MENÜ ☰
Büyük Erzurum Sofrası
Erzurum Haber Gazetesi » Yazarlar » Yakutiye Medresesi’ni yıkıp, yerine iş merkezi yapın!
Mehmet Şener
Yakutiye Medresesi’ni yıkıp, yerine iş merkezi yapın!


Birazcık da olsa tarihten ve sanattan haberdar olan yabancılar Erzurum’a geldiklerinde, tabi ki öncelikle “çekirdek şehir” dediğimiz merkezi dolaşıyorlar.  Burada Yakutiye ve Çifte Minareli Medreseleri görünce, daha Ulucami’yi, Üç Kümbetleri, Lalapaşa’yı ve Kale’yi görmeden, şaşkına dönüyorlar.İlk tepkileri; “Erzurum bir açık hava müzesi” biçiminde oluyor.
İlhanlılar’dan, Selçuklulara ve nihayetinde de Osmanlı’ya kadar geçen sürecin izleri, olanca ihtişamıyla ayakta duruyor.
Her ne kadar bizim için sıradan olsalar da tarihten haberdar kimseler, bu eserleri birer abide olarak görüyor. Ki, gerçekten de öyledir. Kaç şehir vardır ki, mazisi bin yılı aşan böylesine muhteşem eserlere ve tarihi izlere sahip olsun…
Erzurum bu imkana sahip bir şehir… Ama talihsizliğe bakın ki, bugünün Erzurum’u, bu olağanüstü eserlerin değerini bilmiyor.
Hatta yıkılsalar da, yakılsalar da ne yazık ki birçok kimsenin umurunda bile değil…
Şayet bu şehirde gerçek anlamda bir anıtlar kurulu veya tarihi eserlerle ilgili bir müessese olmuş olsaydı, hangi geri zekalı Yakutiye’yi böylesine rezil etmeye kalkışabilirdi?
Haber, dün Palandöken’de son derece çarpıcı bir biçimde yer aldı……
Doğalgaz hattı çekeceğiz diye, tarihi Yakutiye Medresesi adeta şebeğe çevrilmişti.
Adamların kendileri şebek, cahil ve hödük olunca tarihten de işte bu kadar anlıyorlar.
Binanın dış yüzünden o iğrenç borular geçmekte.
Bu durumdan ne yetkililer rahatsız oldu, ne de şehir halkı…
Haydi Anıtlar Kurulu denilen yerin ne kadar uyduruk ve hacıyatmaz olduğunu anlamasına anladık da, bu rezalete üniversitenin ve Valiliğin nasıl rıza gösterdiğini bir türlü anlayamıyoruz.
Aslında anlıyoruz…
Yani al gülüm ver gülüm meselesi…
Sade bir vatandaşın evi üçüncü derecede tarihi eser olarak tescil edildiği için, çivi çaktırmayan bu kokuşmuş kurumlar, nasıl oluyorsa Yakutiye gibi bir medresenin göz göre göre katledilişini izlemeye devam ediyorlar!
Artık işin içinde ne varsa, nasıl bir ilişki kurulmuşsa?!
Yakutiye’yi “restore” ediyoruz diye düpedüz katlettiler.
Korkumuz şuydu: Bunlar Yakutiye’yi yıkıp yerine lojman veya kendilerine ofis yaptırabilirler…
Neyse ki bu kadar ileri gitmediler. İnanın ki gitselerdi de kimse onlara “dur” demeyecekti.
Yani merhamet ettiler. Yıkmak isteselerdi yıkarlardı ve kimseye de hesap vermezlerdi!
Çünkü kendilerini bu denli yetkili ve sorumsuz hissediyorlar!
Bu kıymetli eser şimdilik bürokratların ofisi olmasına olmadı ama Yakutiye’den geriye de bir şey kalmadı…
Tepesine PVC’den kule, duvarlarına da boru döşediler…
Zemini de bozdular…
Onlara sorsanız “Biz restorasyon yapıyoruz” diyeceklerdir. Fakat neyse ki, yerli yabancı herkes yapılanın restorasyon değil de, bir yıkım olduğunu gördü.
Bir zamanların üniversitesi olan o güzelim Yakutiye, şimdi mimariden, sanattan, tarihten ve estetikten bihaber adamların elinde, adeta yerle bir edilmekte…
Daha doğrusu olan oldu, boruları medresenin böğrüne dayayıp gittiler!
İnanmıyorsanız gidin bakın, bu rezalete izin veren ekibin en başındaki şahsın isminin önünde en iri tarafından “profesör” yazıyor!
Ki, aynı profesör yönetim kurulu üyeliği uğruna, Çifte Minareli Medrese’nin de katledilmesine göz yummuş, onay vermişti…
Bugün yarın bekliyorum:
Bu zihniyet Çifteleri de, Yakutiye’yi de yıkacaktır.
Sadece şartların daha da olgunlaşmasını bekliyorlar!
Hele gidip medeni ülkelere bir bakın bakalım ki, bu bizdeki rezaletin onda birinde bir yıkıma nerede rastlayabilirsiniz?
Mümkün değil…
Bu katliam ancak ve ancak bizde olur; oldu da işte…
Çifte Minareli Medrese maalesef, o önüne konulan barakalar yüzünden mahvolmuştu. Henüz onun açtığı yara kapanmamıştı ki, aynı zihniyet bu defa da Yakutiye’nin temellerine dinamit koymaktan kaçınmadı.
“Restorasyon yapıyoruz” diyerek, yıkım yapıyorlar.
Ve böylelikle teker teker ne kadar tarihi kıymetimiz varsa elden çıkarılıyor.
Kim bilir şimdi birileri nasıl da avuçlarını ovuşturup duruyordur: Şu metruk binaları tamamen yıksalar da, biz de yerlerine iş merkezi diksek, diye…
Çünkü, şehircilikten anladıkları tek şey, beton yığını dikmektir.
Bugün temelini ve duvarlarını oyanlar, yarın da kökünden kazıyıp atacaklardır.
Bu eylem sadece cahillikten kaynaklanmıyor, işin içinde kötü niyet de var…
Önce sözde gaz sistemi döşediler, ardından da “gaz patladı, bina yıkıldı” diyeceklerdir.
Çünkü maksatları gerçekten Yakutiye’yi kurtarmak değil…


