Çaykara Caddesi, ‘Erzurum trafiğinin’ belkemiği oldu.
Sabah erken saatlerinden itibaren karşılıklı ve yoğun bir trafik akışı var.
Palandöken’den gelenler kolaylıkla Sanayi’ye çıkabiliyor.
Havuzbaşı kavşağından ve Öğretmen evi tarafından gelen taşıtların ise beklemekten başka çaresi yok.
Filgeçti’den çıkan otomobilin karşısında azami hız hafif kalır.
Zaten kavşakta bekleyen otomobili, kimsenin gözü görmüyor.
Aynı şekilde yayaların da karşıya geçmeleri imkansız.
Hele kadın ve çocuklar, yolu geçmek için beklemekten ‘ağaç’ oluyorlar.
Biraz acele eden, acı fren sesiyle irkiliyor.
Sürücü hemen ‘el- kol’ hareketine başlıyor.
Hırsını alamayan camı açıp ağzına geleni söylüyor.
Zavallı yaya, sesini bile çıkarıp karşılık vermiyor.
Yollar sanki sadece hız düşkünü sürücülere ait.
TRAFİK CANAVARI KORKUSU
Geçenlerde Emniyet Müdürü H. Turgut Yıldız’la sohbet sırasında anlatmıştı.
Dadaşköy’de okurken karda, tipide ilkokula tek başına nasıl gidip- geldiğini söyledi.
O zaman tek korku, kurt, köpek vs idi.
Şimdi çocuklar, caddenin öbür yüzündeki bakkala bile gidemiyor.
Niye?
‘Trafik canavarı’ yüzünden.
MİNİBÜS SÜRÜCÜSÜ YAYAYA İZİN VERMEYİNCE…
Geçtiğimiz gün Öğretmen evi tarafından genç bir hanım Yakut Plaza’ya doğru gitmek istedi.
Ancak minibüs sürücüsünden izin almamıştı.
Ne oldu?
Minibüs sürücüsü bir çarptı, o genç hanım iki seksen yere uzandı.
Minibüs sürücüsü haklı, haksız olan da yayaydı!
Çünkü yollar sadece minibüslere ve otomobillere ait.
AMBULANSA YOL YOK
Ambulans siren çalıyor, aldığı hasta için saniyeler önemli.
Bir an evvel hastaneye götürmesi gerekiyor.
Ne mümkün…
Aynı şekilde yangına giden itfaiye arabasına da yol verecek yerde önünü tıkıyorlar.
Bu ayrı bir olay, veya bir kültür meselesi.
Sürücülerin sıklıkla eğitimden geçirilmesi gerekir.
ÖNLEMLER NE OLUR?
Neyse dönelim, Çaykara’da kördüğüm olan trafik sorununa.
Daha önceleri de yazdık, ama hiç faydası olmadı.
Şimdi trafiğin son fotoğrafını çektik.
Yaya ve taşıtlar sanki birbirine girmiş.
Geçenlerde de Çaykara’daki trafik kazasında bir kişi öldü.
“Mahalli ihtiyaç, şartlara göre trafik düzeni ve güvenliğini sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri almak” sorumluluğunu taşıyan İl Trafik Komisyonu bir açıklama yapar mı?
Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanlığı, yayalar ve taşıtlar için ne gibi önlemler almayı düşünüyor?
Uzmanlara göre kısa ve uzun vadeli çözümler neler?
Bize göre, öncelikli ve acil olarak ‘Öğretmen’ heykelinin bulunduğu kavşağının ‘trafik ışığına’ ihtiyacı var.
Özellikle sabah, öğle ve akşam saatlerinde trafiğin bir ‘anlık’ bile durması yayaların canlarını kurtaracak.
Kadir Sabuncuoğlu
“ÇAYKARA’DA DÜĞÜMÜ KİM ÇÖZECEK?” için 2 yanıt
Bir yanıt yazın
ERZURUM'DA HAVA
Tum Avrupa ulkelerinde her zaman hakli olan yayalardir. Sadece Erzurum’da degil,tum Turkiye’de ekseriyetle araç kullananlar kendilerini yollarin kral’i sanir, kural tanimazlar. Turkiye’de bindigim hiç bir ticari takside emniyet kemeri takan bir sofore rastlamadim mesela. Kendi aracimla kirmizi isikta durdugum zaman klakson sesleriyle irkiliyorum. Neden durduguma tepki gosteriyorlar. ) Dikkat ederseniz Trafik kazalarinda olume sebebiyet verseniz bile cezalari çok azdir. Buda suç isleme potansiyelini onemli olçude artirir. Burda araçlar Turkiye’de ise yayalar hep dikkat etmek zorundadir. Fransa’da Allah muhafaza bir yaya ya çarptiginiz vakit olmesi için dûa etmeniz gerekir aksi halde sakat kalirsa o magdur ettiginiz insana bir omur maasinizdan belirli bir tutar her ay para oder, onun o magduriyetini maddi anlamda bir omur gidermeye mahkûm edilirsiniz. Tabii bunun disindaki hapis, para ve puan cezasi ayridir. Insana saygisi ve sevgisi olmayan bir toplumda bu tur nahos olaylarin yasanmasi sasirtici degildir maalesef. Bakiniz kavsakta trafik isiginin bile olmadigini soyluyorsunuz. Kazalar ve haliyle olumler olmasina ragmen bir trafik isigi koymayi dahi akil edemiyorlar… Turkiye’de ne acidir ki kelle koltukta yasaniyor, orda sofor olmak ta yaya olmakta mesele. Tesadufen yasiyoruz herhalde… Degerli hocam Kadir Sabuncuoglu’na sevgi, saygi ve tesekkurlerimle…
Serap Durmazpinar Kuruhasanoglu / France
Elimden gelse Erzurumda tüm minibüs ve otobüsleri kaldırır, her yere tramvay yaparım. Bir ya da iki tane de trafiğe kapalı İstiklal caddesi gibi cadde oluşturulabilir böylece. Erzurum o zaman geri kalmış bir şehir olmaktan kurtulur.