MENÜ ☰
ATA-AÖF’te Sınavsız İkinci Üniversite Ön Kayıtları Devam Ediyor
Büyük Erzurum Sofrası
Erzurum Haber Gazetesi » Yazarlar » Tarih, 12 Haziran’dan nasıl söz edecek?
Mehmet Şener
Tarih, 12 Haziran’dan nasıl söz edecek?


Bazı seçimler toplumsal hafızada öyle bir iz yapmıştır ki, aradan kaç yıl geçmiş olursa olsun unutulmaz. Misal 1946 seçimleri…

Bazı seçimler toplumsal hafızada öyle bir iz yapmıştır ki, aradan kaç yıl geçmiş olursa olsun unutulmaz. Misal 1946 seçimleri…

O seçim, Türkiye Cumhuriyeti’nin çok partisi sisteme adım attığı ilk seçimdir. Ancak kuşku yok ki aynı zamanda da demokrasi adına ayıplı bir seçimdir. Çünkü o seçimde, açık oy gizli tasnif sistemi uygulandı.Buna rağmen 33 yıl kesintisiz olarak iktidarı elinde bulunduran CHP, Menderes ve Bayar’a karşı ilk yenilgisini aldı. Başka bir ifadeyle, artık surda bir gedik açılmıştı. Cumhuriyet’i kuran hâkim irade, nöbet değişiminin farkındaydı; ancak beyaz bayrak açıp teslim olma niyetinde değildi. Çarpışarak çekilmeden yanaydı…

Bu sebepledir ki, şu tespit yerli yerindedir:

Türkiye’nin demokrasiye ve çok partili sisteme geçmesi, sokağın talebiyle değil, Batı’nın bastırması sonucu, bir gece yarısı çıkan kanunla olmuştur.

Demokrasi tarihimize baktığımızda, 1950 seçimlerinin bambaşka bir yeri olduğunu görüyoruz.

Türkiye’nin, gerçek anlamda demokrasiyle ve sandıkla tanıştığı ilk seçim…

Statükoya karşı, değişimin zaferi…

Seçkinci elitler ilk bu seçimde kafalarının üzerine yere çakıldılar ve ceberut devlet ilk defa bu seçimde sigaya çekildi.

Misal; 1965 seçimleri de sonucu bakımından çok önemli bir seçimdir.

1961 Anayasası’nın sağladığı özgürlükçü sistem sayesinde, seçim barajı yoktu ve milli bakiye uygulaması sebebiyle de, küçük partiler parlamentoda kendilerine yer bulabilmişlerdi. Çetin Altan’ın vekil seçilmesi, İşçi Partisi’nin Meclis’e girmesi bu seçim sayesinde mümkün olabilmişti.

Unutulmayan seçimlerden biri 1973, öteki de 1983 seçimleridir.

73’te, Demirel iktidarı Ecevit’e kaptırıyor, Erbakan’ın Milli Selameti tahminlerin çok üstünde bir oy alarak 48 milletvekili çıkarıyor. 71 Muhtırası’na sokağın tepkisi sert oluyor. 83’te ise, Türkiye; bir yandan yeniden seçime gidiyordu, diğer yandan da 12 Eylül’ün toplum üzerinde yarattığı baskı tahribatından kurtulmaya çalışıyordu.

Darbenin başkomutanı Evren Paşa meydan meydan dolaşıyor, seçimlerde Sunalp veya Calp’a oy verilmesi yönünde telkinlerde bulunuyordu!

Bu bakımdan 83 seçimleri aynı zamanda bir demokrasi sınavıydı:

Halk baskı ve telkinlerin etkisinde kalıp, Konsey’in işaret ettiği askerlerin partilerine mi oy verecekti, yoksa sivil bir lider olan Turgut Özal’ın ANAVATAN’ına mı?

Neyse ki ikincisi oldu; halk, çok yüksek bir oy’la (45.14) ANAVATAN’ı seçti ve böylelikle yeniden sivil bir iktidar iş başına geldi.

Hayli inişli ve çıkışlı olan demokrasi tarihimiz yazılırken, asla es geçmeyeceği iki seçimden daha söz edecektir.

İlki 2002, ikincisi de şüphesiz ki 2011 seçimleridir.

2002 seçimleri, bir cephesiyle 28 Şubat postmoderin darbesine, okkalı bir cevap olurken, diğer yanıyla da, halkın ülkeyi son derece kötü yöneten partilere kırmızı kart göstermiş olmasıdır.

