Mehmetçiğin düzenlediği operasyonlar karışında iyice köşeye sıkışan PKK, şehir yapılanması KCK üzerine ciddi baskılar kuruyor.

Türk – Kürt çatışması yaşanması için seçim öncesi ses getiren eylemler yapılmasının talimatını veren Kandil, halk ayaklanması denemelerinin sonuçsuz kalması karşısında yeni planlar yapıyor.

Bu planların başında üniversitelerde karşıt grupları çatıştırma var. İki halkı karşı karşıya getiremeyen terör örgütü, ‘Kürt milliyetçisi akımı’ adını verdiği genç grupları, üniversitelerde olay çıkarmaları için kullanacak. Bu üniversiteler arasında Erzurum Atatürk Üniversitesi de yer alıyor.

Geçtiğimiz yıllarda bunun denemesi Erzurum’da yapıldı. Neyse ki sağduyu galip geldi ve olaylar küçük taşkınlıklarla sona erdi. Çözüm sürecine zarar vermesi endişesi taşıyan yöneticiler birazda bu taşkınlıklara müsamaha gösterdiler.

Artık şartlar da kurallar da değişti. Açık bir ifade ile devlet geri döndü. Bundan böyle ilim irfan yuvaları olan üniversitelerde isteyen istediği gibi rahat at koşturamayacaklar.

Yaşanması muhtemel olaylara karşı Atatürk Üniversitesi Yönetimi, tedbirlerini artırmış. Üniversitenin güvenlik elemanları yaz boyunca ciddi eğitimden geçirilmiş. Hatta savunmaya yönelik değil aynı zamanda istihbarat eğitimi de verilmiş.10 ayrı fakültede güvenlik kapıları oluşturulmuş. Özellikle fazla öğrencisi olan bölümlerde güvenlik sayısı artırılmış.

Geçtiğimiz yıllarda huzur ortamını tesis etmede zorlanan üniversite yönetimleri bu eğitim öğretim yılında biraz daha rahatlamış görünüyor. Elbette bu güvenin oluşmasındaki en büyük neden, devletin terörle mücadelede kararlı olması.

Şüphe yok ki süreç boyunca yapılanlar bir şekilde sineye çekiliyordu. Çıkan olaylar ciddi boyutlara ulaşmadan bastırılsa da yapılanlar yapanların yanına kar kalıyordu. Bu kez huzuru bozan kim olursa olsun gözünün yaşına bakılmayacağı açık bir dille ifade ediliyor.

Ne kadar tedbir alınırsa alınsın yinede dikkati elden bırakmamak gerekiyor. Örgütün Erzurum’a olan düşmanlığı ve şehir hassasiyeti asla göz ardı edilmemeli.

Sadece üniversite yönetimi değil aynı zamanda istihbarat birimleri ve güvenlik güçleri kampüslerde olay çıkmaması için azami çaba sarf etmelidir. Ve unutulmamalıdır ki hangi bölgeden, hangi ilden, hangi etnik yapıdan gelirse gelsin o gençlerin hepsi bize emanettir. Şehirde yaşayan herkese sorumluluk düşmektedir. Üniversiteler bu şehrin gözbebeğidir.