Şu internet ortamı, sanki 7’den 70’e hepimizi esir aldı.
Öylesine bağımlı olduk ki.
Ya bir gün ‘internet olmazsa ne yaparız’ı düşünmek bile istemiyoruz.
Eğlenceli, ilginç, öğretici yönü olan sosyal paylaşım sitesinde “neler var”ı görmek için ‘Facebook’ sayfasını sizler için açıyorum:
TÜRKİYE’DEN HABERLER
Trabzon’dan gazeteci Ömür Avcı’nın kızı Ela ile birlikte çektirdiği fotoğraf ilk sırada:
– Baba – kız.
Daha önceleri Erzurum’da birlikte gazetecilik yaptığımız Gürkan Ata yorum yapmış:
– Ela’nın ışığı seni bile aydınlatmış…
+ + +
Show TV’nin başarılı muhabiri Sevdam Incesu’ya şimdiden ‘Geçmiş olsun”:
– Çok hastayım çokkkkk, diyor.
+ + +
Erzurum Milletvekili adayı, iletişimci Jale Özerzurumlu Alcan, güne siyasetle başlayanlardan:
– Özrünü geri al, Dersim katliam değil ayaklanmadır!
+ + +
Muğla’dan Fikret Keven Karademir, yaşadığı korkunç bir olaylı anlatıyor:
– İstemeyerek evimi yakıyordum. Felaketin eşiğinden döndük.
“Geçmiş olsun” mesajları, birbiri arkasına sıralanmış.
+ + +
Erzurumspor’un efsane başkanlarından Cemal Polat, Mevlana’dan alıntı ile “Günaydın” diyor:
– İki şey mühimdir; birincisi okyanus kadar bol ” HAYSİYET ‘ ‘, ikincisi Elif gibi dimdik bir ” ŞAHSİYET ”
Ne denir, eyvallah başkan.
+ + +
DEVREN SATILIK ÖĞRETMEN KADROSU VAR
İstanbul’dan Ahmet Pirim, ‘devren satılık öğretmen kadrosu’ ilanı vermiş. Buyurun birlikte okuyalım:
-Öğretmenliği değil ama “kadrosunu” gerçekten satmak istiyorum. Hem memur olmak için ısrar eden gençleredir bu mesaj, hem de onları memur olmaya zorlayan mahalle baskısınadır.
+ + +
İstanbul’dan Filiz Oskay Leloğlu, ‘uygarlık tarihinin hocası’ olarak nitelendirilen Prof. Dr. Server Tanilli’nin ölümüyle ilgili olarak:
– Tanilli Hocam. Güle güle. Gittiği yeri de aydınlatacaktır eminim…
+ + +
ERZURUM’UN YAZAR, ÇİZER VE ŞAİRLERİ
Gazeteci arkadaşımız Öztürk Akkök, harika bir saat kulesi fotoğrafı eklemiş sayfaya ve döktürmüş:
– Dolunayın bulutların arasına gizlendiği bir gecede saat kulesinin tepesinde nazlı nazlı salınan bayrak, sizi bilmem ama bana vatan’ın tapusu gibi geldi…
+ + +
Şiire ilgisi bulunan Adnan Özaras Erzurum’daki yazar, çizer ve şairlerin çokluğundan yakınıyor:
– Erzurum’da ne kadar yazar çizer, şair var biliyor musunuz? Ben diyeyim iki bin sen de üç bin. Sanırım yazar çizer, şair dediğimiz kişiler, Teyo pehlivan, Gullebi Turan ve Naim hoca fıkraları üretmekle meşguller.
+ + +
GAZETECİLER TARTIŞIYOR
Gazeteci Turgay İpek, Daşhane’de çektirdiği fotoğrafları servise almış.
Gürkan Ata uzaktan serzenişte bulunuyor:
– Güzel de… Ben gelince gitseydin aga…
– Sen ateş almaya geliyon aga. 10 dakika yüzünü görüyoruz.
Van’da bulunan canlı yayıncı Kürşat Tercanlı, tartışmaya lodoslama giriyor ve alıyor cevabını:
-Tugi yat yat. Ercis renciqg glas seni bekliyor.
– Sizin gibiler gidip orada yatarsa bizi elbette çağırırlar:) Zordur bir kurumda iyi olmak:))
İstanbul’dan Saffet Yiğit tartışmayı alevlendiriyor:
– Şimdi bu söze ne denir ki? Bana laf düşmez ama Kürşat bir şey der artık.
