Organize Sanayi Bölgesinde son dönemlerde satılık ve kiralık işletme sayısı giderek artıyor. OSB’ye yakın bir geçmişte gitme fırsatı buldum.
Yatırımcı üretimi ve istihdamı bırakmış durumda ve işyerini satma çabasında.
Turkcell ve Finans bank çağrı merkezleri olmasa istihdam oranı daha da asgari düzeye inecek.
İşyerlerinin büyük çoğunluğunda “satılıktır” veya “kiralıktır” yazısı mevcut.
Aslında kiralık ve satılık olan, yerel ekonomide üretim ve yatırımın durumu.
Yatırımcının büyük kısmı aynı durumdaysa sorgulanması gereken yerel ekonomiye yapılan reçeteler.
Kentteki ekonomik profili analiz ettiğimizde, istihdam sorununun kamu sektöründeki küçülmeye paralel olarak arttığını söyleyebiliriz.
Erzurum’a yatırımcı gelmiyor, gelmek istemiyor.
Teşviklerde bu çabaları sonuçsuz kılıyor.
Oysa ikinci OSB konusu gündemde.Olumsuzluklar paralelinde küçük ve orta boy işletmelerin desteklenmesi gerektiği de ortaya çıkıyor.
Küçük ve Orta büyüklükteki işletmelerin (KOBİ) en büyük sorunun finansman sorunu olduğu ortaya çıkarken, diğer sorunlarda sırasıyla, hammadde yetersizliği, kalifiye elman sorunu, talep yetersizliği, pazar sorunu, nakliye maliyeti, enerji maliyetlerinin yüksek olması, pazarlama elemanı bulamama sorunu rekabet gücü oluşturamama, bürokrasi, kredide teminat güçlüğü, ulaşım ve alt yapı sorunları olarak sıralanabiliyor.
Bütün bunların dışında doğuda sanayi olmaz ön yargısı da büyük bir olumsuzluk olarak ortaya çıkıyor.KOBİ’lerin önemli oranda yoğunlaştığı Organize Sanayi Bölgesinde de bu bağlamada önemli sorunlar yaşanıyor.
Bölge ara sıra yapılan toplantılarla gündeme gelmekten öteye geçemiyor. Sorunlarını sorduğumuz bölge yatırımcısının feveranları bitmek bilmiyorKentin kalkınması açısından büyük umutlarla kurulan Organize Sanayi Bölgesi’nde yatırımcı ayakta kalma mücadelesi veriyor.
Krizden sonra bir çok fabrikanın kapandığı bölgede halen 40 işletme atıl durumda.
Faaliyet gösteren işletmeler ise yüzde 30 kapasite ile üretimlerini gerçekleştiriyor.
Yatırımcıların büyük çoğunluğu, siyasilerin kendilerine yeterli ilgiyi gösteremediğini belirtiyor. Bölgeyi dolaştığınızda bir çok işletmenin depo niteliğinde kullanıldığına da tanık oluyorsunuz.Binlerce kişiyi istihdam edebilecek bölgede şu an sadece bin kişi istihdam ediliyor.Yeni teşvik yasasından umduğunu bulamayan yatırımcı, yasanın doğu ile batı arasında kalkınmışlık farkını göz ardı edilerek çıkarıldığını belirtiyor.
