” dedi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Küçükler, alt belediye başkanlarımızın ‘duba’ konusu üzerine titizle gideceğine inanıyor ve diyorum ki bana göre, madem hiçbir yasal dayanağı olmadan her esnaf dükkân önlerini dubalarla kapatıyor ve kimse onlara kaldırmaları için uyarı bile yapmıyor. O halde, o esnaflardan duba vergisi alınsın…
Belki bu işten vaz geçerler, hem araç sahipleri, hem de yayalar biraz olsun rahatlar…
Xxx xxx…xxxx…
TÜRKİYE’NİN TÜRKÜ PAŞA UNUTULDUMU!…
Ramazan ayında ilk defa Erzurum’da Büyükşehir Belediyesi ve alt belediyeler olmak üzere
Eski ramazan anılarını yaşatmak adına yapılan bir takım etkinlikler, bu etkinlikleri destekliyor, emeği olanları kutluyorum…
Değerli sanatçılarımız etkinliklerde yer aldı
Davudi sesiyle ‘Hani yaylam hani senin ezelin’ diye bir başladı mı, bütün Erzurum, radyoları başına kilitler. Erzurum denince akla ilk gelen türküleri derleyen, emsali zor bulunur sesiyle Türkiye’ye mal eden kişi Raci Alkır
Sesi sayesinde çok gönül kazanmış ama para kazanma aracı olmamış sanatı.
Türkiye’nin Türkü Paşası, Tatyan ustası
Raci Alkır, önemli bir Türkü icracısıdır, unutuldu mu?
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve
Proje danışmanı Erzurum eski milletvekili Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı’nın desteği ile
Tekerlekli sandalyesi ile Erzurum sevgisi adına sahneye çıkan Raci Alkır’a
20 Şubat 2011 günü Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezinde
‘Raci Alkır’a saygı gecesi’ düzenlerken…
Kendi memleketimizde bu organizasyonu hazırlayan belediye yöneticilerine sormak istiyorum
Halk Müziği repertuarında 80’e yakın eser kazandırmış
Erzurum’un yetiştirdiği önemli bir Türk Halk Müziği ses sanatçısı
Türkü Paşası Raci Alkır unutuldu mu?
Raci Alkır’ı, özlem duyduğu hemşerileri karşısında bir iki türkü söyleyerek mutlu etmiş olabilirdik.
Sevgi ile kalın…
Cem BAKIRCI
Türkü Paşamıza sahip çıkalım, Erzurumlu yöneticlerimiz….Sayın Bakırcı, yüregine sağlık….güzel bir konuya deginmişsin…
Raci amcayı İstanbul’da dinledik. Mutlu olduk. Allah sağlıklı ömürler versin..Unutulmaması gereken bir DADAŞ TÜRKÜPAŞASI DUAYENİ..SLMLAR…
Erzurumumuzun degerli sesi Raci ağabeyimize lütfen destek olarak bu büyük degeri yaşatalım…Ellerinden öpüyoruz…İstanbul da yaşayan Erzurumlu Güven…
DEGERLİ BÜYÜĞÜMÜZ ERZURUM SENİNLE GURUR DUYUYOR…ALLAH SENİ BAŞIMIZDAN EKSİK ETMESİN…SENİ BELEDİYELER DE UNUTSA DEGERLİ TÜRKÜ PAŞAMIZ.. ERZURUMLULARIN BAŞTACISIN…ELLERİNDEN ÖPÜYORUZ….
Mustafa Ilıcalı adam gibi adamdır…Allah ondan razı olsun ki Raci Babayı İstanbul’a davet ederek Erzurumluları Türkü Paşamızla buluşturdu..Sn BAKIRCI, size de bu güzel anlamlı yazınızdan dolayı teşekkür ediyoruz…
ŞÜKÜRLER OLSUN….KOSKOCA ERZURUM DA DUBALAR BÜYÜK BİR SORUN PARK YAPAMIYORUZ..CEM KARDEŞİMİZ .DUYARLI YAZINIZ İÇİN TŞK…İYİ ÇALIŞMALAR
Sayın Bakırcı, yazısında çok haklı..Bende park yeri bulamıyorum. İnşallah Erzurum da park sorununa bir çözüm bulur Sayın Ahmet Küçükler