AK Parti’de asıl şimdi yarış kızışıyor. Temayül yoklamasında umduğu sonucu alan aday adayları, listeye gidecek yolun Ankara’dan geçtiğini bildiklerinden, şimdiden başkentte kulis faaliyetlerine başladılar bile…
Doğrusu da bu…
Çünkü illerde yapılan bu temayül yoklamaları, sonuç belirleyici olmayacak ama dikkate alınacağı da muhakkak.
Dün itibarıyla Erzurum’da estirilen hava şu:”Yapılan bu temayül yoklaması, sadece nabız tutmaya yarayan bir ölçümdür. Aday listesi parti genel merkezinde son şeklini alacak ve buna göre de temayül yoklamasında kimin kaç oy almasının bir önemi yoktur.”
Hayır; hiçte doğru bir değerlendirme değil.
“Temayül yoklaması yüzde yüz kesin sonuç vermez” denilmiş olsa, yerinde bir tespit yapılmış olur, ancak “temayül yoklamasının sonucu dikkate alınmaz” şeklindeki bir ifade gerçeği çarpıtmak anlamına gelir.
Başından beri savunduğumuz husus şudur:
Geçmişte olduğu gibi bu seçim için de temayül yoklaması asla kesin aday listesi doğurmaz. Fakat aday adayların burada aldıkları oy muhakkak dikkate alınır.
Üstelik 12 Haziran seçimleri için bizzat Başbakan Erdoğan açıkladı:
“Temayül yoklamalarının sonuçlarına itibar edeceğiz.”
Biliyorsunuz önceki temayül yoklamalarında, oylar çuvallara doldurulup Ankara’ya götürülüyordu. Yani hangi aday adayının kaç oy aldığı geniş kitleler tarafından öğrenilemiyordu. Baksanıza bu defa müthiş şeffaf bir seçim yapıldı. Oylama biter bitmez, 2 bin 725 partilinin hangi aday adayına kaç oy verdiği açıklandı.
Şayet böyle bir açıklama yapılmasaydı, hem müthiş bir spekülasyon olacaktı hem de hangi aday adayının parti tabanında kuvvetli olup olmadığını öğrenemeyecektik.
Gerçi bu şekle dahi itirazlar var. Misal; “Parti yöneticileri tarafından yönlendirilen delege, tercihini özgür iradesiyle yapamadı” deniliyor.
Mümkün veya değil…
Mademki demokrasi diyoruz, mademki seçimlere itibar ediyoruz şu halde kimse öküzün altında buzağı aramasın. 2 bin 725 kişi iradesini sergilemiş ve birilerine fazla, bazılarına da az oy vermiş. Mesele bu kadar basit…
En fazla rey alan ilk on beş adaya baktığımızda son derece çarpıcı bir gerçek çıkıyor karşımıza.
Eski il başkanı Hüseyin Tanfer, Fatih Çintimar, İbrahim Küçükoğlu, İbrahim Aydemir, Abdurrahim Fırat gibi isimleri saymasak, en yüksek oyu alan aday adaylarının hep dışarıdan gelen hemşehrilerimiz olduğunu görüyoruz.
İşte ilk beş:
Ahmet Er (629), Mahmut Yıldız (572), Hüseyin Tanfer (460), Mehmet Zeki Adlı (413).
Seçimin en büyük sürprizi kuşkusuz ki, Ahmet Er’dir.
Malumunuz Ahmet Er, bir önceki genel seçimde listenin yedinci sırasından aday gösterilmiş ancak seçilememişti. O günden beri Ankara’da görev yapan Ahmet Er, aktif bir politikacı olmamasına rağmen, delegenin öncelikle tercih ettiği kişi oldu.
Mahmut Yıldız, Mehmet Zeki Adlı, Ahmet Gül, Abdullah Kutlu, E. Tanas Karagöl ve Ahmet Gül de sürpriz yapan isimlerdir. Belki çok fazla bir oy alamadı ama genç yaşına ve siyasete henüz adım atmış olmasına rağmen hanım aday adayları arasındaki en büyük sürpriz de Hülya Çakır’dır (126).
Dünkü yazımızda, “AK Parti bu defa da sürpriz yapabilir” demiştik.
Her ne kadar bazı kesimler bu ifademizden huylanıp, “Sürpriz falan yok; mevcut vekiller listedeki yerini koruyacak” diyorsa da, bu gerçekçi bir bakış değildir. Şayet öyle olmuş olsa niçin temayül yoklaması yapılıyor ve neden 126 aday adayı böyle bir yarışa girdi?
Ayrıca vekillik kimsenin tapulu malı değil ki…
Şu anda milletvekili olanlar, nasıl ki kendilerinden önce vekil olanların yerine geçtiyse, şimdi de başkaları onların yerini alacak.
Dolayısıyla (Bakan Akdağ hariç) kimse bir başkasından daha avantajlı veya öncelikli değil.
Diyelim ki; İbrahim Kavaz’ın şansı ne kadar yüksek ise, Abdurrahim Fırat’ın veya Abdullah Kutlu’nun şansı da o kadar yüksek. Yahut da Fazilet Dağcı Çığlık için aday olmak ne kadar hak ise, Hülya Çakır ya da Zeynep Şenbak için de o kadar haktır.
Kanaatim odur ki, AK Parti yine sürpriz yapacak ve birçok hesabı alt üst edecek bir liste ile karşımıza çıkacak.
Bu sebeple yarış bundan sonra daha da kızışacak.
Ankara’ya mülakata çağrılacak olan aday adayları içinde, kim kendisini daha iyi anlatabilirse ve niçin milletvekili adayı olmak istediğini düzgün argümanlarla ortaya koyabilirse, sonuç almaya o denli yakın olur. Kim ne derse desin, bana göre kimse için yarış bitmiş değil.
Temayül yoklamasında yüksek oy almak elbette, ciddi bir avantajdır ama liste garantisi de değildir.
Süreç devam ediyor…
Mehmet Şener
Bir yanıt yazın