Erzurumspor eski klüp Başkanı Cemal Polat, Galatasaray (GS) Klüp Başkanı Adnan Polat’ı eleştirdi.

Bugün yazılı bir açıklama yapan Cemal Polat, 05 Şubat 2011 Cumartesi günü Erzurum atlama kuleleri restaurantında yapılan bakanların ve iş adamlarının katıldığı yemekli toplantı esnasında Adnan Polat’ın şahsıyla ilgili konuştuğunu ifade ederek bu konuşmaya cevap verme gereksimi duyduğunu belirtti.
Cemal Polat, açıklasında şöyle konuştu: “Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat, Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Özak, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Sağlık Bakanı Recep Akdag ile yaptığı sohbet esnasında, kulüplerin Erzurum’da kamp yapmaları yönünde bir konu açılmış.

Sayın Polat, fazlaca takımın Erzurum’a gelmemesi dolayısıyla bunun sıkıntılı olacağını, Antalya’ya kamplara gidilmesinin sebeplerinin ise çok takımın olduğu ve hazırlık maçları yapılmasına olanak verdiğini belirtmiş ve devamında konu Cemal Gürsel Stadı ve Erzurumspor’a gelmiştir.

Bu anda sözlerine ‘Gani Hamutçu , Hasan Özaydın ve ben’ diye başlayarak, Erzurumspor’un lige çıktığı dönemde 3-4 ayda bir Erzurum’a geldiklerini, Erzurumspor’a çeşitli yardımlarda ve telkinlerde bulunduklarını ancak dönemim Kulüp Başkanı Cemal Polat’ın Erzurumspor’u siyasete alet etmesi sonucu sorunlar yaşandığını bir diğer başkan Hamza Cimilli’nin de Erzurumspor’da emeği olduğunu ( Ki Hamza Bey’in Erzurumspor’da ciddi manada emeği vardır) belirterek şahsımla ilgili gerçeklerle uzaktan yakından alakası olmayan sözler sarf ettiğini üzüntüyle örgenmiş bulunuyorum.

Şimdi ben Cemal Polat olarak siz sayın Adnan Polat’a sormak ve cevaplarını almak istiyorum. O dönemde hangi emareleri gördünüz de benim Erzurumspor’u siyasete alet ettiğim kanaatine vardınız? Sizinle beraber olduğunu bahsettiğin kişilerde sizinle aynı kanaatleri mi taşıyorlar, onları da bilmek isterim.

Sayın Adnan Polat bey, ben başkanlığım döneminde Erzurumspor için yaptığınız katkıları basın kuruluşları önünde anlatmış teşekkürümü de iletmiştim ancak yemekte yaptığınız konuşmayı duyunca bu açıklamayı yapma mecburiyeti hissettim. Benim siyasi görüşüm Erzurumlu olanların ve beni tanıyanların geneli tarafından bilinir o siyasi görüşe mensup olmaktan da ayrıca gurur duyduğumu da belirtmek isterim.

Gördüğüm her menfaat ve koltuk karşısında manevra yapıp farklı siyasi kulvarda olmayacağımı da beni tanıyanlar iyi bilirler. Ben başkanlığım süresinde siyaseten aynı görüşleri paylaşmasak bile Erzurumspor’un siyaset üstü olduğunu benimsemiş ve ona uygunda hareket etmiş biriyim. Dönemin Başbakanı Sayın Mesut Yılmaz Bey ile iyi ilişkiler kurmuş (Sayın Mesut Yılmaz Bey benim siyasi görüşümü bilmesine rağmen) ve neticesinde Cemal Gürsel Stadı’nın her iki tribünün büyütülmesi kapatılması ve ışıklandırılmasını Sayın Başbakan’ın destekleri ile sağlatmışım.

Tekrarlıyorum, siyaseten farklı kulvarlarda olmamıza rağmen Sayın Mesut Yılmaz’ın Erzurumspor için yaptıklarını kongreler ve çeşitli basın toplantıları ile dile getirmiş ve kendilerine teşekkürlerimi ileterek hakkı sahibine teslim etmişken bu mu siyaset yapmak ?

Şayet ağabeyim 1999 yılında milletvekili olmasını benim Erzurumspor’u siyasete alet etmek olarak görüp, bahsediyorsan onu da öğrenmen gerek. Çünkü ağabeyim aynı partiden Erzurum milletvekili olmadan önce, 14 yıl boyunca il başkanlığı yapmış olup daha önce belediye başkan adayı ve milletvekili adayı olma onuruna nail olmuştu.

