Erzurum’un içinde bulunduğu duruma farklı bir bakış.. Orhan Bozkurt’un kaleminden, içinizi titretecek bir Erzurum yazısı…
İçinde yaşadığımız, şoklarında yürüdüğümüz, her gün gözümüzün önünden, ayağımızın altından kayıp giden gerçekler… İşte bir Erzurum masalı…
Öyle bir şehirde yaşıyoruz ki her şey hayal!…
Her şey rüya…
O kadar hayal ki; gece ‘Tarihin Arka Odası’nı izleyen birisi sabah, belediyeden izin alarak ‘benim dedemin kızı burada yatıyor…’ diye 50 yıllık okulun bahçesine, o okulda okuyan çorcukların boyundan büyük mezar taşları dikiyor…
Öyle bir şehirde yaşıyoruz ki her şey hayal!…
Adam; on binlerce oy alıp, belediye başkanı seçiliyor. Gece rüyasında göremeyeceği koltuğa oturmuş ya… Sabah şehrin göbeğinde olmayan dağları deviriyor. Ahaliside onu alkışlıyor…. Oysa herkes bilir ki; bu kadim şehir dağların eteğinde kurulmuş. Göbeğinde dağ mı bulunurmuş!..
Dedik ya; öyle bir şehirde yaşıyoruz ki her şey hayal!…
Bundan tam 41 yıl önce bir grup insan bir araya gelip bir kulüp kuruyor, gece mi, gündüz mü belli değil… Gel gör ki; 41 yıldır birileri onu sömürüyor.
Ne diyelim;
41 bin kez maşallah…
Nasılsa adı Erzurum!..
Kimin umurunda!…
Öyle bir şehirde yaşıyoruz ki her şey hayal!…
Birilerinin elinde kılıç sağa da sallıyor sola da…
Almış ya Evkaf’tan dükkânını, sanki babasından kalmış… Cumhuriyet Caddesi’nin göbeğine masalarını salmış… Yürüyene yol ne lazım!…
Ermeni olsa bunu yapmaz…
Her para basan adıyla büyümüyor… Bu tarihi şehre, Arzen’e yazık değil mi?
Mermerden döşesen basamaklarını ne olur? Arzen‘in önünden vallahi ahalisi yürüyemiyor…
Kimin umurunda?
Gece rüyasında görmüş Pirini, elvermiş Hazret…
Gündüz önüne çıkanı mı var?
Öyle bir şehirde yaşıyoruz ki her şey hayal!…
Saltanat köşkleri kuruluyor tepesine mal bulmuş Mağribiler gibi…
Dağlarına yaz ortasında kar yağar, kışın ortasında ise zavallı karı arar!…
Katletmişler, yok etmişler her şeyini; sadece akıllarında adı kalmış…
Gözleyeni mi var?
Öyle bir şehirde yaşıyoruz ki her şey hayal!…
Tek gerçeği; bir milyona varan nüfusunun; on binleri aç, on binlercesi işşsiz ve hala şehrini tanımayan yedi yere batası, yedi tane bakanı var…
Yazık ki ne yazık…
Harbiden sahipsiz kalmış bu şehir ne arayanı ne soranı var!…
Adı; Erzurum ya… Umut diye çilesine sarılmış…Abu hayat olan suyu zıkkım, derde derman havası zehir, sokakları çer-çöp, kaderine teslim olmuş yaşayanlarıyla ağlar…
Bu şehirde her şey sahiden masal!…
Bir yanıt yazın