Türkiye ekonomisinin gelişmesinde en önemli ana temel kaynaklarından biri haline gelen ve gıda sektöründe her geçen yıl sürükleyici bir ürün niteliğini kazanan arıcılık ve bal üretimidir.
Çin’den sonra üretim hacmi en yüksek ve miktar olarak en fazla Bal Üretimi Türkiye de olmasına karşın ne yazık ki bu alan dadabilinçsiz ve amatör üreticilerin yanında sektör bazında bal üretimi piyasasını elinde tutan tekelleşmiş firmalar söz konusudur.
Her ne kadar Tarım Bakanlığının izni, gözetimi altında kontrol edilebilirliği söz konusu olan bir sektör olması mevzubahis isede, bu sektörde de sahtecilik hat safhada yerini almıştır.
Bal üretimini seri üretim haline dönüştüren ve Bal sanayisi şeklinde üretim yapan firmalar
Allahın bahşettiği mucize canlıyı bile aldatıcı hoş kokularla besleyip, GDOlu tatlandırıcı ve yapay çiçek tozu ile yükleme yaparak seri üretime dönüştürme hal durumu söz konusu durumsallığı son yıllarda gittikçe artmaktadır.
Her işin temel taşı İnsanda olan vicdan ve Allah korkusunun yanında, kul hakkının vebalini düşünme eksikliği içerisinde olan art niyetli insanların her sektörde olduğu gibi söz konusu arıcılık sektöründe de sayıları her geçen gün artmaktadır.
Bu zihniyette üretim yapan insanların olması haliyle dürüst üretici arıcıların işini de zorlaştırdığı gibi, tüketici nezdindede, arıcılara ve piyasada satılan Ballara da temkinli yaklaşımları haklı olarak söz konusu olmaktadır.
Ve acabalar tüketici zihninde dolaşıp durmaktadır.
Hilekârlığaucu açık bir sektör olduğundan, Çin’den sonra İkinci üretim merkezi sıralamasında olan Ülkemiz, Dünya piyasalarında hak ettiği yerde olmadığının üzüntüsü içerisinde olurken gerek iç piyasada gerekse dış piyasalarda güvenvermedeki sıralamadazorlanılmaktadır.,
Flora çeşitliği ve bitkisel zenginlik açısından Dünya sıralamasında bir numara olan ülkemizin, kaliteli ve doğal bal üretimindeki eksikliği ve art niyetli kişilerin toplum üzerindeki oluşturdukları güven duymamaalgısı, neyazık ki bu alanda hem milli ticari itibarımızı hemde ihracat kapımızı zor açılır haline getirmiştir.
Bu sektör o kadar ayağa düşürülen bir sektör oldu ki, çarşaf çarşaf reklamlarla çekilişler düzenleyip dört kilo Bal 99 Tl, yanına da bilmem ne hediye şeklinde adeta şaklabanlık halinde itibar ve itimat yerlerde sürünürken, dürüst üreticilerde kendilerini izah etmekte ve inandırıcı olmakta zorlanmaktadırlar.
Şu bir gerçek her sektörün amiyane tabir ileüçkâğıtçıları olduğu gibi, Bal üretimininde üçkâğıtçıları var.
Tüketici güven duydukları yerden ve şahıslardan aldıkları zaman gönülleri rahat olacaktır.
İnsan Sağlığı için çok önemli olan Bal adeta doğal bir ilaç ve zengin bir besin kaynağıdır.
Var olan sahtekârlıklardan yeterince bu değerli besin kaynağından yeterli düzeyde faydalanılamadığı gibi, fiyatı ucuz olan Ballara itibar edilmesinden dolayıda sağlığımızla da olumsuz yönde kendi elimizle itibar ve önem vermemekle oyun oynamaktayız.
Atalarımız ne demiş; ’Ucuz etin tiridi olmaz’’
Arabamız Son model olsun.
Evimiz Lüks ve büyük olsun.
Kaliteli giyinelim.
Gibi, gösteriş düşkünlüğünden beğinselkapanış yaşanmasının sonucunun getirdiği nokta.
Yemeğe gelince, gıda alımındaki seçim ve tercihe gelince, en ucuzu olsun mantığının sonuçları, hastaneler tıklım tıklım, direncizayıf bir beden, yaşamsal ömrün kısaldığı bir hayat sürdürme mahkûmiyetini kendi elimizle hızlandırmış oluyoruz.
Neşat YALÇIN/Cafesiyaset
nesatyalcin@gmail.com
Bir yanıt yazın