MENÜ ☰
ATA-AÖF’te Sınavsız İkinci Üniversite Ön Kayıtları Devam Ediyor
Büyük Erzurum Sofrası
Erzurum Haber Gazetesi » Yazarlar » TÜRK BİLİM İNSANLARI
Belkıs Altuniş Gürsoy
Belkıs Altuniş Gürsoy
Tüm yazıları için tıklayınız.
TÜRK BİLİM İNSANLARI


Prof. Dr. Esin Kâhya hocanın TÜRK BİLİM İNSANLARI(Kâhya, Esin Prof. Dr. Türk Bilim İnsanları, Nobel Yayınları,  Ankara 2013) adlı eseri alanında veya bir çok alanda fark yaratmış, ilme katkı sağlamış Türk ilim adamlarından seçilmiş isimlerle ilgili biyografileri ihtiva etmektedir.

(Bu arada bu değerli çalışmaya imza atan aziz Esin Kâhya hocanın, İbnSinan’nınEl-Kanun Fi’t-Tıbbadlı beş ciltlik tıp kitabını büyük bir sabır ve yılmaz bir emek neticesindeArapça’danTürkçe’ye tercüme ettiğini ve bu kıymetli külliyatın Atatürk Kültür Merkezi yayınlarından  neşredildiği bilgisini de ilave edelim.)

Biz bu yazımızda satırlarımızın hacmi ölçüsünde Türk Bilim İnsanları adlı kitabı kısaca tanıtmaya çalışacağız.

Kitap önsöz, giriş, beş kısım,  kaynakça ve indeks bölümlerinden müteşekkildir.

Eserin önsözünde kıymetli Esin Hoca, bu çalışmasında mevcut Türk ilim adamları içinden belli başlı isimleri seçtiğini ve bu isimler etrafında sınırlı bilgi verdiğiniifade etmektedir.Ayrıca daha kapsamlı bir kitapta ilim adamı kadrosunun daha geniş tutulabileceği ifade edilmektedir.

Kitabın “Giriş” bölümünde Türkler denildiğinde akla Türkçe konuşan kavimlerin geldiği dile getirilir.  Bu kavimlerin sınırları Asya’yı kaplayıp,Avrupa içlerine kadar ilerler, Afrikakıtasının da bir kısmını içine alır.

Türkler,  eski dönemlerinden itibaren bilim ve sanat alanında kayda değer eserler ortaya koyarlar. Bu eserler, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde daha somut ve ayrıntılı bir veçhe kazanır. Türklerin İslamiyet’i kabulden önceki ilmi hayatları Çin kaynaklarına dayanılarak öğrenilir. O dönemdeki ilim adamlarının isimleri bilinmediğinden mevcut teorik ve pratik kazanımlar anonim bir hüviyet arz ederler.

Türkler,  İslamidönemlerinde o çağların ilim ve felsefe dili olan Arapça ile eser verirler.  Nadiren de olsa Farsça yazarlar. Ancak on sekizinci yüz yıldan sonra Osmanlı Türkçesi’ni kullanırlar.

Bu bağlamda Türklük âlemi edebiyat ve irfan alanında Mevlana, çok yönlü bir ilim adamı olan İbn Sina ve bir Türk filozofu olan Farabi gibi dünya ölçeğinde önemli isimler yetiştirir.

  1. Yüzyıldan sonraki dönemlerde ilim hayatımızda Batı tesirinin görülmeye başlandığı dile getirilir.

Kitabın birinci kısmı“İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRKLERİN BİLİMSEL ÇALIŞMALARININ KISA BİR DEĞERLENDİRİLMESİ” başlığını taşır. Türklerin üretip uygulamaya geçirdiği “On iki hayvanlı Türk Takvimi”nin bir yılı 365 gün 50 dakika ve 47 saniye olarak kabul ettiği ve yılbaşınınmiladi 4 şubata rastladığı belirtilir.

Pratikmizaçlı Türklerde doğuştan getirilen bir soyluluk anlayışı söz konusu değildir. Bir danışma ve karar mekanizması olarak “halk meclisleri”yönetimde  önem taşır. Türkler, dürüstlüğe, disipline, maddi ve manevi temizliğe değer verirler.