Yatırımcı artık, hiçbir beklenti içerisinde değil, kent merkezine uzak olan sanayici doğuda sanayi olmaz ön yargısına uygun hareket ederek., hiçbir tepki gösteremiyor. Ancak sorunlarını sorduğunuzda sıralamayı tercih ediyor.Doğuda sanayi olmaz önyargısı bir çok riske girerek bölgede yatırım yapan yatırımcıya büyük darbeler vuruyor. Bir çok işletme kaliteli ürün üretmesine karşın, doğuda sanayi olmaz ön yargısı bölge yatırımcısının en büyük engeli. Önemli sorunların başında yer alan pazarlama konusunda hükümetin dış ticaret politikasına önem vererek sınır ticaret merkezlerinin de faal duruma getirmesi de gerekiyor. Bütün bunlar paralelinde devlet desteğine gelince, defalarca dile getirdiğimiz teşvik yasaları doğuda ki iller açısından çözüm oluşturmuyor. Yeni teşvik yasası ile batıda ki yatırımların arttığına tanık oluyoruz. Bu manada Erzurum’da her hangi bir gelişme yaşanmadı. Beklenen revizyonda gerçekleşmedi.İklim koşulları da doğudaki iller için en büyük sorunlardan birisi kış ikliminin yoğun olarak yaşanmasıyla nakliye koşulları zorlaşır ve bu yöndeki maliyetler artıyor.Görüldüğü gibi sanayici hiçte halinden memnun değil ve siyasilerin duyarsızlığından yakınıyor. Bir yerde bir olumsuzluk var ise olumsuzlukta herkesin bir payı olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Bölgede sanayi olmaz mantığından vazgeçilmesi için hammaddeye yakınlık faktörü de büyük önem taşıyor.
Bölgedeki yatırımcı kiralık ve satılık olan işyerinden umut arar duruma geldi, iflas eden ise yerel ekonomide doğuyla batıyı aynı kulvarda değerlendirme zihniyeti oldu.
Gamze İSPİRLİ
Uzun zamandan beri yazılarınızı takip etmekteyim. Hem de sizin bile farkına varamayacağınız kadar uzun zamandan beridir. Ancak; son bir kaç yıldır yazılarınızda ciddi olarak ekonomi ve bilhassa sanayi alanındaki (olaylara) dokunma hissiyetinizi kaybettiğinize inanmaya başladım.İşte çok basit bir örneği; iş bu yazınız tam 2212 kez okunmuş ve bir yorum dahi yok. Neden acaba diye sormadınız mı kendinize. Yazılarınızı gazeteci olarak değil gözlemci olarak yazdığınızı farzediyorum artık. Neden mi? Gazeteci yorum katar, örnekleme verir , teşvik eder , yerer , över , a şahsını üzeceğim diye b şahsını veya kurumunu veya bir ili yönlendirmeye kalkmaz vs vs. Şimdi; iş bu yazınızda asıl anlatmanız gereken şey OSB nin hali veya sanayicilerin hali olmamalı. Zaten oradaki insanların büyük bir çoğunluğu ki bunlar genellikle imalattan uzak , istihdam anlayışından uzak ve aldım sattım oyunu oynayan hazırcı kişilerden oluşmaktadır. Bu şahısların tek beklentisi devlet. Devlet verirse yaparlar ( ki o işte bile başarılı olanların sayısı parmak sayısı kadar bile değil) vermezse depoculuk oynarlar. Hazırı ilk okul öğrencileri daha iyi yapar. Artık bunları bir kenara bırakarak gerçek müteşebbis olmanın yollarını neden aratmıyorsunuz. Veya bu güzide kurumu kullanarak isim yapanları neden ifşa edemiyorsunuz, veya bu kişilerin yanlışlarını, yazılarınızda dobra dobra (gerekirse isim kullanarak) halkımıza neden anlatmıyorsunuz. Söylenen teş şey teşvikler yetersiz kalmış ta, yatırımcı gelmemiş te , arsalar boş kalmış ta, falan da filan. Yapmayın hocam, etmeyin lütfen. Siz önce OSB Kanunu okuyun ve ona göre yazılarınızı yazın. Mesela şunu diyin ; ilgili kanun der ki: Amacına uygun kullanılmayan arsa geri alınır ve kullanacak olana verilir. Bunu yapacak Yönetim varmı orada , bunu sorgulayın ve takipcisi olun. Yorumunuzu katın , teşvik edin ve yeri geldiği zaman kaleminizden kan damlatın LÜTFEN
ilk iyi bir konuya değinmişsiniz bunun için size teşekkür ediyorum.ben de izmirden yatırım için osb de yer aradım imalat yapmak için maalesef imalat için yer bulamadım.hiç bir şekilde yardım eden kimse yok.sadece git oraya git buraya diyorlar.kiralık yerler de çok pahalı.sizin bahsettiğiniz konu ları bizzat yaşadım.