Hafta sonunda Erzurum’da yapılan ve Erzurum 2011 Üniversiade Genel Koordinatörlüğü ile Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti’nce düzenlenen “2011’e doğru Erzurum’ konulu panelin yansımaları sürüyor.
Erzurum Ajans-Hafta sonunda Erzurum’da yapılan ve Erzurum 2011 Üniversiade Genel Koordinatörlüğü ile Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti’nce düzenlenen “2011’e doğru Erzurum” konulu panelin ardından, Erzurum’daki yerel basının yanı sıra, yaygın basında spor basınının usta kalemleri Erzurum’daki izlenimlerini köşelerine taşıdı.
Hafta sonunda Erzurum’da DAGC ile 2011 Üniverside Genel Koordinatörlüğü’nce düzenlenen “2011’e doğru Erzurum” konulu panelin ardından spor yazarları Erzurum gezisi izlenimlerini köşelerinden okuyucularına aktardı.
PANELİN HABERİ YAYGIN MEDYADA
Panel, başta büyük gazetelerin spor sayfalarında haber olarak yer alırken, özellikle spor haberleri yayını yapan internet medyası da etkinliği okuyucularına geniş olarak duyurdu. Yaklaşık üç 3gündür, panelle ilgili haber ve yorumlar yapılırken, bazı televizyon kanalları da panelin hem haberini, hem de spor yazarlarıyla yapılan söyleşileri yayınladı.
SPOR YAZARLARI KÖŞELERİNE TAŞIDI
Bu arada Türkiye’de bir çok gazetenin spor yazarları da konuyla ilgili köşe yazıları yazdı. TSYD Başkan Vekili DHA Spor Müdürü Spor Yazarı Faik Gürses, Posta Gazetesi’ndeki dünkü köşesinde, panel için geldikleri Erzurum’daki intibalarını okuyucularına aktardı. İşte Faik Gürses’in yazısı:
Erzurum, 2011 oyunları ve Erzurumspor
İki gün geçirdik Erzurum’da. Havaalanından kente giderken gördüğüm değişim, çağdaş bir kentin müjdesini veriyordu. Sonra tarihi mekanları gezdik. Ulu Cami, Çifte Minare. Gördüğümüz manzara ile kahrolduk. Pislik, çirkinlik adına ne varsa oradaydı. Belediye Başkanı söz verdi restorasyon için. Üzüntümüz biraz olsun hafifledi.
Derken Erzurumspor gündeme geldi ve aynı zamanda mazi. GSGM eski Genel Müdürü Mehmet Atalay bir açıklık getirdi yeni Erzurumspor’u yaratma adına ve “Bütün eski yöneticiler için suç duyurusunda bulunur, yeni bir yönetim atarım. Kimsede bir şey diyemez” dedi. Bu da makul bir çözümdü. Çünkü çaycı eski parayla 500 milyar almış, kulüp müdürü de bir o kadar para. Ne ala memleket değil mi?
Derken 2011 Universiade Oyunları için yapılan seminerde buluştuk. Burada Doğu Anadolu Gazetecileri Başkanı Feridun Özsoy’a ayrı bir teşekkür paragrafı açmam lazım. Ve tabii ki tesisler için İl Müdürü Fatih Çıntımar ile yine Mehmet Atalay’a. Kayak Federasyonu Başkanı’nı dinlerken ise başım döndü. Biz haberden şikayet ederken Özer Ayık, yılın en önemli haberlerini 30 dakikalık söyleşisi sırasında verdi. Ben “Bunları niye duyurmadınız” derken de “Haklısınız” demeyi ihmal etmedi.
Meğerse biz kayakta hem tesis hem de sporcu açısından nereye gitmişiz de haberimiz yokmuş. Zaten haberimiz olsa bunlar haber olurdu! Şimdilik dört milli takım, yabancı antrenörler eşliğinde yurt dışında çalışıyormuş. Ama tesisler… Gidip görmek lazım. Bize iki gün yetmedi. Yetmezdi de. 2011’den sonra Erzurum, Kış Olimpiyat Oyunları’nı da alırsa şaşırmayın. Kar külfet değil nimet getirecek kadar esnafla bütünleşmiş durumda. Yeter ki bilinçli olalım. Ama kentin daha fazla sosyalleşmesi lazım. Biraz fazla din iman öne geçmiş. O da olsun ama diğerleri de olsun. Alkışlar Erzurum’da bu yapıtları gerçekleştirip emeği geçen, didinen, uğraşan herkese. Oturup nemalananlara ise Mehmet Atalay gerekeni söyler.
GÜRAY SOYSAL DA YAZDI
Spor basınının duayeni TSYD Yönetim Kurulu Üyesi , TSYD Ankara Yöneticisi Güray Soysal da www.tsyd.org.tr adresinde yazdığı makalesinde 2011’i ve Erzurumspor’u yazdı. Güray Soysal’ın yazısı da şöyle:
Kaş yaparken, göz çıkartmak..
