ERZURUM(CİHAN)-
Anayasa oylaması gibi çok önemli, gelecek satın almak adına da çok mühim bir meselede insanların idrakine pranga vurmanın çok doğru olmadığının altını çizen Cindilli, böylesine önemli, 30 yıl sonra gelen tarihi bir fırsatı siyasi rant uğruna ‘evet’ cephesi veya ‘hayır’ cephesi oluşturarak Türk seçmenin idrakine, özgür iradesine ket vurmayı doğru bulmadığını belirtti. Bu gün insanların bir ideolojik gruba, bir siyasi partiye sempati duyması, başkalarının onlar üzerinde bir vesayet oluşturmasını haklı kılmadığını dile getiren Muammer Cindilli, bu aşamadan sonra yapılması gerekenler konusunda da şunları söyledi: “Bugün ‘evet’ ya da ‘hayır’ diye kararını vermiş insanlarda bir anket yapılsa birçoğunun değişikliğin neleri getirdiğini bilmediğini göreceğiz. O halde yapılması gereken şudur; Sivil toplum örgütleri ve hem mahalli basın, hem yaygın basın önce ‘Anayasa değişikliği ile getirilen nedir’ bunu her fırsatta 12 Eylül’e kadar anlatması lazım. Yapılan açık oturumların, yapılan bir takım toplantıların ‘evet’ ya da ‘hayır’ red cephesi savunuculuğundan çok muhtevayla ilgili değerlendirmelerin yapılmasına acil ihtiyac var. Nitekim Anayasa Mahkemesi gibi cumhuriyete bağlı, cumhuriyetin kazanımlarını çok öncülleyen bir kurum bile paketi tümden reddetmemiştir. Yani cumhuriyetin değerleri açısından anayasa değişikliği bir yüksek yargıdan referans almıştır. Bundan sonrası halkın iradesiyle ortaya çıkacak bir neticedir. Ne olursa olsun ister ‘evet’ olsun, ister ‘hayır’ olsun Türkiye’de herkes buna saygı duymalıdır. Eğer hürriyetleri genişleten, hukuku egemen kılan, bir değişiklik söz konusuysa hukuku çok önemseyen fertlerin ‘evet’ demek mecburiyeti vardır.”
“REFERANDUMU SİYASET ÜSTÜ BİR HAK OLARAK GÖRMELİYİZ”
Yeni anayasa değişiklik paketine referandumde ‘evet’ diyenlerin AK Parti’yi kabullenme anlamı taşımadığına da değinen Cindilli, “Burada yapılması gereken partiler üstü bir yaklaşımla meseleye bakabilmektir. Halkın iradesiyle karar vermediği 1982 Anayasası’nın yani ‘kırk satır mı kırk katır’ mı yahut da ‘kanser mi ölüm mü’ şeklinde ortaya konulmuş bir oylamanın sonucunun bütün siyasi partiler tarafından 30 yıldır sorgulandığı bir dönemden bu güne geldik. Anayasa değişikliği yeterli midir? Anayasa değişikliği mükemmel midir? O konu tartışılır. Ama bugün önümüze gelen bu değişikliğin gerekli olduğunu söyleyebilirim. Türkiye halkıyla, devletiyle, herşeyin iyisine layıktır. Dolayısıyla ben; hem rejim açısından, hem birlik, beraberlik açısından, hem demokratik teamüller açısından bir ilerleme olarak görüyorum. ‘Evet’ ya da ‘hayır’ diyenlerin birbirlerine karşı bunu bir buğz, bir kin, bir düşmanlık, bir adavvet unsuru olarak da görmemesi gerektiğini düşünüyorum. Hele hele bir siyasi partinin seçmenine, taraftarına tehditvari üsluplarla seçimi boykut etmesini, referandumu boykot etmesini hiçbir insani, vicdani ve demokratik teamüle sığdıramıyorum. Türkiye’nin düşmanları eğer bu konuda inat ediyorsa, karşı inadın da gerekli olduğunu düşünüyorum.”
Değişiklik metinlerinin Meclis’ten mutabakat sağlanarak çıkmadığı eleştirilerine de katılmadığını belirten Muammer Cindilli, “Eğer tam mutabakat isteniyorduysa, hazırlanma aşamasında her tür düşünce insanının, sivil toplum örgütünün, düşünce kuruluşlarının ve muhalefet partilerinin hem Meclis’te olanların, hem dışında olanların katkı vermiş olmalarını dilerdim. Bugün bu değişiklik paketini AK Parti paketi olarak asla algılamıyorum. Açık söyleyeyim, öyle algılasam ben ‘hayır’ derdim. Çünkü AK Partili değilim. Ama olağanüstü dönemleri yaşamış bir insan olarak Türkiye’nin ebediyyen normal dönemlerde halkıyla, devletiyle yaşaması gerektiğine inanan bir insan olarak söylüyorum ki, ben bu değişikliğin Türkiye için faydalı olacağına inanıyorum ve ‘evet’ oyu kullanacağım.” şeklinde sözlerini tamamladı.
Bir yanıt yazın