Madenişlemekte usta olan Türkler, demiri kap kaçak yapımında kullanırlar. Bitkisel ilaçlar yanında demir ve bakır bileşikleri de hasta tedavisinde kullanılır. Halk hekimliği dediğimiz alaylı hekimlik alanının yanı sıra mektepli hekimlik uygulaması da yaygındır. Türkler; bir çeşit çiçek aşısını da imal ederek uygulamaya koyarlar.

Kalıp yapıp basmayı bilen yani bir anlamda matbaayı kullanan Türkler; bu yolla resim ve yazı basarlar. Farklı Türk boylarının farklı alfabeleri olmuştur. İslamiyeti kabul ettikten sonra ise Arap alfabesi ile yazıp okuyan  Türkler tarihleri içinde Göktürk alfabesi, Uygur alfabesi gibifarklı alfabeler kullanırlar.

İkinci kısım “İSLAM DÜNYASINDA BİLİME KATKI YAPAN TÜRK BİLİM İNSANLARI” başlığını taşır. Bu başlık altında 9. Yüzyılda yaşamış Harezmi, Abdülhamid b. Türk, Fergani,’ 10. yüzyıla yetişmiş Ebu Cafer el- Hazini, Amacur ailesi, Farabi, 11. yüzyılda öne çıkmış Ebu’l Vefa Büzcani, Beyruni, İbn Sina,  El-Nesevi gibi isimlerle bu isimlerin faaliyet alanlarından  bahsedilir.

Bu ilim adamlarından Beyruni, hezarfen (bin ilim= çeşitli ilim dallarında uzman)  bir âlimdir. İslam dünyasında yazılmış en ayrıntılı astronomi kitabını kaleme alır.  Burada verilen ölçümler, önceki astronomların değerlerinden farklıdır. O, yerin çevresinin uzunluğunu hesaplar. Matematik alanında sin. cos münasebetlerine cot, tg, sec münasebetlerini ilave eder. Himalayalar ile Bizans sınırları arasında kalan coğrafi bölgelerdeki  fay hatlarına işaret eder. Metallerin ve taşların birim ağırlıklarını tespit eden piknometreye benzer bir âlet geliştirir. Deniz suyundan tatlı su elde etme yolunu gösterir. Saydala adlı eserinde bitkisel ilaçların yanı sıra madeni ve hayvansal kökenli ilaçlara da yer verir. İlaçların farklı dillerdeki karşılığını verir ve hangi ilacın hangi hastalıkta kullanılacağını belirtir. Bu çalışma dil bilim açısından da önem taşır.

Üçüncü kısım, “SELÇUKLULAR DÖNEMİNDEKİ BİLİM ADAMLARI”konuludur. Bu kısımda 12. Yüzyıldan Ömer Hayyam, İsmail Cürcani, Muhammed b. Mahmud el-Tusi,  El- Sakkari, 13. yüzyıldan İsmail b. İbrahim el- Mardini, NecibüddinSemerkandi, 13. yüzyıldanCezeri, Cevzi, Cevberi, Nasıreddin-i Tusi, Çagmini, Ebu Bekr el- Ezrak, Alaaddin b. KehhalAli b. Turhan es- Safedi, 14. yüzyıldan Kemaleddin Farisi, Ahmet b. Mansur, Muhammed b. Eşref el- Semerkandi, Muhammed b. Muhammed el- Hucendi ve Uluğ bey’in biyografileri verilir.

Bu listedeki isimlerden Uluğ bey, Semerkant gözlemevini kurar. Bu gözlemevi uygulama ve donanım açısından devrinin en modern  kurumudur. “Uluğ Bey Zici” adıyla hazırladığı yıldız kataloğu çağında dünya ölçeğinde en dakik ve doğruhesapları yapar. 

Dördüncü kısım, “OSMANLILAR DÖNEMİNDE YAŞAMIŞ BELLİ BAŞLI BİLİM ADAMLARI” başlığını taşır. 14. Yüzıldan başlayarak Cumhuriyet Türkiye’sine gelinceye kadarki dönemi de içine alan bu bölümde yüz yetmişkadar  ilim adamı yer alır.

Bu isimlerden Piri Reis’in (1465-1554) üç dünya haritası bulunur. Birinci dünya haritasında Güneydoğu, Orta Amerika, Güneybatı Avrupa ve Batı Afrika gösterilir. Haritanın üzerinde nehirler, dağlar, kıyılarda kayıklar ile ilgili bölgelerdeki bitkitürlerine  yer verilir. Amerika’nın mevcut ilk haritası olan bu haritada Piri Reis önceki dönemlere ait 33 haritayıda görmüş olduğunuifade eder.