“Türk sporun problemi nerede ise TSYD’de orada olacak” parolası hareket eden Derneğimiz Yönetim Kurulu Erzurum’daki 2011 Üniversite Kış Oyunları hazırlıklarına 2 gün süre ile yakından tanık oldu
Erzurum’a indiğimiz günün akşamı kar bereketi ile karşılaştık. TSYD Genel Başkanı Esat Yılmaer ve biz 10 yönetim kurulu üyesi iki gün süre ile Erzurum’un 2011 Üniversiteyi Kış Oyunları ile tesisler hakkında bilgi edindik.
Bu arada Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ferudun Fazıl Özsoy’un şemsiyesi altında kentin sportif problemlerine de tanık olma fırsatını elde ettik.
Gazeteciler Cemiyetinin düzenlediği panelde, spor adamları ile Üniversite öğrencilerinin katılımıyla, dertler sıralandı.
2011 Üniversite Kış Oyunlarının maliyetinin 530 trilyona patlayacağını duyunca, yapılacak işlerin ne denli büyük olduğunu gördük. Hatta, ülkemizde ilk kez yapılan atlama kulelerinde ve 5 spor salonunun son durumunu yakından izledik.
Buraya kadar yapılan işlerin mükemmelliği görüntü verdi.
Ancak…
Erzurum kentinin bu büyük organizasyona henüz adapte olamadığını da gördük.
Bu konuda şehirde insanları yönlendirecek doğru dürüst çalışma yok. Hele hele havaalanının çıkışındaki yol üzerinde en ufak bir tanıtım aracının olmaması, yukarıdaki iddiamı doğrulatacak cinstendi.
Başbakanlık Müşaviri ve 2011 Üniversite Oyunları Koordinatörü Mehmet Atalay’ın büyük çabası yanında, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof .Dr.Hikmet Koçak’ı ve ekibini, Erzurum Spor İl Müdürü Fatih Çintimar’ın gayretlerini özellikle baş köşeye koymam gerekiyor.
Bunun yanı sıra, Valiliğin ve Belediye’nin 2011 konusunda bir adım geride bulunmaları işin başka ilginç yönü. Gerçi Vali Sabahattin Öztürk görevine yeni başlamasına karşılık, gelecekte adımlarını sıklaştırıp, iyi işler yapacağının işaretlerini de verdi.
Kenti yönetenlerin bir adım geride kalması zaman zaman yürekleri sızlatsa da, hedefe varma konusundaki çabaları engelleyecek boyutta olmayacağı düşüncesindeyim. Zira, biz her işte olduğu gibi, yumurta kapıya dayandığında işi bitiririz.
Sözün bu konudaki özü şu:
İşin tesis yönü iyi gidiyor.
Madalyonunu diğer yüzündeki görüntüde şöyle:
Kentin içindeki tarihi eserler, dökülürken, halkın bilinçlendirilmesi konusunda geç kalınıyor..
Buna bir örnek vermek isterim.
Tarihi Çifte Minare sapır sapır dökülüyor.. Bu Ata yadiğarı eseri, gelen yabancılara mevcut haliyle göstermek, ayıpların en büyüğü. Her tarafı dökülen ve tarihi bir eser olduğunu gösterebilecek en ufak bir işaretten mahrum olan Çifte Minareler böyle olursa, varın siz diğer tarihi eserleri düşünün artık..
Dert bununla bitmiyor.
Bir başka çirkinliği daha gündeme getirmek isterim.
Büyük paralar sarf edilip, sporda da ayağa kalkması istenin bu kentin yöneticilerinin Erzurumspor’a üvey evlat muamelesi yapması işin başka garip tarafı.
Erzurumspor tesislerini ziyaret ettiğimiz de, futbolcuların, teknik heyetin, yöneticilerin
velhasıl Erzurumspor kulübünün düştüğü durumu üzülerek gördük.
Bir tarafta, tesis zenginliği yaratılmak için çıkılan yoldaki başarı, diğer tarafta ise, yokluklar içinde çırpınan ve var olmaya çalışan Erzurumspor’un garip durumu.
Doğrusu Erzurum’dan dönerken,bir yandan mutlu olduk, diğer taraftan kahrolduk..
Sevincimiz 2011’deki güzellikler için. Üzüntümüz ise, bir dönem Birinci Ligde yer alan Erzurumspor’un mevcut görüntüsüyle ilgili.Erzurumspor’un utanç tablosu, mevcut sorumlularının vurdumduymazlığı ile taçlanıyor…
Yani..
Erzurum’da kaş yapayım derken, göz çıkartılmış durumda.”
Bir yanıt yazın