Turgay Ipek ise Kürşat’a süre veriyor:
– İki gün düşünmesi lazım 🙂
+ + +
KISA KISA MESAJLAR
Hasankale’den İbrahim Uslu’dan bir özdeyiş:
– Siz kendi elinizle teslim etmedikçe, kimse kendinize olan SAYGINIZI elinizden alamaz.
+ + +
Fransa’da olmasına karşın Erzurum’u çok yakından izleyen ve duyarlılığı ile her yaraya derman olmaya çalışan Serap Durmazpinar Kuruhasanoglu şöyle sesleniyor:
-Heyy siz, evet siz. Bırakın acemi kaptan gibi durgun suda gemi batırmayı artık. Çekin elinizi dümenden, verin ehline. Her şey ehline yakışır unutmayın!
+ + +
Bir İstanbul’da, bir Erzurum’da. Bakıyorsunuz Hasankale’de. İletişimci Nurdan Yuca kötü havalarda çok seyahat etmenin kurbanı oldu:
– Çok hastayım :(((
+ + +
Kemaliye’den dostumuz Abdullah Ataman, sabah sabah Mevlana’dan özdeyişle gönülleri almak istiyor:
– Gelin birbirimizin kadrini bilelim. Çünkü bir gün birden bire ayrılacağız birbirimizden..!
+ + +
Atatürk Üniversitesinden emekli, eski genel sekreter Ekrem Karadişoğulları, sanatçı Mediha Demirkıran’dan bir şarkı göndermiş:
– Göze mi geldim sen mi unuttun gelmiyorsun ah. Öyle karanlık geceki ruhum olmuyor sabah.
+ + +
Antalya’dan emekli gazeteci Sökmen Baykara, eğer arabanızla dolaşırken camınıza yumurta atılırsa “Sakın durmayın ve silecekleri çalıştırmayın” diyor ve ekliyor:
– Çünkü yumurtalarda doğal yapışkan bir madde olduğundan ön cam yüzde 90 görünmez hale gelir.
+ + +
Erzurum Girişimci Kadınlar Derneği Başkanı Zekiye Çomaklı’dan duyuru:
-Bu sabah saat 11 de STAR TV DE SOFRAMIZ PROGRAMINDA bizim evde çekimi yapılan, kız kardeşim Nuriye ile teyzem Şahver hanımın birlikte yaptıkları yöre yemekleri programını seyredebilirsiniz.
+ + +
MURAT BALKUŞ’DAN EŞEK GRİBİ UYARISI
Erzurumlu okullu tiyatro sanatçısı Murat Balkuş, mevsim hastalıkları ile yakından ilgileniyor:
– Bakalım bu sene ne gribi çıkacak? EŞŞEK GRİBİ ÇIKARSA ÇOK KİŞİ GİDER 🙂
+ + +
Amerika’dan Serdar Çarbaş yeğenimin konusu bedelli askerlik:
-Bedelli askerliğe başvuru yapacaklar parayı aynı bankadan birlikte ödesinler, devre arkadaşı olsunlar; 30 bine 1 tertip 🙂
+ + +
Van’da bulunan canlı yayıncı Taner Özdemir’den son dakika haberi:
– Van yine sallandı 02:48de 5.0
Hüsamettin Polat’dan anında yanıt:
– Siz şu Van’dan ayrılın Van normale dönsün :)))
+ + +
Hürriyet Gazetesi yazarı Yalçın ağabey (Bayer) köşe yazısını eklemiş:
– Sağlıkta bilim adamı suça teşvik ediliyor.
+ + +
Emekli öğretmen Zinnur Tiryaki’den ‘Aşkale’ şiiri.
-Gözümüzün nuri, diyarımızsan.
+ + +
Cahit Arpacık hocamıza, Berrin Zeliha Karakaya Can mesaj göndermiş:
-Öğretmenim, bu mutlu gününüzde size sağlık ve mutluluklar diler, ellerinizden öperim. Ömrünüz uzun olsun inşallah.
+ + +
Yılmaz ağabey (Kuşkay) daha çok sağlıkla ilgili haberleri paylaşıyor:
-Kan şekerinizi dengede tutacak ama vücudunuza enerji verecek 8 yiyecek
+ + +
Atilla arkadaşımız (Ağrılı) “Kosova’da 40 yıldır Türkçe yayın yapan ‘Prizren Radyosu’ kapanıyor” haberine içerlemiş.
