Orhan Şerifsoy Caddesindeki tören kurumun kısa bir süre önce yerleştiği dairenin önündeki kaldırımlarda yapıldı.
Güneş varken hava iyiydi.
Ancak güneş kaybolduktan sonra millet üşümeye başladı.
Ceketle oturanlar, paltolarını giydiler.
Ama bizim gibi ceketle oturanlar, tören boyunca titredi durdu.
Töreni, ilerlemiş yaşına rağmen hala zinde duran spor yazarı Orhan Ayhan sundu.
Ayhan, Sidney’den Erzurum’daki tören için üç uçak değiştirerek geldiğini belirtti.
Konuşmasında Orhan Ayhan, Erzurumspor’un başarılı günlerinden övgü ile bahsetti.
Erzurumspor’un Ankara ve İstanbul’daki maçlarında çok seyircisi bulunduğunu anlattı.
Ve de küme düşmeye doymayan takımı çıkaracak bir kurtarıcıyı beklediğini bildirdi.
Belli ki ünlü sunucu, ‘Erzurumspor’un rahmetli’ olduğundan haberi yoktu.
Ön sırada oturan Milletvekili Muhyettin Aksak, Meclisteki deneyimini konuşturdu.
Orhan Ayhan‘a oturduğu yerden laft yetiştirdi.
Aksak, yeni Erzurum takımının sahalara çıktığını söyledi.
Mavi- beyaz renkli formasıyla sahalara çıkan Büyükşehir Belediyespor, Aksak‘a göre yeni Erzurumspor.
Ayhan da son gelişmeden haberdar olmadığı için Erzurumspor’un toparlanmakta olduğunu sandı ve memnunluk duyduğunu söyledi.
ORHAN AYHAN’DAN BİR ERZURUM FIKRASI
Mikrofon eline geçer de Orhan Ayhan, fıkra anlatmaz mı?
Ama Ayhan, fıkraya başlamadan şöyle bir pazarlık yaptı:
– Erzurum fıkrası bu. Sever ya da beğenmezsiniz. O sizin bileceğiniz iş. Sadece ‘yuh’ çekmeyin yeter.
Başladı büyük usta Orhan Ayhan fıkrayı anlatmaya:
Dadaşın biri Ramazan gecesi kafayı çeker.
Evine giderken de bir çukura düşer.
Düştüğü çukurdan da bir türlü çıkamaz.
Çaresiz kalınca da başlar bağırarak yardım istemeye:
– Kimse yoh mi? Kisme yoh mi?
SENDEN BAŞKA KİMSE YOH Mİ?
Ancak o saatte sokaktan gelip geçen olmadığı için sesini yeterince duyuramaz.
Sabaha kadar aralıklarla yardım çağrılarında bulunur.
sabaha doğru müezzin ezan okumak için çukurun yakınından camiye doğru giderken sesi duyar.
Ayak seslerini duyan sarhoş, yine yardım isteğinde bulunur:
– Kimse yoh mi? Kisme yoh mi?
Müezzin bakar ki adam kör kötük sarhoş.
Yardım edecektir ama onu içki illetinden kurtarmak ve bir ders vermek için pazarlık yapar:
– Seni kurtarırım ama şartlarım var.
Şarhoş, can havliyle sorar:
– Nedir?
– Birincisi içki içmeyeceksin.
İkincisi oruç tutacaksın.
Üçüncüsü de namaz kılacaksın.
Müezzinin şartlarını dinleyen sarhoş, şartları çok ağır bulmuş olacak ki kısalmış bir sesle görüşünü açıklar:
– Orada senden başka kimse yoh mi?
Fıkra bitince de Ayhan, korktuğuna uğramadı ve büyük bir alkış topladı.
TBMM BAŞKANI, VALİ ÖZTÜRK’TEN DİNLEDİĞİ FIKRAYI ANLATTI
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin en son konuşmacıydı.
O da bir fıkra anlatarak konuşmasını tamamlayacağı izlenimi verdi.
TBMM Başkanı, kısa bir süre önce Vali Sebahattin Öztürk‘ten dinlediği bir fıkrayı titreyerek töreni izleyenlere aktardı:
Vatandaşın biri caminin hocasına demiş ki:
– Biliyor musun hocam. Ben Kur’an-ı kerim dinlemeyi çok seviyorum.
İmamın hoşuna gider ve sorar:
– Neresini çok seviyorsun?
– Sadakallahul azim, bölümünü.
JÖLELİ DADAŞ OLUR MU?
Az daha unutacaktım.
BİK açılış töreni, gençlerin davul – zurna eşliğinde bar tutmaları ile başladı.
Bar tutan gençlerden bazılarının günümüz saç modasına uydukları dikkat çekti.
İzleyenden bazıları hemen müdahale ettiler:
– Hiç jöleli Dadaş olur mu?
Erzurum’da eskilerde saç ve favorileri uzun olanlara geceleri korkarak yürürdü.
Çünkü arkadan biri gelir ya da bir köşeye sıkıştırır saç ve favoriye makas atarlardı.
Geçen gün Cumhuriyet Caddesindeki bir eczanede sohbet ediyorduk.
Biri önde üç genç girdi içeri.
Önde olan erkek eczacı arkadaşa:
– Kulağımı deldirmek istiyorum, dedi.
– Biz öyle bir hizmet vermiyoruz, diye karşılık verdi.
Gençler nerede kulak deldireceklerini sordular, sonra da çıkıp gittiler.
Uzun saç ve favorilerin makaslandığı günlerden sonra kulak deldiren, küpe takan erkekleri gördük.
Hani bir büyüğümüz söylemişti ya:
Biz de bu gidişle jöleli Dadaşlara alışacağız.
Kadir SABUNCUOĞLU
Bir yanıt yazın