En hazin olanı da şudur:
Bu rezaleti Vali izliyor, belediye başkanları izliyor ve ahali izliyor…
Siz siz olun bol bol Yakutiye’nin fotoğraflarını çekin, birkaç yıl sonra isteseniz de çekemezsiniz. Adamlar kafaya koymuş bir kere, Erzurum’u tarihi eserlerden temizleyecekler!


Böylelikle Ermenilerin eli kuvvetlenecektir: Erzurum bidayetinden beri Türk yurdu değil, Ermeni memleketidir!


Oldu olacak bu efendilere bir tüyo da biz verelim:
Gelin hazır elinizi değdirmişken Ulucami’yi yıkıp yerine iş merkezi, Lalapaşa’yı da yerle bir edip, yerine kafanıza göre bir şey yapın…
Değil mi ki mühür de siz de, Süleyman da sizsiniz….
Asarsınız da, kesersiniz de, yıkarsanız da!

📆 20 Kasım 2009 Cuma 10:01   ·   💬 1 yorum   ·   ⎙ Yazdır

“Yakutiye Medresesi’ni yıkıp, yerine iş merkezi yapın!” için bir yanıt

  1. Hüsamettin ŞENER dedi ki:

    Akıllı ol bunlar zaten tarihi eserlere gerekli değerleri verse idiler böyle mezbelelik olurmu idi…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ERZURUM'DA HAVA

ERZURUM
Esentepe Avrupa Konutları
YENİ SAYI

YAZARLAR

RÖPORTAJLAR

ANKET

Üzgünüm, şu anda etkin anket yok.

BAĞLANTILAR