Haydi diyelim ki bizim hemşerimiz, arkadaşımız, dostumuz ve de yakınımız olduğu için hissi davranıyoruz ve gerçekleri göremiyoruz…
Peki bütün Türkiye’ye ne demeli?
Dün dikkatlice okudum…
Sağcısından solcusuna, dindarından ateistine kadar, yüzlerce binlerce kişi gazetelerin internet sitelerine gönderdikleri yorumlarda hep aynı şeyi söylemişlerdi:”Sağlık Bakanı Recep Akdağ için yolsuz, uğursuz, vurguncu demek çok büyük bir iftira olur ve maşeri vicdan bu iftirayı yapanları affetmez.”
Akdağ, iddialarla ilgili Erzurum’da yani memleketinde açıklama yaptı ve CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun öne sürdüğü gerekçeleri tek tek çürüttü.
-Yani?
-“Yani”si yok bu işin; olay çok basit:
Birileri Kemal Bey’i fena halde oyuna getirmiş ve AK Parti’ye olan intikamlarını Recep Akdağ üzerinden almaya kalkmış.
Mesele bu kadar basit……
Bazı şeyler vardır ki, muhatabına göre değişir. Misal; hırsızlık yapması muhtemel olan biri için, “hırsızlık yaptı” denildiğinde, öyle herkes ayağa kalkıp kıyamet koparmaz. Çünkü o kişi, o cürümü işleyebilir.
Bazı kimseler de vardır ki, misal Sağlık Bakanı Recep Akdağ gibi, “hırsızlık yaptı” deseniz hatta o yönde belge sunsanız bile kimse inanmaz. Çünkü Recep Akdağ, rüştünü ispatlamış ahlak timsali, erdemli, dürüst, çalışkan ve vatanperver bir insandır.
Sağlık alanı gibi, katrilyonların döndüğü bir sektörde sekiz dokuz yıldan buyana aynı koltukta oturacaksınız ve bugüne kadar hakkınızda en küçük bir şaibe çıkmayacak……
Bu öyle basit ve sıradan bir olay değil……
Bendeniz görevimiz gereği farklı şehirlerde birbirinden farklı insanlarla bir araya geliyoruz. Ki, bu insanların içinde sağlıkçılar da var, ilaççılar da……
Gün geliyor Bakan Akdağ, sağlıkçıların tepkisini çekecek bir uygulamayı hayata sokuyor, gün de geliyor eczacılarla kapışıyor.
Buna rağmen, fikren Akdağ’a taban tabana zıt olan bir çok insandan duyduğum cümle şu olmuştur:
“Sağlık Bakanı Akdağ, sosyal bir insan değil, ama yaptığı işi son derece başarıyla yapan bir politikacı ve en önemlisi de adam gereğinden fazla dürüst.”
Hangi görüşe mensup olursa olsun bu ülkede vicdan sahibi herkesin üzerinde ittifak ettiği husus şudur:
“Akdağ, dürüst ve namuslu bir adamdır.”
En yakınındaki kimselere bile bugüne kadar Bakan Akdağ eliyle kamudan zerre miskal bir imkan elde edemediler. Bilakis O’na yakın olanlar normal şartlarda elde edebilecekleri işlerden dahi mahrum kaldılar.
Kılıçdaroğlu, tıpkı kıçtan dalan ördek gibi yanlış strateji izledi……
Kim oyuna getirdiyse getirdi ve CHP liderini kayaya toslattı……
Yolsuzluk yapmayan bir adam, niçin başkasının yolsuzluğuna, üstelik de faturanın kendisine kesileceğini bile bile rıza göstersin, göz yumsun ki?
Recep Akdağ, siyasete veya bakanlık koltuğuna zincirlerle kendini bağlamış biri değil……
Farzımuhal yarın “sen artık bakan değilsin” denilse, başkaları gibi karalar bağlayıp, gözyaşı dökmez.
Kemal Bey, Recep Akdağ’ı hedefe koymakla siyaseten çok büyük bir yanlış yaptı. Çünkü bu ülkede sağlık hizmetleri öyle bir noktaya ulaştı ki, AK Parti’ye ateş püskürenler dahi, gerçeği görmezden gelemiyor.
Kemal Bey’in ikinci yanlışı ise, “Bakan Akdağ, yolsuzluk soruşturmasına müdahale etti” demekle oldu.
Bu yakıştırmaya, Akdağ’ı azcık tanıyan dost düşman herkes güldü.
O, değil yolsuzluğu ört bas etmek, görse ve bilse kardeşi dahi olsa üstüne gider.
Evet o denli gözü kara, o kadar fanatik……
Bu sebepledir ki……
Yolsuzluk iddiası, Akdağ’ın üzerine yapışmadı, yapışmaz da……
Recep Akdağ’ın, bu ülkeye ve bu şehre kazandırdıkları elbette yadsınamaz……
Ana muhalefet lideri öyle yanlış bir ata oynadı ki, en usta tevilciler bile çaresiz kaldı.
Mevzubahis Akdağ olunca, yolsuzluk olmaz çünkü……
CHP, bu yolla iktidar olabileceğini zannediyorsa fena halde çuvalladı demektir.
Çünkü:
Bu ülkede sağlık ve ulaşım hizmetleri konusunda kim ne söyleyeceksek, bin düşünüp bir konuşmalıdır.
Mehmet ŞENER
erzurumlu yolsuzluk ugursuzluk yapmaz ve yaptırmaz yapanıda af etmez bu boyle bilinsin,
sen gözlerini kapa bu yazdığın cümleyle yaşa hayatın boyunca kardeş hayat sana güzel