MÜSİAD’ı ziyaret eden İran Başkonsolosu Rasoul Gharaei, iki ülke arasında ki ticari ilişkileri değerlendirirken Tebriz, Erzurum ve İstanbul seferleri için çalışmalar yaptıklarını da belirtti.
MÜSİAD Şubesi’nin geleneksel hale getirdiği kahvaltılı sohbet toplantıları devam ediyor. Siyasetçi, bürokrat ve işadamlarıyla sohbet toplantılarında bir araya gelen MÜSİAD Şubesi’nin Yönetim Kurulu, bu hafta sonunda da, İran İslam Cumhuriyeti Başkonsolosu Rasoul Gharaei ile Ticari Ateşe Abbas Cavadyan’ı ağırladı.
Görüşmede İran’la Türkiye arasında gelişim gösteren ticari ilişkilerle beklentiler tartışıldı. Gharaei; iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin geliştirilmesinin; iki ülke arasındaki ticaret hacmini artırmakla birlikte, buna paralel olarak Doğu Anadolu Bölgesi’nin payını da artıracağını belirterek, “İşadamları birbirini tanımalı alışverişte bulunmalı. Mevcut imkânlardan yararlanarak ticareti geliştirmeli. İşadamlarının ve yetkililerin söylemleri zaten bu doğrultuda. 10 milyar dolar ticaret hacmi çok az. Doğu Anadolu Bölgesi’nin bu toplam içerisinde payı daha da az. Çabamız o ki, doğu illerinin de, pay sahibi olması. Bizim işimiz de; işadamları arasındaki bağları kuvvetlendirmektir.” dedi.
MÜSİAD Erzurum Şube Başkanı A. Mustafa Güvenli’nin, Erzurum’un en fazla ticaret yaptığı ülkelerin Türki Cumhuriyetleri olduğunu ve buna İran’ın da eklenmesini arzuladıklarını ifade etmesi üzerine, Başkonsolos Gharaei, iki ayrı probleme vurgu yaptı. Bu problemlerden birisinin gümrükler, diğerinin de özel hususlar olduğuna işaret eden Başkonsolos Gharaei, kendisinin ekonomi alanında ihtisas yaptığını hatırlatarak, “Bizim pazarlama diye bir dersimiz vardı. İşadamları pazarlama yapmazsa, karşı taraf ne bilsin. Ürünlerinizi tanıtmanız, pazarlama yapmanız lazım.” diye konuştu.
İran devletinin hava yolları ve seferler hususundaki çalışmalarının hangi durumda olduğu şeklindeki bir soruyu da yanıtlayan Gharaei; “Her şeyden önce Ankara’ya seferimiz var. Horasan ve İstanbul seferi de mevcut. Diğer arzu edilen seferler de, iki taraf yöneticileri ısrarlı oldukları müddetçe yürürlüğe koyulacaktır. Tabi bunun için Vali ve benzeri bürokratların da çabaları gerekmektedir. Siyasi irade biraz da buna bağlıdır. Yani biraz da onlara baskı yapmamız gerekmektedir.” şeklinde konuştu.
Şube Başkanı Güvenli, İran ile Türkiye arasındaki ticaretin güçleneceğine olan inancının tam olduğunu belirterek, “Ancak biz Tebriz, Urmiye ve Erzurum hattının geliştirilmesini istiyoruz. Asıl talebimiz bölgesel olarak ticaretin gelişmesidir.” dedi. MÜSİAD Şube Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu üyesi Hüseyin Bekmez’in, batı ülkeleriyle gümrük sorunu bulunmadığı, bu yüzden de doğudaki üreticinin batıyı tercih ettiği şeklindeki hatırlatması ve gümrüklerin iyileştirilmesi yönündeki gerekliliğe vurgu yapması üzerine Başkonsolos Gharaei; “100 milyon dolara kadar vergi yok. Karşılıklıdır bu. Sınır ticareti kapsamında da sınır illerine de bir pay ayrılmıştır. Öğrenci ilim peşinde koştuğu gibi ticaret adamı da ticaret peşinde koşması gerekir.” dedi.
Kahvaltılı sohbet toplantısında İran demiryolu bağlantısına işaret eden Şube Başkanı Güvenli, demiryolunun Türkiye açısından büyük bir önem taşıdığına dikkat çekti. Türkiye’de akaryakıtın pahalı olduğunu dile getiren Güvenli, Tebriz’deki yetkililerin Horasan_İran demiryolu bağlantısı üzerine önemli eğilmeleri gerektiğini vurgulayarak, bu hususta Başkonsolos Gharaei’nin ne düşündüğünü sordu. Başkonsolos Gharaei ise, Güvenli’nin bu sorusunu şöyle yanıtladı: “Siyaseten ve ekonomik olarak doğunun kalkınmasını istemeyen ve doğuda güvenlik problemi çıkmasını isteyen çevreler olabilir. Doğudaki ticari gelişme için batıdaki ticari kuruluşların gerekli mercilere baskı yapması gerekir. Sonuç olarak iki ülkeden uzmanlar eşliğinde Türkiye’nin doğu bölgesi ve İran arasındaki ticaretin gelişmesi adına etkinlikler düzenlenmeli ve bu doğrultuda planlamalar ve çalışmalar yapılması gerekir.”
Palandöken
Bir yanıt yazın