Gerçi seçim barajı yüzünden halk iradesi bütünüyle Meclis’e taşınamadı ama seçmenin yüzde 34.28’i AK Parti’ye oy vererek, dayatmalara ve talana “dur” demek istedi.

99 seçimlerinde, baraj altında kalan CHP yüzde 19’la yeniden Meclis’e girmeyi başarırken, MHP dâhil pek çok parti dışarıda kaldı. Çiller’in DYP’si ile Mesut Yılmaz’ın ANAP’ı da, bu seçimde öyle ağır bir yenilgiye uğramıştı ki, bir daha da bellerini doğrultamadılar ve siyaset sahnesinden silinip gittiler.

Gelelim 2011 genel seçimlerine……

12 Haziran’da yapılacak olan bu seçimler, muhtemelen tarihe “kasetli seçim” olarak geçecektir.

MHP’nin başına gelenleri, sadece biz değil bütün dünya şaşkınlık içinde izliyor.

Parti’nin en tepe on yöneticisi uygunsuz görüntüleri nedeniyle, hem vekil adaylığından hem de partilerinden ayrılmak zorunda kaldı. Profesyonel bir ekip tarafından organize edildiği artık herkes tarafından kabul edilen bu gizli çekimlerin, MHP açısından nasıl bir sonuç doğuracağını, ancak seçim akşamı öğrenebileceğiz. Ancak bundan önce herkesin tanık olduğu başka bir gerçek var:

Siyaset kirlendi ve yozlaştı.

Seks görüntüleri etrafa saçılıp dökülen o kişilerin yaptığı eylem ne kadar yanlış, çirkin ve ahlakdışı ise, en temel insan hakkı olan özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi de, bir o kadar ürkütücü ve tiksinti vericidir.

Kitlelerin kafası karıştıkça karıştı…

Bu süreci yönetenlerin muradı, bu kasetlerle MHP’yi baraj altında bırakmak ise şayet, günün birinde bu yasadışı uygulama veya bu tehlikeli silah başkalarına da çevrilir, başka partileri de yok etmek isteyebilir.

Çünkü siyaset tarihi buna benzer örneklerle dolu…

Yok; öyle değil de, şu günlerde bazı kesimlerin yüksek sesle dillendirdiği gibi, bu kasetler MHP eliyle piyasaya sürülerek, toplum nezdinde mağdur duruma düşüp, böylelikle baraj tehlikesi yaşamadan seçimden çıkmak planlandıysa, bu da en az birincisi kadar tehlikeli ve insanlık dışıdır.

Ortak akıl,  ikinci ihtimale prim vermiyor. Dolayısıyla bu olup bitenler, MHP’ye rağmen ve MHP’yi baraj altında bırakmaya dönük hamlelerdir.

Tamam; kabul etmek lazım ki bu süreç, MHP’de 9 büyüklüğünde bir deprem etkisi yarattı. Hatta söylemleriyle eylemleri arasında büyük uçurum olan kişilerin, nasıl parti kurmayı olduğunu da bu sayede görmüş olduk.

Takdir milletindir. İster kasetlerden ötürü MHP’yi bir daha dirilemeyecek şekilde siyaset mezarlığına gömer, isterse “Bu olup bitenler komplo ve şantajdır” diyerek, MHP’ye yeni bir şans tanır.

Dedik ya, son sözü millet söyleyecek…

Fakat bugünden kesin olan bir şey varsa o da, 2011 seçimlerinin asla sıradan bir seçim olmadığıdır.

Öyle ki, ne çılgın proje, ne yolsuzluk dosyaları, ne bölücü söylemler, ne de yanı başımızdaki sıcak gelişmeler, kasetler kadar etkili olmadı.

Seçimlerin baş aktörü, seks kasetleridir!

Bu sebeple toplumsal hafızadan asla silinmeyecek seçimlerin başında artık ne 46, ne 50, ne de 83 seçimleri olmayacak.

Seçim deyince, akla hemen 12 Haziran gelecektir.

Böylelikle yakın tarihimize; 27 Mayıs, 12 Eylül ve 28 Şubat gibi bir tarih daha eklendi:

12 Haziran!

Mehmet ŞENER

 

📆 24 Mayıs 2011 Salı 13:34   ·   💬 0 yorum   ·   ⎙ Yazdır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ERZURUM'DA HAVA

ERZURUM
Esentepe Avrupa Konutları
YENİ SAYI

YAZARLAR

RÖPORTAJLAR

ANKET

Üzgünüm, şu anda etkin anket yok.

BAĞLANTILAR