BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan 8 Ocak günü Kars’ta Grand Castle Otel‘in açılış törenini yapıyor.
Hani açılışı yapıldıktan sonra kaçak olduğu ortaya çıkan otel vardı ya.
Neyse, konumuz o değil.
Başbakan otelin isminin Türkçe olmasını istiyor.
Bunun üzerine otelin adı, ‘Büyük Kale Otel’ olarak değiştiriliyor.
TCDD altı yıldan bu yana dergi çıkarıyor.
Şimdiye kadar 62 sayıya ulaşan derginin ismine bakar mısınız?
“Raillife”
DEMİRYOLUNDA HAYAT
Geogle’de çeviri yaptırdık:
Raif ‘demiryolu’, life ise ‘hayat’ demekmiş.
Şubat sayısının 48 ve 49’uncu sayfaları tam bir felaket.
Yazının başlığı ‘Trenden kaçan oğlan’
Yazar Mehmet Aycı, 40 yaşlarında Saimbeyli doğumlu.
Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunu.
Ulaştırma Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği görevini yürütüyor.
Anladığımız kadarıyla şairliği de var.
Şairliği de yazarlığı gibiyse, bu gidişle çok çam devirir.
Mürekkep Ten isimli kitabı Türkiye Yazarlar Birliğinin (TYB) 2007 yılı en iyi yazar ödülünü alıyor.
Erzurum kadınını küçük düşüren yazıda, kaynak olarak tanıdığımız bir isimden bahsediyor.
TYB Vakfı mütevelli heyet üyesi Mustafa Çetin Baydar.
AYAĞI BAYDAR MI VERDİ?
Mehmet Aycı, makalesinde aynen şunları söylüyor:
“Mustafa Çetin Baydar anlatmıştı. Tren Erzurum’a geldikten sonra Yeşilçam’da artist olma heveslisi Erzurum kızları, trenle İstanbul’a kaçarlar, türlü maceralar yaşadıktan hatta çam dibine yatırıldıktan sonra, tabii artist olamadan ancak ‘kız gittim, kadın geldim’ havasında tekrar memleketlerine dönerler.”
Yanlış anlaşılacak bir durum yok.
Cümle ‘Baydar’ ile başlıyor.
(Allah kimseyi Baydar’ın durumuna düşürmesin.)
Trenle Erzurumlu kızların artist olmak için İstanbul’a kaçışları anlatılıyor.
Burada kalsa iyi.
Ama adam bir de ‘çam dibine yatmaktan’ söz ediyor.
Yine bir virgül atıyor, bu kez ‘Kız gittim, kadın geldim’ diye hüzünlü memlekete dönüşü hikaye ediyor.
Neredeyse bunları bir yazı dizisi yapacak.
BAKAN YILDIRIM, GÖREVDEN ALDI
Kara Fatma‘ların Nene Hatun‘ların torunları, bu ağır hakaret karşısında sessiz kalır mı?
Tez canlı Zekiye Çomaklı, hemen Erzurum Girişimci Kadınlar Derneğinde kadın STÖ (sivil toplum örgüt) başkanlarını bir araya topluyor.
O cesur, mangal gibi yürekli ve inançlı kadınlar hiç tereddüt etmeden tepki veriyorlar.
Zekiye Çomaklı, İnciser Azak, Sevim Çebi, Yıldız Oluroğulları‘nın sert açıklamaları yerel ve ulusal gazeteler ile ve televizyonlarda yayınlanması üzerine Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, gereğini yaptı.
ERZURUM’UN GÜCÜ İŞTE BU
Gazeteci arkadaşlarımız görevini yaptı ve yerel bir olayı Türkiye’nin gündemine taşıdı.
Sadece sivil toplum örgütleri, sendikalar değil, belediye başkanları, tüm siyasi partiler ve de siyasetçiler destek vererek Erzurum’un gücünü gösterdiler.
