Eski Danıştay Tetkik Hakimi ve Adalet Bakanlığı Avrupa Birliği Genel Müdür Yardımcısı Ali Bilen, Danıştay’da şu an 250-300 bin dosya bulunduğunu belirterek, “Danıştay’a üye olmak ölmeden mezara girmek gibi bir şeydir.” dedi.
Adalet Bakanlığı, İsveç Adalet Bakanlığı ve Atatürk Üniversitesi (AÜ) Hukuk Fakültesi tarafından ‘İdari Yargıda İstinaf’ konulu uluslararası sempozyum düzenlendi. AÜ Kültür ve Gösteri Merkezi’nde gerçekleşen sempozyuma İsveç ve Türk hakimlerin yanı sıra çok sayıda öğretim üyesi ile öğrenci katıldı. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Erzurum Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Yılmaz Akçil, İsveç ve Türkiye arasında istinaf mahkemeleri konusunda yapılan işbirliğini anlattı. Akçil, 2005 yılında ‘İsveç Ulusal Mahkemeler İdaresi’ tarafından Adalet Bakanlığı’na ikili işbirliği önerisi iletildiğini ve yapılan toplantılar sonrasında beş alanda ortak çalışma yürütülmesine karar verildiğini dile getirdi.
Akçil, yapılan görüşmelerin ardından Erzurum Bölge İdare Mahkemesi ile Stockholm İdari İstinaf Mahkemesi arasında ‘kardeş mahkeme sisteminin’ kurulduğunu söyledi. Akçil, şunları söyledi: “Kardeş mahkeme projesi ile Erzurum Bölge İdare Mahkemesi’nin etkin ve modern bir istinaf mahkemesi şeklinde yeniden yapılandırılması hususlarında bilgi alışverişinde bulunulması ve yardımcı personelin yargılama sürecine katılımının sağlanması gibi konularda Bölge İdare Mahkemeleri’nin işleyişine destek olunması amaçlandı. Proje kapsamında İsveç heyetinin katılımıyla Erzurum’da bir planlama toplantısı ve karşılıklı ziyaretler yapıldı. Bu ziyaret esnasında Türk katılımcılara Stockholm İdari İstinaf Mahkemesi’ndeki yargılama prosedürü ve dava yönetimi hakkında bilgi verildi. Stockholm İlk Derece İdare Mahkemeleri ile Yüksek İdare Mahkemesi’nin çalışmaları izlendi. Bu doğrultuda bir davanın mahkeme önüne geldiği ilk evreden sonuçlandırıldığı son aşamaya kadar dava yönetimi ve yargılama ile ilgili yapılan her türlü işlemler anlatıldı. Projenin sonunda bir değerlendirme çalıştayı düşünülerek bu sempozyum düzenlendi. Proje bitiminde hazırlanacak rapor Adalet Bakanlığı tarafından bölge idare mahkemelerine dağıtılacaktır.”
Sempozyumun oturum başkanlığını Rektör Yardımcısı ve Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fahrettin Korkmaz yaptı. Soru -cevap şeklinde yapılan sempozyumun öğleden önceki oturumunda konuşan Stockholm İdari İstinaf Mahkemesi Yazı İşleri Müdürü Gunilla Landin istinaf mahkemelerin yargılama usulleri hakkında bilgi verdi. İstinaf mahkemlerindeki yargılama prosedürünü anlatan Raportör Hakim Andreass Jansson ise istinaf mahkemesinde bir davanın en fazla 6 ayda sonuçlanabildiğini söyledi.
İsveçli Hâkim Yardımcısı Zandra Milton, ‘İsveç’te Hukuk Eğitimi konusunda bildiri sunduğu programda Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Engin Saygın da istinaf kelimesinin anlamını, istinaf mahkemeleriyle ilgili olumlu-olumsuz görüşleri anlattı. İstinaf kelimesinin hukusal çerçevede yeniden yargılma anlamını taşıdığını açıklayan Saygın, bunun idari mahkemede verilen bir hüküm için bir üst mahkeme başvurulması şeklinde olduğunu belirtti. İstinaf mahkemelerinin Türk yargı sistemine yabancı olmadığını ifade eden Saygın, Osmanlı Devleti’nde 1879 yılında Usûl-i Muhâkeme-i Cezâiyye Kanunu ile istinaf mahkemelerinin mevzuata girdiğini, ancak daha sonra kaldırıldığına değindi.
Eski Danıştay Tetkik Hakimi ve Adalet Bakanlığı Avrupa Birliği Genel Müdür Yardımcısı Ali Bilen, Danıştay’daki dosya yoğunluğundan ve istinaf mahkemelerinin öneminden bahsetti. 1983 yılına kadar Türkiye’de yargının tek dereceli sistem olduğunu kaydeden Bilen, bu tarihten sonra kurulan idari mahkemler ile birçok vatandaşın hak arama hürriyetinden haberdar olduğunu söyledi. Fransa’da 8 tane istinaf mahkemesi bulunduğuna dikkat çeken Bilen, şöyle konuştu: “Fransa davalarla baş edemiyordu ve bu sistemi kurarak kurtulduklarını söylüyorlar. Adil yargılama hakkını insanların davalarını 5 sene sonra sonuçlandırarak sağlayamazsınız. Danıştay’a giden davalar geç sonuçlandığı söyleniyor. Kuvvetler ayrılığı dediğiniz şey yargının, yürütmeden, yürütmenin yasamadan ayrı olduğu şey değildir. Yargının yürütmeyle ve yasamayla uyum içinde çalışmasıdır. Danıştay bir karar veriyorsa ve bu karar işe yaramıyorsa bu geç verilmiş bir karardır.” sözlerini kaydetti.
Danıştay’da 250-300 bin dosya bulunduğunu vurgulayan Bilen, buraya üye olmayı ‘ölmeden mezar girmeye’ benzetti. Bilen, “Danıştay’da başıma gelen bir şey anlatayım: 11. Daire’de mevzuata bakıyordum. Bir vatandaşın davası idari mahkemede reddedilmiş, Danıştay’a başvurmuş. Bu davaya 10. Daire bakıyormuş, ancak daha sonra Başkanlar Kurulu bir karar alarak bu davayı 5. Daire’ye vermiş. Ardından vatandaşın davası görülmeden 11. Daire’ye gönderilmiş. Vatandaşın dilekçesi Danıştay’a geleli 5 sene olmuş. Vatandaşımız sonunda bir yazı yazmış ‘bir karar verin de ne verirseniz verin’ demişti. Danıştay’ın şu an elinde 250-300 bin dosya var. Tetkik hakim arkadaşlar kaçacak yer arıyorlar, kaçamıyorlar. Bana Danıştay üyesi olur musun deseler olmam. Danıştay üyesi olmak ölmeden mezara girmek gibi bir şey. Sabah 09.00’da başlıyorsunuz, akşam 18.00’e kadar gün yüzü görmeden çalışıyorsunuz. Her ülke bu sisteme geçmiş durumda, bizim de bu sisteme geçmekten başka bir çaremiz yok. Adalet bakanlığımız önümüzdeki dönemde bunu çalışacak.” diye konuştu.
ERZURUM(CİHAN)
E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir
Yorum *
Ad *
E-posta *
İnternet sitesi
Δ
Bir yanıt yazın