TÜKODER – Tüketiciyi Koruma Derneği tarafından yapılan açıklamaya göre;
“TÜİK’in 2025 Haziran ayı için açıkladığı %35,05’lik yıllık enflasyon oranı, halkın yaşadığı ekonomik gerçeklikle örtüşmemektedir. Bağımsız araştırma grubu ENAG aynı dönemde enflasyonu %68,68, İstanbul Ticaret Odası (İTO) ise İstanbul’daki yıllık fiyat artışını % 44,38 olarak açıklamıştır. Bu büyük farklar, resmi verilerin güvenilirliği konusunda kamuoyunun artan kaygılarını haklı çıkarmaktadır.
TÜKODER olarak altını çiziyoruz: TÜİK’in her yıl olduğu gibi Aralık ve Haziran aylarında açıkladığı enflasyon oranlarının bilinçli biçimde düşük tutulduğu, emekli ve memur maaşlarına yapılacak zam oranlarının baskılanmaya çalışıldığı açıktır. Bu durum sadece istatistikleri değil, milyonlarca insanın hayatını doğrudan etkilemektedir.
Bugün pazara çıkan her tüketici bilir ki;
– Süt, ekmek, yağ, sebze ve meyveye gelen zamlar,
– Elektrik, doğalgaz, su ve ulaşım giderleri,
– Eğitim ve sağlık gibi temel haklara erişimde yaşanan mali yük,
sözde %35’lik bir enflasyonla açıklanamaz!
Kiraya zam oranı %43,23’e çıkarken, memur ve emekli maaş zammı %15-17 bandında kaldı. Kira Zammı Maaş Zammını 3’e katladı.
TÜİK’in doğru, bağımsız ve bilimsel veri üretmesi; adil maaş artışları, sosyal yardım politikaları, ekonomik planlama ve toplumsal güven açısından hayati önemdedir. Halkın yaşadığı gerçekliği yansıtmayan veriler, sosyal adaletsizliği derinleştirmektedir.
Emekli ve memur maaşlarına yapılacak zam oranlarına esas olan Aralık ve Haziran enflasyon oranları belirlendikten sonraki hemen ertesi gün doğal gaz ve benzeri temel tüketim ürünlerine zam yapılması Kurumsal güveni zedeleyen, bir uygulamadır.
1. TÜİK’in metodolojisi bağımsız uzmanlar ve sivil toplumun katılımıyla yeniden oluşturulmalıdır.
2. Emekli ve memur maaş artışları, gerçek enflasyon oranları üzerinden hesaplanmalıdır.
3. TÜİK tarafından verilerle oynanarak toplumun alım gücü ve refahı baskılanmamalıdır.
4. Temel gıda ve barınma gibi zorunlu harcamalar üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır.
Tüketicinin artık dayanacak gücü kalmamıştır. Bu ekonomik tablo karşısında halkın sabrını test etmek yerine, adaletli ve şeffaf bir ekonomi yönetimi gerekmektedir.
Tüketici susmaz, gerçek enflasyonun üzerinin örtülmesine izin vermez!
Bir yanıt yazın