Evveli de var ama özellikle şu son birkaç günden beri, yargıda derinleşen kriz üzerine hemen herkesin cevap aradığı yegane soru şu:
“Türkiye’de neler oluyor?”
Basit fakat cevabı çok zor bir soru…
Çünkü kimse gerçekte ne olduğunu bilmiyor. Hani eskiden olsaydı, böyle durumlarda hemen “bir bilen”e koşulurdu ya da “derin bağlantıları” bulunan kimselere müracaat edilirdi.
Şimdi şartlar çok farklı…
Etrafta ne “bir bilen” var, ne de “derin bağlantılı” kişilerin telefonları cevap veriyor.
Konuşması gerekenler sus-pus!
Etraf, “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan”lardan geçilmiyor.
Medya da şaşırıp kaldı…
Bazı gazeteler ve televizyonlar adeta davul zurna çalıyor, bazıları da günün sonunda nasıl bir pozisyon almalıyız diye debelenip duruyor! Kimi yazarlar ise, bu gelişmeleri futbol maçı gibi görmeye başladı:
“Özel yetkili savcı, başsavcıya gol attı”
Ertesi gün manşet değişiyor:
“Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu, Erzurum’daki özel yetkili savcının bütün yetkilerini budadı! Kurul, ayrıca başsavcı ve diğer savcılar için suç duyurusunda bulundu!”
Bu durumda sonuç şu:
“Maç şimdilik berabere devam ediyor!”
Oysa, mesele kimin kime gol attığı, yahut da yargıda patlayan buhrandan ibaret değil… Çok daha büyük bir sorun var ortada ve de cevapsız bir soru:
“Türkiye’de neler oluyor?”
Esasında çarşambanın gelişi salı gününden belliydi. Çünkü, salı günü Erzurum’da ipler öylesine gerilmişti ki, ertesi gün Ankara’nın toz dumandan göz gözü görmeyeceği belliydi…
Nitekim beklenen oldu: Hem HSYK, hem Yargıtay, hem de yürütme üst üste toplantılar yaptı, kararlar alındı, karşılıklı sert açıklamalar yapıldı.
Önceki gün Erzurum’da gerilen ipler, 24 saat geçmeden Ankara’yı kriz vadisine çevirdi…
Hukukçular birbirini tekzip edip durdukça, sade vatandaşın aklı büsbütün karışıyor:
“Kim haklı, kim haksız?”
“Kim yetkisini aştı, kim yetkisini kötüye kullandı?”
Erzurum’da bir kartopu yuvarlandı, Ankara’da devasa bir çığ koptu…
Hukukun üstünlüğü…
Anayasa’nın amil hükümleri…
İnsan Hakları…
Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası…
Son iki günden buyana, bu kavramları kim nasıl anlıyorsa öyle yorumluyor.
Orta yol da yok, aklıselim de…
Sağduyu ise, sanki yıllık izinde!
“Türkiye’de neler oluyor?”
Hep birlikte sorup duralım, hem de günlerce… Değil mi ki bir cevap alamayacağız…
Dedik ya bazıları bu süreci futbol maçına benzetiyor: Kim kime gol attı?
Bize düşen de maçı izleyip, yeni golleri görmek mi olacak?
Şimdi atak sırası kimde?
Yürütme’de mi, savcılarda mı, HSYK’ da mı?
Mehmet ŞENER
Bir yanıt yazın