Son Mahalli İdareler kanunuyla nefes alan belediyeler, kendi vatandaşlarına verdikleri hizmetle de, bir kalite yakaladılar…
Belediyeler İller bankası paylarıyla zar zor hizmet verirken, borçlar içinde kıvranıyordu. Bugün kasaları dolu hizmette birbirleriyle yarışır hale geldiler..
Önceleri hizmet alımları, işçi maaşları aylarca aksıyor, vatandaş canından beziyordu…, aylarca maaş alamayan belediye işçisi bırakın evine ekmek götürmeyi, yaşam hakları bile kalmamıştı…
Mahalle bakkalları veresiye vermiyor, ev sahipleri dahi belediye çalışanlarına ev kiralamıyordu.
O günler geride kaldı çok şükür, şimdi belediyelerde çalışanların karnı doyuyor, yüzü gülüyor…
Artık belediyeler hizmet alımları ile üzerlerindeki kamburu kaldırdı, yol geçen hanı gibi görünen siyasetin arka kapısı olmaktan çıkan belediyelerde artık hayali işçi ve şişik kadrolar bulunmuyor…
Son yerel seçimlerde il il, ilçe ilçe çok değişiklikler olmasına karşın, belde ve alt belediyelerin kapatılması ile de sınırları büyüdü.Kolay değildi, bir anda 5 kat büyük bir nüfusa, 5 kat daha çok alana belediye hizmeti götürmek.
Kısa bir acemilik döneminden sonra hepsi rayına oturdu. Hükümet belediyecilikte sınıf atladı…
Vatandaş hizmeti artık çok fazla istiyor. İnsan gibi yaşamak benim de hakkım diyor….
Belediyelerde birbirleri ile hizmetten hizmete yarış yapıyor…
Ramazanla birlikte belediyelerde gördüğümüz önemli bir konu da İftar Çadırları ve İftar sonrası proğramlar ve eğlenceler…
Bazı belediyeler kültür merkezlerinde, bazı belediyeler meydanlarda, bazılarıda özel açık ve kapalı alanlarda 30 gün boyunca vatandaşa yaptığı maddi ve manevi hizmet…
Ramazana ait yapılan bu hayırların son yıllarda artarak gitmesi de memnun edici bir olaydır.
Hemen hemen her ilde, ilçe de son yıllarda yapılan bu uygulama oldukça geniş bir çevre tarafından takdir topluyor.
Bir kısım görüş Ramazan ayındaki bu proğramların islamiyetle çatışmadığı söylemleri…
Vatandaş bu hizmetten ne kadar memnun olduğu veya olmadığı çok önemli…
Tamamen hizmet dışı ama vatandaşa yönelik kları olan, zararı olmayan bir bakış…
Birisi İslami anlayışa göre ise fakirin doyurulması ile alakalı bir hizmet…
Diğeri, eğlence boyutu tercihe dayalı bir konu.
Aslında 11 ay bekleyip bu çalışmaları bir ay içerisine sıkıştırmanın mantığını ne diye soranlarda oluyor….
Ramazanın özüne, kültürümüze, manevi havaya ve milli geleneklere uygun olarak adlandırılan eğlence proğramları ramazandan sonrasına erteleyerek yapmak daha mı uygun olur… vatandaşı yormamak gerekir… Hem mevsim anlamında ve hem de hizmet anlamında bir sıkıntının doğurmayacağı, ramazanı gerektiren söyleşi, tasavvufi, ve mesnevi anlamdaki proğramların bütünlük arzetmesi olarakta bakılabilir…
Diğer müzik eğlencelerinin ise ramazandan sonra yapılması vatandaşın ramazan sonrası dinlenmesine de vesile olacağı görüşü…
Ama madem ramazan ayına özel çalışılmış ve oldukçd da her kesimden takdir topluyor, bu çalışmalar…
Bence sıkıntı yaratacak konuşmalar yerine, bu nimetlerden de mutlu olmaya bakacaksın…
selamlar
yillardir aradigim asker arkadasim sedat bayraktari bulmadim tek bildigim askalleli .Eger bi bilgi verebilirseni sevinirim 1965 e 3 tertip adim hüseyin kaplan faccebockta bulabilirsiniz bebni
saygilar teseküller simdiden