Kaba kuvvetle, şiddetle başvurmadan.
Medeni biçimde, sözle, yazıyla, görüntüyle.
İşte demokrasinin güzelliği burada.
Karşı taraf özür dilemekle kurtulamadı, Bakan Yıldırım‘a ‘Teşekkürler’ görevden de aldı.
Onun için hep anlatılır.
Bir kibrit çok kolay ortadan ikiye kırılır.
Ama bir kutu kibriti bir araya getirin ve elinizle kırmaya çalışın.
Mümkün mü, değil.
Bununla da yetinmeyen olursa, hukuki yollar açık.
Bir avukattan yardım alınarak ceza ve tazminat davaları açılabilir.
İŞ KAZASI MI?
Aslında yazılı, sözlü ve görüntülü basında bu tür iş kazaları sıkça oluyor.
Bu tür affedilmez hatalar, her zaman bu işle uğraşanların başına gelebiliyor.
Son zamanlarda kaç kişi bu yüzden işinden ayrılmak zorunda kaldı?
Yazıyorsunuz, sonra titizlikle kontrol ediyorsunuz.
Bir başkasına okutuyorsunuz ama yine de hatalar çıkabiliyor.
Onun için çok dikkatli olmak gerekiyor çok.
Kadir Sabuncuoğlu
KINAMA
Yücel AMİL/ANKARA
Değerli gönül dostlarım, muhterem hemşehrilerim;
İki gündür,o malum hezeyan yüzünden uykularım kaçtı ve sinirlerim bozuldu.Aza koysam almıyor, çoğa koysam dolmuyor.Bir şeyler yazmayıp sadece bir şiirimle olayı protesto edecektim.Ama iki gün üst üste akşam ana haber bültenlerinde o terbiyesizlik tekrar tekrar gündeme gelince iyice zıvanadan çıktım. Bu günkü haberlerde Erzurum’un o asil,iffetli, edepli,feraset sahibi hanımefendi dadaşları görünce, çocukların yanında ağlamamak için yemeği terk edip odama geçtim. Bilgisayarla oyalanırken gelen bir elektronik posta beni iyice zıvanadan, çileden çıkardı.Keşke açmasaydım.Bakmasaydım ve okumasaydım!…
Hani bizim Erzurumlu tabiri ile hem kel, hem de fodul. Ulan bir helt işledin. Kuyruğunu döşüne çek git bir köşeye sin.Gözden kaybol kimseye görünme, kapat o şom ağzını. Ama yok kabahatliler, mağdurlardan daha tikkoz.Patırtıyla, gürültüyle olayı ört bas edecekler.Yedikleri herze iyi bir b.kmuş gibi!… Aman efendim özür dilenmişye yetmez mi? Birileri bu konuyu istismar etmesinmiş. Yetmez ulan yetmez. O kadar büyük bir çam devirdiniz ki bunu Fırat’ta temizlemez, Aras’ta… Hadi oradan sen.Bir helt ettin sus kaybol.Konuşma barı.Konuştukça batıyorsun.Bunlar yavuz hırsız ev sahibini bastırmaya çalışıyor. Ne yazık ki anlatanla fail arasında da bir paslaşım hissediliyor.
Ben elli yedi yaşındayım.1940’lı yılları bilmem. Lakin seksen yaşında ölen Anama namahrem görebilir diye bir resim çekemedim. Erkek doktora, dişçiye götüremedim anacığımı. Tarağına takılıp kopan saçının bir tek telini sokağa düşerde birileri görür diye ödü kopar nereye saklayacağını, nereye gömeceğini şaşırırdı. Sesini bir yabancı erkek duyacak ta günaha gireceğim diye ödü kopar,evin içinde bile en düşük perdeden konuşurdu.Siz biliyor musunuz? O mübarek insan öldüğünde hem de köy yerinde en yakın komşumuz; Ben Anşa yenge ile otuz beş sene kapı bir komşuluk yaptım. Ama O’nun ses tonu nasıldır bilemedim. Yedi tene evlat büyüten bir ana bir kere olsun bağırmaz mı?Vallaha da, billâha da duymadım diyor.