30 Ekim 1994 yılında şehrimizde yaşanan karışıklarda, olayların önlenmesi ve kardeş kavgasının olmaması için canı dahil, üstüne düşen görevleri de rahmetli Naim Hoca ve sağduyu sahibi Erzurumlular ile birlikte yerine getirmişti. Yani ben Erzurumspor’da daha yönetici ve başkan değil iken ağabeyim mensubu olduğu partinin çeşitli kurullarında görev almış ve Erzurum’un yerel ve genel siyasetinde rüştünü ispat bir kişi idi 1999 yılı seçimlerinde ağabeyim milletvekili adayı olmasına, aynı seçimde Erzurumlu seçmenlerin teveccühü ile milletvekili seçilmesine rağmen, seçimlere kısa bir süre kala Erzurum’da oynanan bir maç öncesi aynı seçimde ağabeyime rakip olan ANAP milletvekili adayı (siyasi görüş olarak farklı düşündüğüm) Nevzat Saygılıoğlu’na Erzurumspor’a yaptığı katkılardan dolayı plaket vererek statta tüm taraftarlara tanıtarak teşekkürlerimi iletip hakkı teslim etmem mi Erzurumspor’u siyasete alet etmek oluyor?

1999 yılında evinizde Erzurumspor’la ilgili olarak ve 2000 yılında İstanbul Akmerkez’de bir restaurantta şirketlerle ilgili olan sohbetimizde özel olanları etik olmadığı için açıklamıyorum. Erzurumspor’a ‘yapacağım’ dediğiniz ancak daha sonra yapmaktan imtina ettiğiniz yardımları kamuoyuyla geniş bir biçimde paylaşmamış olmam mı Erzurumspor’u siyasete alet etmek oluyor? Örnek mi istersiniz, bir Pazar günü eviniz bahçesinde Adnan Sezgin, siz ve ben ‘teknik direktör olarak kimi alalım’ diye tartışırken, “Erzurumlular benden de maddi bir şeyler bekliyor. Takımın başına teknik direktör olarak Hikmet Karaman’ı getirirseniz tüm transfer giderlerini ben karşılayacağım” demiş olmanıza rağmen, 80 bin mark peşinatı ödedikten sonra, kalan bakiyeleri ödememiş olmanız.

(Diğer taksitini biz kulüp olarak Çanakkale Dardanel kupa maçı dönüşü İstanbul’da yöneticimiz Hadi Atalar aracılığıyla ödedik) Ya da 1998 yılında kaleci Atilla’yı Galatasaray’dan kiralarken “Ergun Gürsoy’a Atilla’yı ver, senetlerini al gerisini hallederiz” demiş olmanıza rağmen, kiralama ücretini kulüp olarak biz ödediğimiz halde yerel basına “biz Galatasaray kulübüyle Erzurumspor’u kardeş kulüp yapmıştık, kiralama borçlarını dahi ödemediler.

Artık Galatasaray’ın kapısından geçemezler” gibi gerçeği yansıtmayan beyanatlarınıza rağmen Atilla’yı aynı sezon sonu Futbol Şube Sorumlusu Ergün Gürsoy aracılığıyla lisansı ile birlikte aldı. Acaba daha önceki sözlerinizin gerçeği yansıtmadığının anlaşılması sonucu, geçmişten kalan kızgınlığınızın bir tezahürü müdür?

Yemekte söylediğiniz gibi Erzurumspor’u siyasete alet etmeyi düşünseydim siyaseten farklı düşündüğüm başta siz olmak üzere rahmetli Hasan Özaydın, İbrahim Polat, Salih Alpaslan, Mete Kılıç, rahmetli Ethem Seven, rahmetli Fahrettin Aslan ile Erzurumspor’un geleceği konularını konuşmak ve tartışmak üzere Fahrettin Aslan’ın ofisinde ve size ait İstanbul’daki otelinizde hiç biraraya gelir miydim? Hatta Mete Kılıç ve Gani Hamutçu ile kalkıp EVYAP grubuna gidip, gelin “Erzurumspor’u EVYAP Erzurumspor yapalım, Erzurumspor sürekli yaşasın” diye teklifte bulunur muydum.

Ama ben Erzurumspor başkanı olarak tüm siyasi görüşe mensup Erzurumlular ile bir arada olmaktan her hangi bir sıkıntı duymadım, benimle olmaktan sıkıntı duyanlar vardı ise onu da bilemem. Yemek esnasında söylediğiniz iddialar, bütün bunlarla ilgili değil ise Türk Telekom Arena Stadı’nın açılışında yaşanan olumsuzlukların gerçek sorumlularını kamuoyuyla paylaşmak yerine farklı hedefler gösterip içine düştüğünüz sıkıntılar sonrası şahsınızın Sayın Başbakan ile karşı karşıya kalmasını ortadan kaldırmak ve telafi etmek için yemekte mevcut bulunan bakanlara kendinizi şirin göstermeye çalışmanız, şahsınızı Başbakan’a ve bakanlara affettirme girişimi midir?

 Tüm bunlar ışığında, siyaseti kim yapıyor veya bulunduğu kurumu siyasete kim alet ediyor dersiniz Sayın Adnan Polat?”

ERZURUM (İHA)