MENÜ ☰
Büyük Erzurum Sofrası
Erzurum Haber Gazetesi » Yazarlar » İşimiz Allah’a kalmış
Cahit Hınıslıoglu
İşimiz Allah’a kalmış


Türkiye’de ‘insan hayatı’ ve yaşam tarzımızla ilgili uzman olanda olmayanda aynı görüşlere sahip. En çok kural dışı yaşayanların bol olduğu yer tabii ki Türkiye. Yediğimiz gıdalardan, bindiğimiz otomobillere, yaptığımız işten, yaşadığımız eve kadar hepsinde sıradışı yaşıyoruz. Bunu yaşarken de kendi kurallarımızla, devletin kanunlarının da yetersiz kaldığı o kadar çok olaylar yaşanıyor ki, ‘bu da mı oldu?’ dedirtircesine hayretlere düşüyoruz.

Artık o hayretler de zaman içerisinde  a- normalden normele indiriliyor. Günlük olaylar artık heyecan uyandırmıyor, üzüntü vermiyor, itiraz ve tepkiye de neden olmuyor. Yani zaman içerisinde insanlığımız uysallığımızla bir bütün içerisinde abi-kardeş ilişkileriyle yaşar hale geldi.

Oysa binlerce kilometrelere varan  ülkemizin güzelliğine düşürülen gölgeler, artık yaşamla ilgili sıkıntıları da kamufle etmiş durumda… Bu duruş artık normal duruş olsa da anormalliğinde bir ters görüntü vermiyor. Çünkü işimize o türlüsü gelmiyor…

Bizim gençliğimizde KPSS yoktu. O günlerde işe girmek uzmanlık alanıyla ilgili değildi. Adama göre, iş- işe göre, adam modeli zaten o tarihlerde moda olmuştu. Dayısı olanın mesleki veya uzmanlık alanı önemli değildi. Bugün dahi çevremize baktığımızda o kadar kolay anlayabiliriz ki. Bugün avrupanın en popüler üniversitelerinde gerek dekanların ve gerekse rektörlerin tamamen uzmanlık olduğu branşlarla ilgili bölümün başında bulunuyor. Ve dünyaya da o alanda buluşlarla katkı sağlıyor. Bu iş  kimisine göre çok kimisine göre azda olsa bizde tam tersine işliyor. Bahsedilen üniversitelerde kuru gürültülerin yükseldiği, ahbap çavuş ilişkilerinin ön planda tutulduğu, siyasetin hüküm sürdüğü, seçilmiş veya atanmış arasında kaybolan makamlar işlevliğini zedelemiş durumda…

Ticarete baktığınızda zaten vatandaşın sağlığı hiçe sayılıyor. Ürünler kimin veya hangi kurumun kontrolünde olduğuda bilinmiyor.Bu gün her köşe başında açılan küçük büyük marketlerin içerisinde mal ve ürün çeşitliliğinin kaliteye yansımasında sınıfta kalınıyor. Hiç kimse,  GDO lu mu, organik mi değil mi, taze mi bayatmı’ lığına da bakmıyor.  Satılmasında dahi sakıncalı bulunmayan bu ürünler ‘en ucuz mal en kaliteli mal’ etiketini alıyor.

Dün Türkiye’de otomobil sayısı az iken, yapılan denetimlerin esaslığı varken, bugün kişi başına düşen araç sayısının bolluğu ile insan güvenliğindeki ölçümlere günlük bilançolar damgasını vuruyor. Her sabah trafik kazalarının, öldürülen onlarca insanın haberleriyle uyanıyoruz güne. Öldürülen diyorum çünkü öldürmek için o bindiğimiz araçlarda adeta azrailleşiyoruz.

Yaptığımız işlerde kişinin aynası olmuyor mu?  Gerek çalıştırdığımız işçinin ve gerekse ürettiğimiz mamülün neresinden çalaşsak kardır zihniyetini inkar edemeyeceğimiz bir gerçek….

Asıl önemli konulardan birisi ise şu evlerimizin durumu… Yaptığımız binaların alt katlarında ki yıllardır kanayan yarasını çözmede geç kalışımız. Bu gün bu sıkıntılar olası  saldırılara karşı  binalarımız tartışılıyor. Yıllardır sığınakların ev haline dönüştürüldüğü bodrum katları bugün bilinmezlik içerisinde sürüyor.

Şu günlerde gündem, Suriye’ye karşı yapılacak hava saldırısı. ABD öncülüğünde Suriye’ye gerçekleştirilmesi beklenen müdahalenin ardından en büyük korku Suriye’nin Türkiye’ye yönelik kimyasal saldırıda bulunması. Ancak yapılan bir araştırma Türkiye’de binalara ait sığınakların yüzde 84’ünün yönetmelik ve standartlara uygun olmadığı hatta kapıcı dairesi ve depo olarak kullanıldığını ortaya koyuyor.

Bir çok sığınağın  ise taşıyıcı sistem kalınlığı (perde, taş, yığma gibi) yönetmelikte belirlenen kalınlık ölçülerine uygun olmadığı , bunun da patlamalara karşı binaları hasar görebilir duruma getirdiği vurgulanıyor. Bu durum her hangi bir kimyasal saldırı esnasında tehlike arz ediyor. Konu bununla da bitmiyor. Sığınakların yüzde 66’sında aydınlatma ve havalandırma için pencere veya cam da bulunmuyor.

Sığınaklarla ilgili gerçek şu ki, Sığınakların yüzde 91’inde ışıklandırma sistemi yetersiz. Binalarda her hangi bir saldırı esnasında sığınaklara nasıl inilip, çıkılacağı konusunda her hangi bir yönetmelik yok. Binalarda yaşayan kişi ve yöneticiler ne yapacağını bilmiyor. Sığınaklarda olası bir saldırı esnasında binada bulunan kişilerin ne yapacağı konusunda görevlendirme şeması bulunmuyor. Kısaca işimiz Allah’a kalmış vesselam…

6/9/2013

Çuvaldız

Cahit HINISLIOĞLU

cahithinislioglu@hotmail.com

📆 05 Eylül 2013 Perşembe 15:32   ·   💬 0 yorum   ·   ⎙ Yazdır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ERZURUM'DA HAVA

ERZURUM
Esentepe Avrupa Konutları
YENİ SAYI

YAZARLAR

RÖPORTAJLAR

ANKET

Üzgünüm, şu anda etkin anket yok.

BAĞLANTILAR