Tüm Erzurumlu analar aynı edep aynı terbiye ve aynı ahlak normlarına sahiptir. Bu ahlak ve seciye sahibi dadaş kızları; iffet ve şerefinin zekâtını verse bu herzeyi yiyen soysuzların yedi sülalesi namus abidesi olurdu.
Siz kimsiniz sarhoş musunuz? Meczup musunuz?…
Elin bin yabacısı bile diyor ki; “Erzurum’un sarhoşu bile Allah diye nara atar.”
Bu ne büyük alçaklıktır. Bu ne aymazlıktır. Bu nasıl bir şeref ve namus anlayışıdır.
Ulan, zaten çıkmazya öyle bir halt işleyen bir sütü bozuk çıksa kendi cezasını kendisi keser. Yaşayamaz, yaşatmazlar!… Birinin namusuna hor bakan erkeği bile kirlenmiş kabul eden tahammül edemeyen Erzurumlu bunu hazmedecek öğle mi? Asıl Sen halt etmişsin.
Ortaokul ve liseyi Erzurum’da okudum. Çok iyi bilirim; geç kırklı yılları bir üniversite şehri olan Erzurum’da; altmışlı yetmişli yıllarda bile bir kızın peşinden üç adım atamazdınız. Hele mahalleye bir yabancı girse o mahallenin bebelerinde bir ton dayak yerdi. Ana caddelerinde bile herifsen bir kıza laf at. Hiç alakası olmayan dadaşlardan bir çuval dayak yerdin.
Sen kimden bahsettiğin farkında mısın? Erzurum’da ilk defa mini etek giyen bir yabancı hanıma nasıl bir tepki verildiğini ve o hanımefendinin Erzurumdaki süresi dolana kadar ihramla gezdiğini bilir misiniz?
Namusu uğruna satırla baltayla, kazmayla kürekle Düzenli orduları perişan eden, Ermeni’yi, Urus’u boğazlamış bir neslin çocuklarından bahsedeceksin. Daha Erzurum’a sinema gelmemiş, televizyon yok bir radyo var. Hem de kırklı yılla da.Nerden uydurdun bu hezeyanı. Git oradan seni haddini bilmez zibidi.
Devletin resmi bir kurumuna ait kamuya hitap eden bir yayın organında bir nesli, bir değeri, bir imanı, bir inancı bir şehri hem de gösterdiği cesaret ve kahramanlıklarla nedeniyle Türk Tarihine damgasını vurmuş şanlı Erzurum kadınını, dadaş kızını;
İffetsizlikle suçlayacaksın, aşağılayacaksın, sonrada verilen tepkiye istismar diyeceksin.
Hadi ordan.Hadı ordan…Hadi oradan!… İ…..T
ERZURUMLUYUM
Dadaşım ben, namusum var, arım var.
Milli olmuş, davul, zurna bar’ım var.
Beş kıtada güven itibarım var
Erzurumluyum ben Erzurumluyum.
Erzurum sevdamız, tıpkı yâr gibi
Gelinlik misali, saran kar gibi
Elhamdüllah Müslüman’ım der gibi
Erzurumluyum ben. Erzurumluyum
Yücel AMİL/ANKARA
Sayın Sabuncuoğlu, Erzurumda ki öncü kadınlarının isimlerini zikrederek yazdığınız bu yazıda ne kadar yürekli olduğunuzu gösterdiniz. kadınlarımızdan bahsederken ikinci planda olmaları Erzurmlu erkeklerin ya da esas değimle dadaşların hoşuna mı gidiyor. İnsanlık mektebinin ilk öğretmeni kadındır,ondan kormasınlar,elinize sağlık…