Sosyal yardımların kapsamı yeniden ele alınarak gerçekten yardıma muhtaç vatandaşları tespit ederek hak edene ve gerçekten mağdur olana yardım yapılması sosyal Devletçiliğin adil uygulama yol haritasını oluşturması açısından çok önemlidir.

Sosyal bir Devlet olmanın sağlıklı hizmetlerin yürütülmesinde sosyal yardımların isabetli hedeflere yapılması gerekmektedir.

Yardıma ihtiyacı olmadığı halde çeşitli nedenlerle kendini yardıma muhtaç göstererek, gerektiğinde yardım almasına sebep olacak yardıma muhtaç durumsal halini bildirenevraklarını da usulüne uygun temin veya hazırlayarak sunan vatandaşlar, gerçekte sosyal yardıma ihtiyacı olan vatandaşların hakkını haksız yere gasp eder bir durum hali içinde olduklarının vicdani sorumluluğunu da kendi iç huzurlarında hissetmemektedirler.

Sosyal yardımlardan en çok yararlananların başında köyde yaşamını idame ettirenlerle, kırsal yerleşim biriminden  büyük kentlere göç etmiş çeşitli nedenlerle iş bulamamış şahısların siyasi işgüzarlık içerisinde görünerek gerek Belediyelerden, gerekse sosyal yardım kurumlarından hazıra konma beleş geçinme psikolojisinde hem Belediyelerin kapısını hemde kaymakamlık makamının kapısını ,hemde siyasal partilerin kapısını aşındırmayı alışkanlık haline getirmişler ,üretmeden tüketmeyi fıtratlarına sindirmişlerdir.

Bugün Köylerde Muhtarlık makamı tartışılır bir durum halini almaktadır. Zira Muhtarların geneli olmasa da bazı köy muhtarları kendi çıkarlarını devletin çıkarlarından üstün tutarak oy toplama kaygısıyla seçildiği makamda devleti temsilde yetersiz ve taraflı olabildiği gibi köylerde kendilerine yakın vatandaşlarıda koruma kollama düşüncesiyle usulsüzlüklerin üzerini kamufle eder durumdalar.

Hükümetin Cumhuriyet tarihinde bu denli geniş kapsamlı yapmış olduğu sosyal devlet uygulaması taktire şayan ve Avrupa devletlerinde dahi ülkemizde uygulanan geniş kapsamlı sosyal yardımların olmadığı söz konusu iken, bu önemli uygulamayı tıpkı yeşil kart gibi suiistimale uğratılmak için önü açık bir durumdan kontrolden çıkma durumunun önüne geçilmesi kaçınılmaz olacaktır. Zaman çok geçmeden gerekli kontrol ve denetimler yapılmaz ise.

Bir ailede üç veya hatta dört kişi sosyal yardım alabilirmi? Bilmiyorum.

Eli ayağı tutan her birey üretimin birer parçasıdır.

Devletin uygulamaya koyduğu sosyal yardımlardan dolayı taşrada tarım alanları ekilmez durumda tarımsal üretim yapılamaz durumdadır.

Adeta tembellik, miskinlik ahtapot misali bütün kılcal damarları sarmış, kendi kendine yeten bir ülke olmaktan çıkarak bir dene muhtaç olan bir ülke olma durumuna gelmeden, hükümetimizin sosyal yardımların hak edene verildiğine dair ülke bazında muhtarların beyanından ziyade, oy kaygısı olmayan devletmemurlarına kontrol ve denetim yaptırarak yardımları yeniden düzenlenmesi gerekliliğinin önlemini iş işten geçmeden almalıdır.

Öğle bir hal durumu haline gelmiş ki, sosyal yardımlar evlilik kurumu gibi kutsal bir müesseseyi bile tehdit eder durumu halini almış.

Baba ölür kızına maaş bağlanır. Kadın kocadan ayrılır maaşı almak için. Kadın dul kalır maaş bağlanır. Köylerde boşanmaların çoğaldığı gibi evlilik kurumlarının pamuk ipliğine dönüşmesi an meselesi.

 Bedensel çalışmanın olduğu kırsalda, tarımsal alanlarda insanlarımız zora gelmediklerinden, sosyal yardımlardan da yararlandıkları için tarımsal üretim gittikçe azalarak çoğalıyor.

Ekilmeyen tarım alanları tarımsal vasfını kaybetmek üzere.

 Kırsaldan kentlere göç akını gittikçe çoğalmaktadır.

Göç devam ederse tarımsal üretimde dışa bağımlılığımız her geçen yıl daha da artacaktır.

NeşatYALÇIN/erzurumhabermerkezi@erzurumhabergazetesi.com