Ne YÖK, ne de Cumhurbaşkanı Gül, sürpriz yapmadı. Beklendiği gibi, Prof. Dr. Muammer Yaylalı rektör olarak atandı. Böylelikle Erzurum Teknik Üniversitesi, artık resmen start almış oldu.
Önümüzdeki süreçte ise, dekanlar atanacak, idari kadrolar teşekkül ettirilecek, öğretim üyeleri için duyurular yapılıp sınavlar açılacak, üniversitenin kurulacağı kampus belirlenip inşaatlara başlanacak…
Yani zaman az, yapılacak iş çok. Dünya’nın neresinde olursa olsun, her zaman yeni bir üniversite kurulması hiçte kolay bir iş değildir. Çuvallar dolusu paranız olsa bile öncelik başkadır:
Zaman, sabır, özveri, samimiyet ve çalışkanlık…
Şayet mali kaynakla birlikte bu unsurlar da bir arada olmaz ise, kuruluş süreci son derece sancılı geçer.
Erzurum Teknik Üniversitesi, en azından Atatürk Üniversitesi’ne göre son derece avantajlı bir konumda kuruluyor. Bir kere şartlar, 1950-60’lı yıllara göre inanılmaz ölçüde değişmiş durumda. Hangi açıdan bakarsanız bakın, bugün yeni bir üniversite kurmak, o yıllara nispeten çok daha kolay…
Bu sebeple, Erzurum Teknik Üniversitesi, en azından yarım asır önce Atatürk Üniversitesi’nin yaşadığı sıkıntılı bir sürece maruz kalmayacak.
ETÜ’nün en büyük avantajı şudur: Bilgi birikimi, tecrübe, kaliteli insan gücü, mali kaynak, ileri teknoloji ve küresel entegrasyon…
Geriye bir tek iyi bir orkestra şefi kalıyor.
Akademik çevrelerdeki genel kanaat odur ki, Prof. Dr. Muammer Yaylalı, iyi bir orkestra şefi olabilir. Çünkü Hoca, bu memleketin bir evladı olmasının yanı sıra, dünyadan ve üniversal gerçekten haberdar olan bir ilim adamıdır. Uzun yıllardan beri, Atatürk Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde görev yapıyor. Bu yanıyla üniversiteyi ve Erzurum’u biliyor.
Vaktiyle DPT’de uzman olarak çalışmış olmasının kazandırdığı deneyimle de, devletin işleyişine vakıf bir kimsedir. Hafızam beni yanıltmıyorsa Yaylalı Hoca, bir dönem Cumhurbaşkanı Sayın Gül’le de mesai arkadaşlığı yapmış bir isimdir.
Hoca, siyasete de bigâne bir isim değil. 1980 öncesinde ağabeyi merhum Dr. Zekayi Yaylalı MSP’den Milletvekili oldu, 80’den sonra da diğer bir ağabeyi olan Rıfkı Yaylalı, ANAP’tan Erzurum Milletvekili seçilmişti. Aile, bürokrasiyle de iç içe… Bayındırlık Müdürlüğü’nün efsane isimlerinden biri olan Enver Yaylalı da, Muammer Hoca’nın ağabeylerinden biridir.
Fakat yine de Hoca’nın işi oldukça zor…
Zira henüz kurulan bir üniversitenin vücuda gelebilmesi için gerçekten de 24 saat 7 gün esasına göre çalışmak icap eder. Aksi halde bu rekabet ortamı, adamı un ufak eder ki, Erzurum’un da böyle bir lüksü yoktur.
İçinde sosyal bilimler de var ama bu yeni üniversite, esasında bir teknik üniversitedir; dolayısıyla daha çok emek gerekir. Bildiğimiz odur ki Muammer Yaylalı, bu işin üstesinden gelebilecek bir yapıdadır. Ancak bu hizmet aynı zamanda Hoca’nın, ateşle imtihanı gibidir de…
Şöyle ki:
Yeni bir üniversite kuruluyor, açılacak olan her fakülteye, yüksekokula ve idari birimlere onlarca eleman gerekmekte. Bu kişileri arayıp bulmak, liyakatli insanları seçebilmek hiç de kolay bir iş değil. Şayet Hoca, ‘aman kendimi niye yorayım’ şeklinde düşünerek, hemen yanı başındaki Atatürk Üniversitesi havuzuna dalmaya kalkarsa, yanlış yapmış olur.