İkinci dünya haritasında Gröndland, Kuzey ve Orta Amerika sahilleri gösterilir. Önceki haritadaki bazı hatalar düzeltilmiştir. Ünlü denizci, Kitâb-ı Bahriye adlı eserinde Akdeniz, Kızıldeniz,  Hint Okyanusu ve Çin denizleri konusunda bilgi verir. Bu eser, denizciler için hazırlanmış rehber bir kitaptır. Eser, ağırlıklı olarak Piri Reis’in gözlemlerine dayanmakta olup çok az alıntıya yer vermiştir.

Takiyüddinünlü bir astronom ve matematikçi olup 1575 de İstanbul’unTophane semtinde bir gözlemevi açar ve bu gözlemevinde kullanılan aletleri de bizzat  yapar. Avusturyalı astronom TychoBrahe’ye göre daha nitelikli aletler üretir. Otomatlarla ilgilenen Takıyüddin, Otomatlar Konusunda Üstün Teknikler adlı eserini kaleme alır. Ürettiği astronomi aletleri, dönemine göre çok daha dakik sonuçlar alır. Güneş saatleri, mekanik saatler cep ve duvar saatleri imal eder.  Matematik ve trigonometri bilgilerine hâkimdir.  İlk defa on tabanlı sistemi kullanır ve bir derecelik aralıklarla 1-90 derece arasının sinüs ve tanjant tablosunu hazırlar. Astronomi alanında zamanının en iyi ve en doğru sonuçlarına ulaşır. Kopernik’in değerleri ile mukayese edildiğinde Takıyüddin’in ulaştığı değerler günümüz değerlerine daha yakın, daha kesindir. Optiklede ilgilenen Takiyüddin, Işığın Kalitesi ve Görme adlı eserinde klasik görme teorisini reddederek ışık ışınlarının göze dışardan geldiğini ve ışığın dalgalar şeklinde yayıldığını söyler. Kırılma ve yansımayı Huygenss’den (17. Yüzyılda yaşamış Hollandalı astronom, matematikçi ve fizikçi) farksız bir şekilde açıklar.

Beşinci kısım “CUMURİYET DÖNEMİ BİLİM ADAMLARI” başlığını taşır.  Bu kısımda elli dört isim vardır. Bu isimlerden biri olan Hulusi Behçet(1898-1948) firengi ve deri hastalıkları üzerinde  çalışır, Behçet hastalığı diye bilinen  hastalığın arazlarını ve seyrini belirler.

Cahit Arf (1910-1997) son dönemde yaşamış en önemli matematikçilerden biridir. Arf,’ın“Arf Değişmezleri”, “Arf halkaları” ve “Hasse-Arf teoremi” dünyaca bilinen çalışmalarıdır.

 Mahmut Gazi Yaşargil (d.1925) 30 ekim 1967de cerrahi mikroskop kullanarak ilk beyin bypas ameliyatını gerçekleştirir. Cerrahi alanına yüzer mikroskop ve anjiyografi gibi uygulamalarla önemli katkılar sunar. Beyin ameliyatlarında kullandığı bu mikroskop anverizmalarıngiderilmesinde önemli rol oynayarak alanında çığır açar.

Bu eser vesilesiyle Türk bilim dünyasındaçok kısa bir gezinti yaptık. Bu bahsin ciddi çalışmalara,  ciltler dolusu kitaplara ve ansiklopedilere ihtiyaç duyurduğunu bir kere daha hatırladık. Bu alandaki etütlerin öncelikle Batı dillerine tercüme edilerek dünyaya açılması gerektiğini düşündük.

Değerli Türk ilim insanı Esin Kâhya hocamızı min gayri haddin tebrik eder; kendilerine Allah’tan sağlıklı ve uzun ömürler niyaz ederim.

📆 29 Haziran 2015 Pazartesi 13:52   ·   💬 0 yorum   ·   ⎙ Yazdır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ERZURUM'DA HAVA

ERZURUM
Esentepe Avrupa Konutları
YENİ SAYI

YAZARLAR

RÖPORTAJLAR

ANKET

Üzgünüm, şu anda etkin anket yok.

BAĞLANTILAR