MENÜ ☰
Büyük Erzurum Sofrası
Erzurum Haber Gazetesi » Yazarlar » Bilmek istemediklerimiz veya istediklerimiz
Cahit Hınıslıoglu
Bilmek istemediklerimiz veya istediklerimiz


Görebilen bir gözle baktığımızda neyi nasıl görebildiğimize takılıyorum.  Sadece ve sadece yaşamadaki amacımız ve geleceğimiz  hep aklımıza takılanlarla geçeceğini sanıyorum. Ama  ayakta durmanın verdiği güçle gidişimizi  nasıl hayal ettiğimizi de düşünüyorum.

Bazen koşar adımlarla , bazen aheste ve bazende durakladığımız da şöyle bir arkamıza bakmayıda ihmal etmeyeceğimizin gerçeklerini de yaşamak istiyoruz.

Hayatımızda neler geçirdiğimizi , nasıl bu yaşa geldiğimizi, bu ulvi hayatın maneviyatını içinde hesaplarla, kargaşa yaşayıp yaşamadığımızı da sorguluyoruz.  Sonra o karmaşalar içerisinde tek aktör bizmişcesine  kılıcımızı çekip, düşman olan ne varsa saldırıyoruz. Yok etmenin kini ile vuruyor, vuruyor, yorgunluklarla bitkin bir halde olduğumuz  yere çöküyoruz.

İçimizde ki bizi yenebilmenin gücünü arıyor da bulma noktasında pes ediyoruz.

Benim yaşamım, senin yaşamın veya onun yaşamı hep bu hesaplaşmalarla geçmiyor mu?

Yaptığımız hep aynı değil mi?  Bir koşu bandına takılı ayaklarımız, beynimizle müşterek hareket etmiyor mu?

Peki neden bu koşu yolunda herkese farklı engebeleri çıkıyor ve neden bu engebeleri aşmada son gücümüzü kullanma ihtiyacı hissediyoruz.

Hayatın bu olduğu gerçeğini de bilmek istiyoruz.

Bu  hayatımızın bir cilvesi olarak görüyorum. Sorunlarıyla, mutluluklarıyla da,üzüntüleriyle de içimizde hesabını  verdiğimiz değerlerdir diye düşünüyorum.

Aslında geçinmek için neler çektiğimizi ve nasıl bir çaba sarfettiğimizi bilmenize de gerek yok. Neyi özlediğimizi, arzuladığımız şeylere kavuşmanın neden geçtiğini veya cesaretimizin ölçüsünü de bilmenize gerek yok.

Ne kadar yaşadığımız  veya ne kadar yaşayacağımız, nelere elde ettiğimiz  veya neler çektiğimizi de bilmenize gerek yok.

Kaç yaşında olduğumuz, neleri sevip neleri sevmediğimiz. Kime borcumuzun  olduğu veya kimden alacağımın olduğunu da bilmenize gerek yok.

Hayatın ihanetlerine, insanların çevremizde ki  gezişine, menfaatlerin sınırını koymaya veya atılan her zararın faturasını  kendimize çıkardığımızı da bilmenize gerek yok.

Kendi neşemizle olup olamayacağımızı, insan olmanın kutsallığını hatırlamadan, kendi dikkatli ve gerçekçi olmamız  için uyarı almamıza da gerek duymuyorum.

Bize anlatılan hikayelerin doğru olup olmaması kimseyi ilgilendirmiyor. Kendi kendimize dürüst olmak için bir başkasını hayal kırıklığına  uğratıp uğratmayacağımızı,  ihanetin suçlamasına dayanıp, kendi fikirlerimize ihanet edip etmeyeceğimizi de bilmenize gerek duymuyorum. Güvenilebilir ve güvenilir olup olmayacağımızı da bilmenize gerek görmüyorum.

Her gün sevimli olmasa da güzelliği görüp göremeyeceğimizi, kendi hatalarımızla yaşayıp, yaşayamayacağımızı da  takıntı yapmıyorum..

Nerede  yaşadığımızı  ya da ne kadar paramızın olduğu, keder ve umutsuzlukla  geçen bir ömrün ardından, yorgun ve hasta düşmek,  ailemiz ve çocuklarımız  için yaptığımız mücadele kimseyi ilgilendirmiyor. Kim olduğumuzu, burada neden yaşadığımızı  da düşünmüyorum.

Sadece ve sadece şunu çok merak ediyorum;

“Herşey bittiğinde bizi ayakta tutan şeyin ne olduğunu bilmek istiyorum”

Bitmeden görmenin kör olduğunu, bittikten sonra hataların göz önüne geldiğini öğrenmek istiyorum.

İnsan olmadaki gayeyi, bize can verenin o yüceliğine sığınırken, nasıl bir huzura çıkacağımızı merak ediyorum.

Yola çıkarken, yanımıza aldığımız azıkın bizi nereye kadar götüreceğini, giderken hangi sıkıntıları çekeceğimizi, nerede mola verip, nerede dinleneceğimizi, bu yaşam yolunda  nelerle karşılaşacağımızı bilmek istiyorum.

İsteklerimizin bitmediği, gözümüzün doymadığı  şu dünya dönüp bakarken, çok şeylere pişmanlığımızı da bilmek istiyorum.

📆 19 Aralık 2012 Çarşamba 22:38   ·   💬 0 yorum   ·   ⎙ Yazdır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ERZURUM'DA HAVA

ERZURUM
Esentepe Avrupa Konutları
YENİ SAYI

YAZARLAR

RÖPORTAJLAR

ANKET

Üzgünüm, şu anda etkin anket yok.

BAĞLANTILAR