Kadir Sabuncuoğlu
Biliyorsunuz; Insanlar once dumanlar vasitasi, sonra tamtam sesleri, elçiler, mektuplar tlf. en nihayet çagimizin harika bulusu internet ile iletisim kurmayi basardi. Yasadigimiz bu çagda, internet elimizin altinda bir tus ile ulasabilecegimiz sihirli bir araç. Adina sanal denilse de, hemsehrilerimiz ile birarada olabilecegimiz, geldigimiz topraklardan gelisen, guncel haberleri, sevinçlerimizi, huzunlerimizi paylasabilecegimiz harika bir ortam sagliyor. Bunlar elbette guzel yanlari. Belki de sorgulamamiz gereken, yasadigimiz çagda teknolojik gelisme bas dondurucu bir hizla ilerlerken, kulturel degerlerimizide ayni paralelde gelecege tasimak, yasatabilmek ve gelistirebilmek için daha neler yapmaliyiz sorusu olmali. Bu gorev daha çok siz yazarlara, çizerlere, sairlere ve en son da biz okuyuculara duser kanisindayim. Yazmak muhim konulara vurulan bir nester niteligindedir malumunuz. Bu sihirli camın ardında, yüzünü hiç görmediğimiz insanlara sevgi, saygı ve muhabbet duymaya başladık. Bazen kizdik bazen mutlu olduk. Memnuniyet yada memnuniyetsizliğimizin ifadesini smiley dediğimiz yüz ifadeleri ile ilettik sihirli camın ardındakine. çaglar degismesine ragmen insanlarin ihtiraslari degismese de, koskoca dunya’yi sigdirdigimiz bilgisayarlarimiza sevgiyi, saygiyi hosgoruyu sigdirabilmekti amacimiz. Sanal ortam bu, insanlari taniyabilmemiz için elimizdeki tek veri kelimelerin dilidir. Sanal ortamda bazi insanlarimiz kendinden baska bir karakteri oynasalar da, her ne kadar kelimelerin rengi jesti ve mimikleri olmasa da zaman sonra yazdiklari onlarin ruh izini ortaya çikarmakta ve kendi asil kisiliklerini ortaya koymaktadir. Oyle ya, insanlar konusmalarinda gizlidir. Evet, degerli hocam internet olmasa ne yapardik? oyle ya simdilerde artik neredeyse tamamen unuttugumuz paylasimin guzelligini kesfetmistik. Belki de paylaşmanın, hayata dair güzellikleri konuşmanın, insanı mutlu eden tılsımı burada. Sahsen tanidiklarimiz ya da hiç tanimadigimiz ama, beynimizde, yüreğimizde kurguladığımız bir dosta hitaben oturup aynı ya da farkli bakış açılarımıza vurgu yapıp, bir tatlı tebessüme sebep olacak cümleler kuramazdik. Bu ortam ne guzeldir ve ne bulunmaz bir firsattir fikir ve goruslerimizi karsimizdakine aninda iletebilmek. Bu ortam sayesinde unutmaya yuz tutmus birçok bilgi ve birikimlerimiz ortaya çikiyor tazeleniyor. Facebook’ta bulunma amacim, eski arkadaslarimi bulmak ve memleketim Erzurum’a dair tum haberlerden haberdar olmakti ama bu ortam sayesinde gordum ki, eline kalem alan herkes yazar olmus,kimimiz filozof olduk kimiz de benim gibi çakma sair ) Siziin gibi degerli ve usta bir gazeteci anlardi sarfettigim o cumledeki inceden mesaji ve derin anlami. Evet bu yuzden yazmistim o yaziyi ( Heyy siz, evet siz. Bırakın acemi kaptan gibi durgun suda gemi batırmayı artık. Çekin elinizi dümenden, verin ehline. Her şey ehline yakışır unutmayın!..) paylasmanin verdigi hazzi hep birlikte yasadik. Nasili yasamayacaktik ki binlerce km. uzakliktan her birinizin degerli paylasimlariyla kâh huzunlendim, kâh sevindim ve Erzurum’da yasadigim o en guzel anlarimi tekrar tekrar yeniden yasadim yayinladiginiz her fotograf karesinde, yazilarinizda ve haberlerinizde. Gurbette Erzurum’u yasatiyorsunuz. Bana bu duygulari yasatan siz degerli hemsehrilerime ne kadar tesekkur etsem azdir. Sevgili hocam beni de unutmayip bu degerli hemsehrilerimizin arasina almanizdan dolayi duydugum mutlulugu anlatabilmem çok zor. Bugun gazetecilige dair biraz olsun bilgim varsa bu en çok sizin eserinizdir. Hersey için çok tesekkur ediyor, Fransa’dan tum hemsehrilerimi en derin saygilarimla selamliyorum.. Sagolunuz… SOHBETIMIZ SEN OLA… Serap Durmazpinar Kuruhasanoglu / France