Geriye şöyle bir manzara kalır: Erzurum’a yeni bir üniversite kuruldu, ama mevcut üniversitenin içi oyuldu!
Bizim bu süreçten beklentimiz şudur: Hem Atatürk Üniversitesi büyümeye ve adını ilk on içinde yazdırmaya çalışsın; beri yanda da Erzurum Teknik Üniversitesi, yeni yüzler, yeni isimler ve pırıl pırıl beyinlerle taze ve coşkulu bir başlangıç yapsın.
Evet; Atatürk Üniversitesi, “üniversiteler kuran bir üniversite” unvanına sahiptir ve bu şöhreti de sonuna kadar hakketmektedir… Yani geçen zaman içinde Atatürk Üniversitesi’nden ayrılarak, farklı üniversitelerde görev alan onlarca kıymetli hocalarımız oldu. Ve bu da, işin doğası gereğidir. Şimdi aynı üniversite nasıl olur da, kardeş bir üniversite için imkânlarını seferber etmez?
Haklısınız… Lâkin imkânlardan faydalanmak ayrı, içinin boşaltılması ayrı bir şey…
Bizim muradımız; Erzurum Teknik Üniversitesi’nin, Atatürk Üniversitesi’nin imkânlarından, bilgi birikiminden ve tecrübesinden yararlanmasına itiraz etmek değil. Muradımız, her iki üniversitemizin de büyüyüp gelişmesidir. Biri büyürken, öteki tökezleyecekse eğer, bunun kimseye bir yararı olmaz…
Muammer Hoca iktisatçıdır; bu yüzdendir ki, “denge” hesabını en iyi bilen kimselerdendir.
Bendeniz, Hoca’nın kılı kırk yararak hareket edeceğine inananlardanım.
Mehmet Şener
başka biri rektör atansaydı bu haksız bir atama yanlış oldu diyecek cesaretiniz yoksa Muammer Hocaya bu yazdıklarınız havada kalır.
Cesaret aylar evvel Muammer Yayalalı haricindeki atamalar yanlış olacak diyebilmekti.
bazı yazarların yazıları önceden hazırdı sadece isim kısmını boş bırakmışlardı.
Erzurum’da bu iş çok yanlış gelen ağam giden paşam yazıları bunlar.
Çok ayıp çok.
İnsanlar haddini aşmamalı ve rektöre akıl verecek pozisyona düşmemelidirler.
Sayın Şener,cemal ismiyle yorum yazan kardeşimin samimi duygularına katılıyorum.Muaalesef yerel basın ve çoğu yazar ve çizerler yandaşlık yapmaktalar.Sekiz yıl önceki rektörlük seçimlerinde ,birinci seçilen sayın Prof.Dr.Cevat Gerni’nin uğradığı haksızlıga sessiz kalanlar bügünlerde seslerini fazla çıkaranlardır.Muammer hocadan bir menfaat bekleyenler nasıl yanıldıklarını anladıkları anda,yüzlerindeki renklerini görmekten zevk alacağımın bilinmeside beni mennun edecektir.Yeni kurulmakta olan üniversitenin ve rektörünün övgüye değil,destege ihtiyacı vardır.Bu desteginde yaldızlı kelimelerle kuru laflarla çocuk sever gibi okşama ve,henüz başarının ortada olmadığı,hak edeninmi yoksa fikri yakınlığınmı atandıgını anlamadan,hep ayni notadan nakarat şarkılar söylenmektedir.Seçilmişin hakkını aramayan,atanmışın kıymet oldugunu
nasılda övme yarışına girdikleri beni şaşırtmamıştır.İsmi geçen iki aday hakkında bildiklerinizde Muaammer bey kadar yüzeysel bilgilerdir.Kişilerin öz geçmişleri,hizmet alanlarını ve becerilerini ortaya koyamıyacagı aşıkardır.Padişahım sen çok yaşa mantığı kentimize,ikinci kez becereksiz bir başkanın tekrar seçilmesini saglamadımı.Yeni bir kuruluşun ilk adımı çok önemlidir,bunu başaracak üstün yetenekli kişilerin olduğu bir kuruluştan bir rektör atanması elbette çok sevindirici ama erken yapılan övücü laflar ve tebrikler beni hiçte inandımadığıdır.Yanılan tarafın ben olması temennilerimle,sayın rektörümüze hayırlı olsun dileklerimle selam ve sevgilerimi sunarım.Ülkü İle Kalınız.
işi zor